Paylaş
Can Kazaz, hikâye anlatıcılık gibi zor bir kulvarda nezaketli, ödünsüz, üretken tavrını koruyor ve bana hep Fikret Kızılok’un açtığı yolda yürüyor gibi geliyor. Şarkıya bakışı ve yorumuyla popüler için sapasağlam bir ‘alternatif’. İster bizim türkü formlarına göz kırpsın, ister funk denizlerinde dolaşsın, müzikal çizgi itibariyle yenilikçi birer ‘popüler’ adayı hepsi.
Zaten ‘Kırlangıçlar Gibi’, ‘Bunca Yıl’, ‘Biraz’, ‘Bir Ben Kalsam’ ve son olarak Nilipek’le birlikte ev videosu şeklinde yeniden yorumladıkları ‘Kendi Halimde’; liselerde, üniversitelerde koro halinde söyleniyor uzun süredir.
Can Kazaz çarşamba Zorlu PSM Studio, perşembe IF Ankara ve cuma Eskişehir SPR Pub’da olacak. Yeri gelmişken Can’ın yol arkadaşlarından Nilipek de ‘Havanın Suyun Muhabbeti’ (Kabak&Lin Records) adlı bir canlı konser kaydı yayımladı kısa süre önce. ‘Best of’ nitelikli bu samimi albümü gözden kaçırmayın.
Genç hüzün gözlemcisi
Sesini ve yorumunu çok özel buluyorum ama bugün 20 yaşında olan Sena Şener’i ilk dinleyişimden beri (üzerinden üç yıldan fazla zaman geçti) o şahane şarkıları nasıl yazdığına akıl sır erdiremedim. Müzisyen ailesinin genetik mirası ya da genç müzisyenin başarı serüveni deyip geçemeyiz. Çünkü Sena, önümüzdeki 10 yıla, şarkıcı ve şarkı yazarı olarak kalıcı izler bırakacak. Bunu ilk albümü ‘İnsan Gelir İnsan Geçer’i bütününde anlatmak istediği müzikli hikâyeye bir de tepeden baktığımda daha iyi anlıyorum.
20 yıllık ömre sığdırması pek imkânlı olmayan ‘büyük’ sözlerinin ağzına, kalbine yakışmasının; o yaşta o elbisenin yaşlı göstermeden şık durmasının sırrı şu: Aslında cıvıl cıvıl ve dışadönük biriyken şarkılar üzerinden ağlayabilmesinin sebebi gencecik ama usta bir hüzün gözlemcisi Sena.
Paylaş