Biliyorsuzun müzik işi bir acayip hal aldı artık. Üç beş tane büyük ismin dışında neredeyse hiç kimse albüm satışlarından para kazanamıyor.
Korsanla ve internetle mücadele edemeyen yapımcılar, ticari varlıklarını sürdürebilmek amacıyla bir anlamda bu tip sözleşmeler yapmaya mecbur kalıyorlar. Klip masrafıydı, prodüksiyon maliyetiydi, tanıtım gideriydi derken bir de sanatçıya para verse iş, yapılamaz hal alacak çünkü.
Madem bu sanatçı milleti satıştan para kazanamıyor da bunca isim nasıl ekmek yiyor bu sektörden? Reklam filmiydi, dizi oyunculuğuydu muaf tutacak olursak sanatçıların ekmek yediği iki kapı var. Bar programları ve konserler. Hadi bar programlarını da bir kenara bırakalım, onu başka bir kulvar olarak görelim. Geriye ne kalıyor? Konserler.
Albümü satmayan birisi nasıl konserden para kazanabiliyor diyeceksiniz. Sebebi şu; artık resmi satışlar bir sanatçının bilinirliği ve kitlelerce ne kadar sevildiği konusunda önemli bir kriter olmaktan çıktı. Diğer bir deyişle yaptığınız albümün satışı 10 binleri bulmuyor belki ama şarkılarınız internetten 100 binlerce defa indirilmiş, paylaşılmış, ev kopyası yöntemiyle çoğaltılmış olabiliyor. Bu da o insanların sizin konserinize gelmesi için yeter sebep oluşturuyor. Bu yüzden konser yapmak, iyi bir konser grubu ya da sanatçısı olmak eskisinden çok daha önemli.
Bu noktadan hareketle ve önceki haftasonu Edremit Zeytinli’deki rock tatilimden sonra hızımı alamamış olacağım ki; geçtiğimiz haftasonu da Nil Karaibrahimgil ve Yalın konserlerini izlemek üzere Çeşme yollarına düştüm.
Gnçtrkcll 40 C Partilerinin ikincisi için Yalın ve Nil’i tercih etmiş. Çeşme’den önce Erdek, Akçay ve Sarmısaklı sahillerinde sahne alan ikili Çeşme’den sonra da Didim ve Marmaris’i coşturdu. Bu akşam Antalya’da olacaklar; son konserse önümüzdeki Salı Samsun’da.
Nil kendine has dansları, samimi tavırları ve seyirciyle kurduğu sıcak iletişim sayesinde işi çok güzel götürüyor. Bir vokalist olarak da önemli ilerleme kaydetti. Eski şarkılardan başlayıp son albüme kadar tüm hitlerini söyleyen Nil, son albümden "Tek Taşımı Kendim Aldım" dışındaki şarkılarının bilinmiyor oluşunun sıkıntısını yaşıyor ama klipler geldikçe bu sorun da aşılacaktır.
Yalın’ı soracak olursanız, bana göre işi bitirmiş. Son derece profesyonel. Zaten şarkılar yönünden hiçbir sıkıntısı yok, hepsi dillerde marş olmuş. Bir de öyle sağlam bir grup kurmuş ki kendine; konser performanslarına doyum olmuyor. Gitarda Volkan Başaran, bas gitarda Canay Cengen, klavyede Hakan Yeşilkaya, gitarda Özgür Keskin, davulda Okan Duman, klavyede Volkan Şanda. İşi bilenler Yalın’ın bu anlamda ne kadar şanslı olduğunu anlayacaktır. Çok güzel cover’lar da yapmışlar, bir güzel eğlendirdiler kitleyi. Unutmadan yarın Açıkhava’da Yalın’ın unplugged (akustik) konseri var. Uzun zamandır hazırlanıyor, işiniz yoksa kaçırmayın...