Paylaş
Sadece Kürt siyasetini değil, hükümet sözcüsü Bülent Arınç’ın o herkesi şaşırtan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik “Uygun bulmuyorum” çıkışını da bu dört tarih çerçevesinde ele almak gerektiğine inanıyorum.
*
31 MART 2015: Obama’nın 2012’de ikinci kez başkan seçilmesinin ardından İranlılarla 1 Mart 2013’te Umman’da gizlice başlattığı görüşmelerin gelip dayandığı en önemli dönemeçlerden biri.
Gerçi İran’ın nükleer programı için yürütülen müzakerelerin geçen Kasım uzatılmasına karar verildiğinde de hava böyleydi.
Taraflar “Anlaşma çok yakın” diyorlardı. Ama bu sefer hem Tahran’daki reformcuları hem de Obama’yı bir çözüme zorlayan o kadar çok faktör var ki...
Obama, müzakerelere karşı çıkan Kongre tarafından çok sıkıştırıldı. İranlı reformcular da, Türkiye’de 2000’lerde AKP ve Kemalist devlet arasında yaşanan çatışmanın bir benzerine sahne olan Tahran’da, katı yönetim yanlıları tarafından çok hırpalanıyorlar.
Gördünüz...
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani 2013’te seçildikten sonra devri sabık başlatıp, bağlantıları eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’a uzanan işadamı Babek Zencani hapse atınca, katılar da Ruhani’nin arkasındaki en güçlü siyasi figür Haşim Rafsancani’nin oğlunu hafta içi yolsuzluk suçlamasıyla aldılar.
O yüzden Batı ve İran arasında süren müzakerelerin bir taslağa kavuşması için belirlenen bu son tarihte ilerleme sağlanması mümkün.
Daha önce “Olmaz” deniyordu. Obama başkanlıktan ayrılıncaya kadar böyle gider diye düşünülüyordu. Ama işler çok hızlı değişti.
*
24 NİSAN 2015: İran’la taslak konusunda bir uzlaşmaya varılırsa, yaşanan gelişmeleri Soğuk Savaş sonrası Ortadoğu’daki en büyük “jeostratejk kayma” olarak tarif edenler haklı çıkacak.
Ve İran’ın daha geniş yer tuttuğu yeni bir denge kurulacak.
Nisan-Mayıs gibi başlayacağı düşünülen, Musul’u IŞİD’den kurtarma operasyonu da buna bağlı olarak planlanacak.
İran’ın operasyonun neresinde olacağına nükleer müzakerelere göre karar verilecek. Tabii İran’ın konumu belirlendikten sonra Türkiye de bir karar almak zorunda kalacak.
Ve Ankara, IŞİD karşıtı koalisyona katılıp katılmayacağını, Suriye’de vekalet savaşı yürüttüğü İran’la Irak’ta yan yana bir savaşta bulunmak isteyip istemediğini net olarak bildirecek.
Bunun zamanlaması tartılışılır tabii.
Ancak kesin olan, bu kararın bir ayağını da Ermeni Soykırımı iddialarının 100’üncü yılı dolayısıyla 24 Nisan’da yayınlanacak ABD başkanlık bildirisi ve Obama’nın o gün için Erivan’a yollayacağı delegasyonun seviyesi oluşturacak.
Çünkü Türkler de Çin füzelerinden Musul’da yapılacak katkıya hemen her işi 24 Nisan sonrasına erteleyip, “Önce sen ‘soykırım’ demediğini göster sonra bakarız” dediğinden Amerikalılar bekleyecek.
*
7 HAZİRAN 2015: Ermenistan’ın eski Ulusal Güvenlik Bakanı, ülkenin en etkin politikacılarından David Shahnazaryan ile konuştum.
Erivan’da Obama Yönetimi’nin bu sene “soykırım” diyeceği ya da Washington’ın Erivan’a yüksek düzey bir delegasyon göndereceği yönünde bir beklenti yok.
Ancak İran’la nükleer müzakereler, onun Musul operasyonuna yansıması, onun da Türkiye açısından 24 Nisan’da Obama’nın seçimleri üzerindeki etkileri derken...
Bunların hepsinin Türkiye’deki genel seçimlerde bir karşılığı olacak. Ve bu gelişmeler, 13 yıl sonra Türkiye’nin Erdoğan’sız ilk seçiminde ortaya bir sonuç çıkaracak.
Ahmet Davutoğlu, AKP’nin tek başına kurduğu bir iktidarın güçsüz başbakanı olmaya devam mı edecek, yoksa bir koalisyon iktidarının güçlü başbakanına mı dönüşecek, o gün anlaşılacak.
*
30 HAZİRAN 2015: Ve en nihayet aynı ay, bölgede düğüm çözülecek.
Tahran’la yürütülen nükleer müzakerelerin nihai bir anlaşmaya ulaşması için belirlenen bu son tarihte İran’ın ve bölgenin geleceği şekillenecek.
Zira anlaşmaya varılırsa, İran’ın hem ekonomik olarak hem de siyaseten uluslararası sisteme yeniden entegrasyonu ele alınmaya başlanacak.
Türkiye ve bölge için çok kritik bir dönem olacak bu. Ve önümüzdeki üç ayın gelişmeleri, bölgede taşlar yerinden oynarken muhtemelen tarihi sonuçlar doğuracak.
Paylaş