İrem diye bir arkadaşımız var. "Hayalet Sevgilim" diye bir şarkı yapmış. Şarkı, önce İnternet ortamında patlamış.
Internet ortamında patlamak nasıl bir şey diye soracak olursanız, mevzu aynen şöyle gelişiyor; kendi imkanlarınızla kaydettiğiniz şarkınızı ya bir web sitesi üzerinden dağıtıyorsunuz ya da diyelim bir arkadaşına gönderdiğiniz şarkınızı o da bir başka arkadaşına gönderiyor. O kişi de bir başka arkadaşına derken şarkı yayılıveriyor.
Şimdilerde müzik şirketleri arasında internetin nabzını tutmak gibi bir eğilim var. Baktılar öyle yasaklamakla, şikayetle, sızlanmayla olmuyor; nihayet internet ortamından nasıl fayda sağlarız noktasına geldiler.
Bakınız Seksendört diye bir grup var. Onlar da Ölürüm Hasretinle diye bir şarkı yaptılar, fena patladı sanal ortamda. Tıpkı İrem için geçerli olduğu üzere, Seksendört de bir albüm sahibi oldu bu sayede.
Bilinçli şekilde mi yapıyorlar bilmiyorum ama akılcı ve stratejik davranıldığı takdirde internet bir albümün tanıtımı için son derece etkin bir mecra olabilir.
Seksendört’e bakıyorum, "işte bu Türkçe rock" diyebileceğimiz bir olgunluk düzeyinde değil henüz. Daha çok elektrogitarla arabesk söylemek eğilimindeler. Hoş, laf onlara gelene kadar bu konuda eleştirilecek onlarca ağabeyleri var ama...
Yaşları genç; pişerler, olurlar orasını şimdiden kestirmek güç. Öte yandan internet ortamında arkasına aldığı rüzgar, hiçbir işin doğru dürüst satmadığı şu günlerde Seksendört’e hatırı sayılır bir satış başarısı getirdi.
İREM’İN İŞİ ZOR
İrem’in durumu biraz daha farklı. Albümde birkaç iyi şarkı var ama İrem şarkı söylemeyi neredeyse hiç bilmiyor. Detonasyonu had safhada. Belki arkadaş arasında, sahilde iki gitar tıngırdatıp söylese alkış alır; ama hepsi o kadar işte.
Düzenlemeler Alper Erinç’e -ki burada tebrik etmek isterim kendisini- ait olmasa, kayıtlar da Erekli-Tunç’tan çıkmasa hali nice olurdu düşünemiyorum. Yine de ne olursa olsun satacağına inandığım bir proje değil. Kalibreleri ne olursa olsun Seksendört’ün yakaladığı arabesk bir damar var ve o satış getirebiliyor. İrem’in işi çok daha zor.
Görüyorsunuz Seksendört de, İrem de; internet sayesinde albüm sahibi, klip sahibi bugün. Ve yine görüyorsunuz ki her şey hasbelkader kendiliğinden gelişmiş. Oysa müzik şirketlerinin, özellikle yüksek satış potansiyeli olan projelerde interneti stratejik ortak olarak kullanması, beş kuruş harcamadan ciddi pazarlama faaliyeti yapması işten bile değil. Tabii işi internet ortamında batırmakla, büyütmek arasında çok ince bir çizgi var. Her ayrıntıyı dikkate alarak geliştirilen pazarlama stratejileriyle internet starları yaratmak daha sonra işi uygun fiyatla satılan bir albüme dönüştürmek ve çok satmak hálá mümkün. Pek yakında o da mümkün olmayacak. Hiçbir şey satmıyor diye ağlamak yerine bence oturup biraz bunları düşünmek lazım.