Üniversitede uluslararası ilişkiler eğitimi alıp üç yıl önce İstanbul’a gelmiş. Cebinde şarkıları olan bir adam. Tam üç yıl boyunca kapı kapı dolaşıp albümünü dinletiyor.
Aldığı yanıt hep aynı: ‘Bu iş tutmaz’, ‘Senin müziğin bu piyasaya uymaz’. Derken bir gün Aykut Gürel ile tanışıyor. Üç şarkısını dinleyen Aykut Gürel ‘Tamam’ diyor ‘Yaparım ben bu işi.’
İşin buraya kadarını Ayşe Arman’ın, Keremcem’le bir ay kadar önce yaptığı röportajdan öğrendim. Türkiye’nin en iyi röportajcılarından biri olan Ayşe’nin; daha kimse tanımazken, albümü henüz çıkmamışken yazısına konu ettiği bir popçu... Doğrusu merak ettim.
Baktım Keremcem çok yakışıklı bir adam. Yani bu piyasada sizin yakışıklı bildiğiniz, kızların ölüp bittiği popçuların hepsini suya götürür susuz getirir.
Neredeyse önüne gelen her yakışıklıya albüm yapılan bir ülkede; bu çocuk, bu yakışıklılıkla, albümü elinde o kapı senin bu kapı benim dolaşmış ve hep reddedilmiş.
Bu durumda iki olasılık olabilir. Ya hakikaten berbat bir müziği var ya da dinleyenlerin ufku bu adamdan nasıl bir iş çıkartacaklarını tahayyül etmeye yetmemiş.
TAKLİDİ BIRAKIN ORİJİNALE BAKIN
Aykut Gürel’i biliyorsunuz. Türkiye’de bu işi yapan sayılı adamdan biri. İşi beğenmiş. Albümü canlı kaydetmenin doğru olduğunu düşünmüş müzik adamı olarak. Tutmuş; Murat Yeter, Emre Irmak, Can Şengün, Cihat Akyıldız, Ferda Anıl Yarkın, Taşkın Sabah gibi birçok işinin ehli isime çaldırmış albümde. Bas çalmış, tuşluları çalmış, düzenlemeleri bizzat yapmış; tam bir prodüktör gibi...
Öncelikle açık söyleyeyim; bu çocuğu kapıdan çeviren, bu şarkılar tutmaz diyen prodüktör bu işi bilmiyordur. Olsa olsa daha önce tutan bir şeylerin taklitlerini arıyordur. Yakışıklı, kendi şarkılarını yazıyor, iyi şarkı söylüyor; konuşmasından görgülü, terbiyeli bir adam olduğu da anlaşılıyor.
Klip şarkısını dinlemişsinizdir ‘Nerelere Gideyim’, ticari potansiyeli olan bir ürün. Albümde ‘Eylül’, ‘Gazel’ gibi klip olabilecek başka şarkılar da var.
Sözün kısası yağ, un, şeker var; hem de en güzelinden, fazlasıyla var. Lakin helvamızın lezzeti biraz alışılmadık. Değerinin anlaşılması için özenle yenilip, şöyle bir sindirilmesi gerekiyor. Bu durumun da helvaseverlere anlatılması şart. Diğer bir deyişle bu albümü klasik yöntemlerle satmanız biraz güç. Çünkü her ne kadar genç, yakışıklı, romantik bir adam da olsa, aslında yetişkin müziği yapıyor. O yüzden konumlanması çok önemli.
ELİMDEKİ ÇOK İYİ BİR İLK ALBÜM
Örneğin Ayşe Arman’ın henüz albüm çıkmadan ‘Bu çocuğa dikkat’ demesi konumlanma açısından çok doğru. Ya da ne bileyim albüm çıkmadan bu işe prim verebilecek medya mensuplarını bir vesile ile Cemal Reşit Rey’e toplayıp yaylıların katılımıyla genişletilmiş bir orkestranın önünde söyletmek de olabilirdi bu yöntem; Candan Erçetin konserlerinde ön grup olarak çıkarmak da.
Bilmem doğru örnekleri verebiliyor, meramımı anlatabiliyor muyum.
Öyle ya da böyle elimizde çok düzgün ve cesur bir ilk albüm var. Aykut Gürel yeteneksiz popçu namzetlerine düzenleme yapıp parasını almak yerine bu gibi işlere yatırım yapıyor. Serhat’ın albümü de çok iyiydi; Keremcem’inki de öyle. Gel gelelim burası Türkiye ve iş sadece iyi albüm yapmakla bitmiyor. Hele bu tip işlerde; takdir edersiniz ki albümden sonrası çok daha önemli.