Paylaş
Türkiye kınadı. Suudi Arabistan memnun. Suriye zil takıp oynayacak. Mısır işinin Washington boyutu işte bu resim. İslam ülkelerinin yakın tarihte hiç görülmediği kadar bölünmüş hali. Mursi’nin görevden alınmasından sonra Yönetime yakın bir kaynağım aynen şöyle dedi bana: “Suudi Arabistan, Mısır’da Katar’ı devirdi.” Bilinmez, belki de müttefiklik ilişkisiyle kıyamadığı için Türkiye’yi Katar’a eklememiştir. Ama Katar’da daha iki hafta önce yaşanan iktidar değişikliğini ve Suriye’den Mısır’a Müslüman Kardeşler’le her yerde iş karıştıran Şeyh Hamid bin Halife ile Dışişleri Bakanı Hamid bin Casim’in gittiğini düşünürseniz şunu sormak meşru değil mi? Türk hükümeti İhvan merakını daha ne kadar sürdürecek? Daha ne kadar yalnızlaşma pahasına?
Niye Obama halen NSA’in dinleme skandalıyla ilgili Almanya’ya izahat veriyor da Türkiye’ye bir açıklama yapmıyor? Hafta içi Merkel’i aradı POTUS ve bu konuda güvence verdi. “Neyin güvencesi?” diye iki hafta önce yine sormuştum. Almanların hakları Türklerinkinden daha mı önemli ki… Türk hükümeti bu işten duyduğu memnuniyetsizliği neden Almanlarınki kadar yüksek perdeden açıklamıyor? Yoksa karşılıklı casuslaşmanın utangaçlığı mı bu?
Hafta içi, CIA’in 1986-89 İstanbul Direktörü Philip Giraldi’yle skandalı konuşuyoruz. “Washington’daki Türk Büyükelçiliği’nin NSA’in hedefi olmasını nasıl yorumluyorsunuz” dedim. Aynen şunu söyledi: “Türk hükümet binalarının Ankara’daki ABD Büyükelçiliği’nde yer alan NSA istasyonu tarafından hedef alınması gibi, eminim büyükelçilik de hedef olmuştur. NSA, dost büyükelçilik ve hükümetler dahil herkes hakkında düzenli olarak bilgi toplar. MİT de telefon dinleme ve gizli mikrofonlarla ABD’li diplomatlar hakkında düzenli olarak bilgi toplar. Benim Bebek’teki evimde beş tane (böcek) buldular. Ama teknik olarak çok ileride olan NSA’in dünyanın her tarafındaki uluslararası iletişimlerde neredeyse sınırsız bir kapasitesi vardır.”
Ne olacak bu Türk-İsrail ilişkileri? Özürler dilendi, komisyonlar kuruldu. Şimdiye kadar Türkiye haklı olduğu meselede Türk-Amerikan ilişkilerini İsrail krizinden vareste tutabiliyordu. Ama özellikle özrün ardından o konuda kredisi kaldı mı? 2009’da ABD, Türkiye ve İsrail arasında bir tatbikat sorunu yaşanmıştı hatırlarsanız. Türkiye, Gazze’ye saldırısı nedeniyle İsrail’i Konya’daki Anadolu Kartalı’ndan çıkartınca ABD de kızıp “Gelmiyorum” demişti. Amerikalılar o günden beri Anadolu Kartalı’na katılmıyor. 2012’de Türkiye ile ikili bir Anadolu Şahini var o kadar. Geçen ay sonu Anadolu Kartalı 2013 bitti. Ve Amerikalıların yine olmadığı söylendi. Pentagon’a bu konuda üç soru yolladım. Yolladıkları cevap ise aynı şöyle: “Türkiye ve İsrail’i askeri ilişkiler dahil ilişkilerini yeniden inşa etmeleri için gerekli adımları atmaları konusunda teşvik ediyoruz. Ve bunun bölgedeki ortak güvenlik çıkarlarımızı ilerletmede önemli olduğunu düşünüyoruz.” Türkiye’nin İsrail konusunda ABD nezdinde halen kredisi var mı?..
Son olarak Suriye. Üç ay önce Hürriyet Pasaj’daki blog’umda, CIA’in kontrolünde Ankara’daki Esenboğa Havalimanı’na inen ve Suriye’deki muhaliflere silah taşıyan uçakların bilgilerini vermiştim. Hükümetten açıklama talep etmiştim. Ses çıkmadı. Stockholm Uluslararası Barış Araştırması Enstitüsü’nden dünya genelinde hava yoluyla silah kaçakçılığı konusunu takip eden Hugh Griffitihs’e sordum ben de. “ABD’nin aldığı kararların ardından Türkiye Suriye’ye giden silahlarda köprü olmaya devam ediyor mu” diye. “Evet” dedi. “Halen köprü. Ürdün’den Türkiye’ye uçuşlar arttı. Öyle görünüyor ki, son dönemde aralık, ocak ve şubatta Hırvatistan ve Ürdün’den Türkiye’ye gidenden daha fazla silah sevk ediliyor.” Bu, epey bir ‘bağzı’ olduğu için yine cevap gelmeyeceğini düşünüyorum ama deneyeyim. Doğru mu?
Paylaş