Sıra Manga’ya geldi

Sağolsunlar, müzik şirketlerinde çalışan dostlarımız; hukukumuz olan müzisyen kardeşlerimiz; yeni bir albüm arifesindeyken işi bize dinletip fikirlerimizi almak istiyorlar.

Kimseyi kırmak gibi bir niyetimiz olmamakla birlikte, bu, çok da tercih ettiğimiz bir yöntem değil. Bizim işimiz, fikrimizi yazarak anlatmak. Ancak öte yandan bazı bazı kendimizle çelişkiye düştüğümüz de olmuyor değil.

Manga’nın albümü için böyle oldu mesela. O kadar merak ediyorduk ki; albüm çıkmadan bizzat biz başının etini yedik Sony Müzik Türkiye’nin. Çünkü biz bu Manga’yı Ankara barlarında çaldıkları günlerden biliyor, ‘Sing Your Song’dan tanıyorduk. Gençtiler, serttiler. Türkçe rock’ın şahlandığı ve dolayısıyla bizim de içimizde çiçekler açtığı bu dönemde nasıl bir iş çıkarttıklarını merak etmemiz tesadüf değildi elbet.

Son yıllarda dünyayı kasıp kavuran nu-metal fırtınasından da bunun Türkiye’deki potansiyelinden de haberdardık. Eğer şarkıları iyiyse; Türkiye’de Türkçe sözlerle bu işi patlatmaları için uygun bir zemin vardı artık.

Sonunda albümü dinledik. Ve dinler dinlemez de aklımızdan şu cümle geçti: ‘Bu iş tamamdır!’

‘Evet ama falanca grubu taklit ediyorlar’, ‘Özenti bunlar’, ‘Bilmem hangi grubun Türkiye şubesi’ gibi klişelerden medet ummak isterseniz, tutmayayım sizi. Ancak bir şeyi de bilmenizi isterim ki, bu tür sound’lara yatırım yapan prodüktörlerin asıl amaçları Türkçe müzik albümü satın almayan genç kitleyi yakalamak. İşte Duman, Mor ve Ötesi, Athena, Manga gibi grupların tahmin edilenin çok üstünde satış rakamlarına ulaşmalarının arkasındaki gerçek de bu.

Evet aynı kitleyi hedefleyen diğer gruplara kıyasla çok daha zor bir sound’ları olmasına karşın Manga, bir ay gibi kısa bir sürede hatırı sayılır bir satış rakamına ulaştı. Benim öngörüm, üçüncü klipten sonra yüz bin barajını zorlayabilecekleri yönünde.

MANGA YAKINDA

KOPUP GİDER

Bu tür sound’lar size fazla sert gelebiliyor olabilir; ‘genç işi’ deyip geçiştirebilirsiniz. Ama belki video klip’i gözünüze çarpıp ilginizi çekmiştir. Üç boyutlu modellemeyle yapılmış, üzerinde ciddi emek olan bir klip çektiler çıkış parçaları ‘Bir Kadın Çizeceksin’e. Bakacak olursanız bu da son derece cesur bir tavır. Öyle ya yüzleri görünmeli ki hedef kitleleri bir özdeşleşme yaşayabilsin. Açık söylemek gerekirse bu durumu ticari hedeflerinin önünde duran bir engel olarak görmüştüm başlangıçta. Ancak o kadar hızlı bir reaksiyon aldılar ki yaptıkları işe; artık ikinci, üçüncü klipten sonra kopup giderler diye düşünüyorum.

Bildiğim kadarıyla ikinci kliplerini ‘Bitti Rüya’ adlı şarkılarına çekecekler. ‘Bitti Rüya’ da Manga sound’unun doğru algılanmasına hizmet edecek bir şarkı. Yine; rap, rock, elektronik ve Türk öğelerini aynı anda barındıran melodik bir şarkı. Bu kez klipte yüzlerini ve performanslarını da gösterecekler üstelik.

Manga’nın başlangıçta ön plana çıkartmak istemediği ‘featuring’ler (ne yazık ki tam Türkçe karşılığı olan bir kelime değil) de var albümde. Göksel’in, Koray Candemir’in ve Vega’dan Deniz’in vokallere eşlik ettiği şarkılardan söz ediyorum.

KONSERDE GÖRÜŞÜRÜZ

Özellikle Göksel’in eşlik ettiği ‘Dursun Zaman’, albümün satışını iyice ivmelendirecek; yelpazeyi genişletebilecek bir dinamo olabilir ilerleyen günlerde. Göksel’in kendi albümü de şubatta piyasaya çıkacağından iki albümün promosyon faaliyetlerinin birbirine karışmaması açısından bu şarkı şimdilik sırasını bekliyor diyelim.

Ben ‘Yalan’a da mutlaka şans verilmesi gerektiği inancındayım. Belki ‘Kapkaç’ ve Vega şarkısı ‘İz Bırakanlar Unutulmaz’ da potaya girebilir.

Son söz olarak bayram tatilinizi iyi geçirdiğinizi umuyor, Manga konserlerine gitmek için can attığımı da bilmenizi istiyorum. Biz o yaşlardayken bir Manga’mız olsaydı ne azardık diye düşünmekten de alamıyorum kendimi. Ama eski tüfeğiz biz, hiç belli olmaz. Konserde görüşmek üzere...
Yazarın Tüm Yazıları