Sezen Aksu’yla 4 Temmuz’da başlayan Turkcell Yıldızlı Geceler’in son konseri Şebnem Ferah Unplugged’dı. Bodrum Antik Tiyatro’nun enfes ortamında Şebo’yu izlemek üzere geçtiğimiz haftasonu düştük Bodrum yollarına.
Akşam 21.15’te Antik Tiyatro’ya vardığımızda gün boyu ısınan taş koltukların bir "alttan ısıtmalı Antik Tiyatro" ambiyansı yarattığını gördük. Sağ olsun o gece Bodrum da hiç mi hiç esmiyordu. Malumunuz Antik Tiyatro’da olduğumuzdan birer minderden gayrı bir şeyimiz de yoktu. Yani sırtımızı bir yere yaslamak icap etse oturduğumuz taşın arkalığı olmadığından; yaşlılıktı, bel ağrısıydı derken arkadaki seyircinin dizlerine yaslanmak için izin almamız da icap edecek. Takdir edersiniz ki, konser boyunca böyle bir şansımız olmadı. Alttan ısındık, üstten terledik, belimiz ağrıdı, sırtımız ağrıdı ama hepsine değdi inanın.
Bundan bir süre önce İstanbul Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda izlediğim Şebnem Ferah Senfonik Konseri’den sonra bu unplugged (akustik) konseri de ziyadesiyle merak etmekteydim. Her şeyden önce Şebnem’in yaptığı işe saygısını biliyorum. Bu tip konsept konserlere, nasıl canını dişine takıp da hazırlandığını biliyorum.
Tamamen bir evin salonu gibi düzenlenmiş sahneye 4 yaylı ve gitarist Can Şengün’ün de katılımıyla kalabalık bir kadroyla çıktı Şebnem. Bakınız fark işte burada; o 4 yaylıyı koymasanız kimse "Aa yaylı olmadan unplugged mı olur" demez, diyemez. Çıkarsınız tüm enstrümanları çevirirsiniz akustik versiyonlarına, çalarsınız şarkıları, olur biter. Ne takviye gitariste ihtiyaç vardır ne de yaylılara... Ama dediğim gibi, Şebnem yaptığı işi önce kendine beğendirmek istiyor. Galiba onu Şebnem Ferah yapan da bu...
ŞEBOİSTLER DE ORADAYDI
O gece Antik Tiyatro büyük bir çoğunluğunu kızların oluşturduğu çok genç bir izleyici topluluğu tarafından hıncahınç doldurulmuştu. Şebnem hayranları tamamen kendilerine has ve organizedir. Şebo’ya sevgilerini anlatan dövizler açarlar, sahneye laf atarlar, bağırırlar. Başta seboist.com olmak üzere bir dolu hayran platformu vardır internet ortamında. Şebnem’in genç kız hayranlarının gözünde bir rol model olduğunu, erkek hayranlarınca bir ablanın sevildiği kadar sevildiğini o gece bir kez daha gördüm. Gene konsere renk kattılar, var olsunlar.
"Fırtına" ile başlayan Şebnem Ferah; "İyi Gün Dostlarım", "Üvey", "Artık Kısa Cümleler Kuruyorum", "Sana Bilmediğin Bir Şey Söyleyemem" gibi, konserlerinde çok sık çalmadığı parçalarını da yorumladı.
Özellikle kimi çok sert ve hızlı şarkılarını yumuşak baladlara dönüştüren düzenlemeleri, yaylı partisyonlarının bu kadar özenle yazılmış olması, orijinalinde akustik olan kimi gitar partisyonlarının bile bu konsepte özel olarak yaylılara çaldırılması hazırlık aşamasında işe ne kadar büyük emek verildiğinin kanıtıydı.
Yaylıları, hem enstrümanistlikleri hem de grupla olan uyumlu halleri sebebiyle ayrıca tebrik etmek isterim. Hele hele akustik çalmaktan sıkılıp sık sık gitarıyla yanlarına gelip kafa sallayan Metin’le kurdukları bağ tam seyirlikti. Bilenler bilir Pentagram’ın da gitaristi olan Metin tam bir sahne adamıdır...
Metin’den söz etmişken, konuk gitarist Can Şengün’ün adını anmamak olmaz. Açıkçası konserde beni en çok şaşırtan unsurlardan biri de Can Şengün’dü. Gitaristliğine, ustalığına kimse bir şey diyemez de; grupla kırk yıldır birlikte çalıyormuşçasına gösterdiği uyum ve pozitif enerjisiyle açıkçası yapılan işe büyük değer kattı. Metin’le de süper bir ikili oldular.
Hiç mi eleştirin yok kardeşim, övüp duruyorsun diyecek olursanız, şöyle diyeyim: Konser biraz uzun. Öte yandan helal olsun, 2 saat tabanca gibi çaldılar ama bence 90 dakika artı bis yeterli olurmuş. Konser öyle uzun sürdü ki, o coşkulu kalabalık "çağırsak bile gelmezler artık" diye düşündü ve bis olmadı örneğin.
İstanbul’da olanlar için "konseri kaçırdık vah tüh" demeye ne hacet; Şebnem Ferah, unplugged konseriyle 8 Eylül’de Harbiye Açıkhava’da. Bence bu kez kaçırmayın.