Hadise, sırtından para kazanılan veremli kız değil
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Ne kadar tuhaf bir milletiz. Bundan bir süre önce Eurovision kimsenin umurunda değildi.
Ailece ekran karşısına kurulup Eurovision izlediğimiz dönemi kapatmıştık. Ta ki Sertab’ın aldığı birinciliğe kadar. Hep böyle yapmıyor muyuz; bir iş kötü gidiyorsa biz orada olmayız. Ne zaman bir başarı olur, hemen sahip çıkarız. Bir de ahkâm keseriz “olmamış” diye. Şimdi ben, meslektaşlarım Hadise’nin dördüncülüğünü beğenmiyor diye gurur duyamıyorum maalesef kendileriyle; çünkü samimi değiller. Eurovision’a katılacağı belli olmamışken henüz, Hadise’nin potansiyeline ve o markanın yönetilmesindeki zafiyete dair en ağır yazıları yazan benim. Çünkü Tarkan’dan daha büyük bir uluslararası potansiyeli olduğuna inanıyorum Hadise’nin. Kariyeri doğru yönetilirse Türkiye markasına değer katacağını düşünüyorum. Ve memnuniyetle itiraf ediyorum ki, şapka çıkartılacak kadar iyi yönetilmiştir Hadise markası Eurovision sürecinde. Ne gerekiyorsa yapılmıştır. Evet, konserler yapması gerekir Hadise’nin, şarkılar söylemesi gerekir. Hayatını idame ettirmek için sahneye çıkması gerekir. Emin olun Hadise aptal değildir. Onun sırtından para kazanmaya çalışan menajerinin elinde oyuncak olmuş, Eurovision sahnesine çıkacağı zamana dek çalışmaktan bitap düşmüş ve maalesef dördüncü olmuş veremli kız değildir. Bunu söyleyenin iyi niyetinden şüphe ederim. Bu vesileyle de menajeri Süheyl Atay’a çabası için teşekkür ederim. Bir komşu muhabbetidir gidiyor. Herkes komşusuna puan veriyormuş, etnik kökenmiş, oymuş, buymuş. Bundan doğal ne var? Bizden Bosna Hersek’e, Azerbaycan’a yüksek puan çıkmış. Emin olun ikisinin şarkısı da iyiydi. Bizim sms’lerin o sound’a yönelmesi ve o şarkıları ödüllendirmesinde kafamızın almadığı nedir? Makedonya’dan 12 puan almışız, orada Türk nüfustan birkaç kat fazla Arnavut vardır üstelik. Azerbaycan da bize 12 puan vermiş. Emin olun ki beğenmişlerdir şarkımızı, sebebi odur. Onları geçelim Belçika, İngiltere, Fransa, Almanya’dan iyi puan almışız. Siz dilerseniz bizim soydaşlar verdi diye düşünün, ama sadece sms oylarıyla 12 tam puan almak mümkün değildir, ülke jürisinin katkısı gerekir. Halk; kulağına yakın gelene, sempati duyduğuna oy verir. Bu kuzey ülkeleri için de aynen böyledir, başka komşu ülkeler için de böyle. Bunda gocunacak bir şey yok. Dersiniz ki “sms oylarıyla derecelendirmek doğru değildir, uzman ülke jürisinin oy ağırlığı artırılsın”, ona saygı duyarım.
RUSYA’DAN DERS ALMALI
Bir gerçeği de unutmamak lazım. Eurovision artık bir şarkı yarışması değil, bir televizyon şovudur. Her geçen yıl büyümekte olan bir ekonomi yaratmaktadır. Rusya’nın da Avrupa’ya yakın durma stratejisi gereği bu organizasyona 42 milyon dolar harcamış olması tesadüf değildir. Patricia Kaas’ın orada olması, Andrew Lloyd Webber’in şarkı yazması da keza öyle. Bu nedenle artık Eurovision’u gerçekten ciddiye almak zorundayız. Çünkü hem müzik sektörü hem de ülke tanıtımı için önemli bir mecradır Eurovision. Hadise hastaydı, ondandır değildir bilmiyorum, ama vokal performansı gerçekten kötüydü. Evet, koreografi ve kıyafeti de öyle. Şunu da unutmamak lazım, uzun yıllardır bu kadar iyi şarkının yarıştığı bir Eurovision finali de olmamıştı. Bu nedenle kimsenin Hadise ve ekibinin başarısına gölge düşürmeye hakkı yok. Bundan sonrası içinse, ev sahibi Rusya’nın olaya yaklaşımından alınacak çok ders var.