Paylaş
Türkiye’nin yumurtaları
İSRAİL
Birkaç yıl önce bunların olacağına kim inanırdı? Önce Dışişleri… Sonra Pentagon ve CIA… Ulusal güvenliğin üç büyük koltuğuna da Obama’nın İsrail lobisinin bayılmadığı adamları önereceğini kim düşünebilirdi?
Bir savaş var şimdi kentte. Ve birileri “İkinci dönem kabinesinin neresinden delik açarız” diye harıl harıl çalışıyor. Obama yarın yemin edecek. Resmen ikinci dört yılına başlayacak. Üç gün sonra da John Kerry’nin Senato oturumu var. Dışişleri Bakanı olabilmek için vereceği ifade... Kerry’de sorun yok. Onaylanacak. Ama ayın 31’inde… Chuck Hagel’ın Savunma Bakanlığı için senatörlerin karşısına oturup sorulara cevap vermeye başlayacağı gün… Bir Washington gerilimi izlemek istiyorsanız sakın kaçırmayın. Kan çıkacak. Hagel komiteden geçecek. Yara bere içinde genel kurula ulaşacak. Senato oylamasındaysa bildiğiniz küçük bir kıyamet kopacak. 60 oya ulaşmaması için birileri ortalığı yıkacak.
Kim derdi acaba bir gün Pentagon’a İsrail’e mesafeli, Türkiye’ye yakın birinin oturacağını? Kimse demezdi ama işte oldu… İyi de her şey bu kadar kolay değişebilir mi, diyorsanız da... Anlatayım…
Hagel şimdi teker teker senatörleri dolaşıyor. Ve oylama öncesi kafalarındaki soru işaretlerini gidermeye çalışıyor. Geçenlerde de Chuck Schumer’ı ziyaret etti. İsrail lobisine en yakın isimlerden olan New York Senatörü’nün oyunu istemek için. Görüşme bitti. Ve Schumer, “tamam” dedi, “Ben ikna oldum”.
Herkes Schumer’ın neye ikna olduğunu konuşurken de… Görüşmenin içeriğine vâkıf bir tanıdığım aradı. Ve aynen şöyle dedi: “İçeride neler oldu bilemezsin. Schumer Türkiye-İsrail gerginliğine de girdi. Ve Hagel’dan İsrail’in davetli olup da Türkiye tarafından veto edildiği tatbikatlara ABD’yi sokmamasını istedi.” Peki “Hagel ne dedi” dedim. “Tırnak içinde kabul etti” dedi. Sonra da ekledi: “Türkiye bu dönemde yumurtalarını asla tek sepete koymamalı.” “Yazacağım” bunu dedim. Sustu. Sonra Schumer’ın ofisini aradım. Anlatıp not bıraktım. Sözcüsü Brian Fallon’a mesaj attım. Ses çıkmadı.
Noble usulü
KIBRIS
Türkler de oyunu kuralına göre oynamayı öğrendi. Kıbrıs’taki doğalgaz krizi unutuldu gitti biliyorsunuz. Kimse artık sormuyor. Ama ‘asarım keserimden’ sonra Türk tarafı da şimdi işi daha sağlam götürüyor. Rumlar nasıl Amerikalı Noble Energy’yi devreye sokup Washington’da 1-0 öne geçtiyse, Türklerin de Kıbrıs’taki Ercan Havalimanı’na Amerikalı bir ortak aradığı ortaya çıkmıştı. Hikâyeyi takip ediyorum. Acaba yatırıma girmeyi kabul eden biri oldu mu diye… İşin politik kısmı hallolmuş. Yani eğer ihaleyi alan firma, bir Amerikan şirketini bu yatırımın kârlı olduğuna inandırırsa… Amerikan Dışişleri Bakanlığı karşı çıkmayacak. Noble için nasıl “Biz karışmayız” dedilerse… Aynısını Ercan için de yapacaklar. Bunun üzerine yatırımı üstelenen Taş Yapı’nın sahibi Emrullah Turanlı’yı aradım. “Görüşmeler ne durumda” diye. “Görüştüğümüz birkaç firma var. Halen çalışıyoruz. Şimdilik açıklamamızı istemiyorlar. Sonuçlanınca herkese duyuracağız” dedi. Anladığım kadarıyla bazı avantajlar sunulacak. Belki İstanbul’dan birkaç slot… Belki başka yatırım imkânları. Ama olacak. Taş Yapı’nın mali durumu nedir, iyi bir seçim olmuş mudur bilmiyorum… Sadece işin politik kısmının büyük oranda çözüldüğünü haber vermek istedim. Noble usulü…
Paylaş