İşte dünyanın en iyi Twitter hesabı

Ben demiyorum. Pulitzer ödüllerini dağıtan Columbia Üniversitesi’nin gazetecilik dergisi söylüyor... “Acaba dünyanın en iyi Twitter hesabı bu mu” diye yazmışlar.

Haberin Devamı

Altına da “Andy Carvin’le tanışın. Doğrulama makinesi” diye eklemişler. Carvin’in portresini anlatacağım bu hafta. Arap Baharı’nı dünyaya Twitter’dan duyuran... Hesabını Ortadoğu’daki kalkışmaya katılanların agorası haline getiren internetçiyi. Üç ay önce, ‘2000 devrimlerini planlayan adam’ diye akademisyen Gene Sharp’tan bahsetmiştim. Bu da o yazının, ‘Devrimlerin Twitter bacağını oluşturan adam’ versiyonu

Obama Ortadoğu konuşmasını bitirdi. Ondan altı gün önce Washington’da bir Starbucks’ta konuşmanın metnini hazırlarken CNN’in Beyaz Saray muhabirine yakalanan Ben Rhodes söyleşiye başladı. Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı... Dışişleri Bakanlığı’nda bir odada... Karşısında NPR stratejisti Andy Carvin ve Foreign Policy dergisinin blogger’ı Marc Lynch... Twitter üzerinden gelen sorularla kendi yazdığı metnin çözümlemesine geçti.
Hafta içi telefonda görüşürken, “Seni Beyaz Saray mı seçti” diye sordum Andy Carvin’e. Prestijli radyo NPR politikacılara siparişle gazeteci yollamaz çünkü. “Hayır. Obama’nın basın toplantısını Twitter’dan aktarmam için davet etmişlerdi. Konuşma bittikten sonra da bir söyleşi olabileceğini söylediler. Marc’la birlikte yaptık” dedi.
Türkçesi... Arap Baharı başladığından beri Andy Carvin Twitter’da öyle bir performans sergiledi... Tunus’tan Libya’ya... Bahreyn’den Mısır’a bölgedeki binlerce kişinin bilgi akışını tek başına o kadar başarılı yönetti ki... Beyaz Saray da bunu özel bir söyleşiyle taltif etmişti.
- 40 yaşında. Northwestern Üniversitesi’nde retorik ve telekomünikasyon okuyor. Mezun olduktan sonra da web üzerinden yayınladığı eğitim kitabıyla internet stratejileri geliştirmeye başlıyor. Sene 1994.
- Beş yıldır NPR’da. Sosyal medya masasının başında. Ondan önce ise Digital Divide Network’te (DDN) çalışıyor. İnternet üzerinden topluluk örgütlenmeleri oluşturmak için. Forumlar, e-posta grupları vesaire...
- Austin’deki geleneksel SXSW toplantısında bu yıl biri söylemiş. “Bütün yollar Andy Carvin’e çıkar” diye. İcat ve yazılım faslını bir kenara bırakın. Amerika’da internet iletişimini en yaratıcı, en verimli kullananlar listesinde her zaman önde.
- Parlamasıysa şundan... Tunus’ta 17 Aralık günü seyyar satıcı Buazizi kendini yakınca... Carvin gönüllü bir iş üstleniyor. Daha ortada Arap Baharı’nın a’sı yokken... Twitter’dan günde 16 saat aralıksız Tunus yayını başlatıyor. Ülkedeki tansiyon yükseldikçe hesabı bir çekim merkezi oluyor. Devlet Başkanı Bin Ali’nin ülkeden kaçmasıyla da devrimin Twitter’daki yıldızına dönüşüyor.
- Telefonda uzun uzun konuştuk. “Twitter’ı takip eden onlarca medya organı varken bu işte neden sen öne çıktın” diye sordum. “Benim bağlantılarım vardı” dedi. DDN’de çalışırken 2004-2005’te Tunus’a gidiyor. Tunuslulara internet eğitimi veriyor. Dönünceye kadar da cebinde yüzlerce kişilik bir kontak listesi oluşuyor. Ve işte o liste, beş yıl sonra Tunus’ta olaylar patlak verdiğinde Carvin için bir hazineye dönüşüyor. Ona çalışan bir muhabir ordusuna.
- Bana, “Ben gazeteci değilim, hayatım boyunca da gazetecilik yapmadım” dedi. Yeni çağın, iş tanımı yapılamayan yeni adamlarından. “Ama bana bir tarif lazım” dedim, direttim... “O zaman ‘internet politikaları uzmanı’ diyelim” dedi. Twitter hesabında ise “Online topluluk organizatörü” diyor. Sanırım bu daha doğru.
- “Kaynak ne?” Alameti farikası bu cümle. Her bulduğu bilgiyi retweet ederken, eğer içeriği doğrulayamadıysa başına böyle yazıyor: “Kaynak ne?” Bilgi netleştikçe de ‘doğrulandı’ ya da ‘yalanlandı’ diye haber veriyor.
- BBC’nin, Londra’daki yazı işlerinin tam ortasında 7/24 çalışan 20 kişilik bir ekip var. İşleri, sosyal medyadaki kullanıcı içeriğini habere dönüştürmek. Twitter, Facebook, YouTube, Flickr her yeri tarıyor... Buldukları fotoğrafları, çekildiği söylenen coğrafyanın haritasıyla karşılaştırıp, çekildiği söylenen gün ve saate göre hava raporu ve gölge uzunluklarına göre inceliyor... Videolarda konuşan kişilerin şivelerine bakıp yaşadıkları yeri tahmin ediyor... Kullanıcılara ulaşıp hikâye üretmeye çalışıyorlar. Carvin’in yaptığıysa bunun en basit hali. Bulduğu bir bilgiyi retweet edip 50 bin takipçisinden doğrulama için yardım istiyor. Yani bir tür insan algoritması kullanıyor.
- Ne iş yaptığı muğlak olunca... Herkes bir lakap bulma derdine düşmüş şimdi. Twitter anchor’ı... Bilgi küratörü... Twitter Haber Merkezi... “Sen en çok hangisini doğru buluyorsun” dedim. ‘Ortadoğu devrimlerinin DJ’yi’ni beğeniyormuş.
- Devrim haberciliğinde tek kişilik El Cezire. Ancak farkı... İsrail’i karalayan bir yayında işin peşine düşmesi. Libya’da halka atılan bombaların İsrail malı olduğu haberi yayılınca araştırıyor... Ve hikâyenin yalan olduğunu ortaya çıkarıyor.
- Türkçe tweetlerini gördüm. “Nereden öğrendin” dedim. ‘99 depreminden sonra Türkiye’ye gelmiş. İstanbul’dan İran sınırına kadar karısıyla bir ay gezmişler. “Apo’nun yakalandığı sene. Bölgenin daha mı güvenli olacağını düşündünüz” dedim. “Evet” dedi. Sitesinde yazdığı Anadolu günlüklerinde uzun uzun Kürt meselesine değiniyor.
- “Peki” dedim “Bu devrimlerde sosyal medyanın rolü neydi?” “Her şeyi sosyal medyaya bağlamak ölen insanlara hakaret olur. Ama başka ülkelere yayılmasında etkili oldu” dedi.
- “Bu durumda senin rolün neydi” diye sordum. “Benim yaptığım izlemek ve olayları anlık not etmek. Tarih yazımına katkı sağlamak. Ben devrimin belgeselini çekiyorum” dedi.

Yazarın Tüm Yazıları