Dijital müzik şirketi olmak

Geçen haftaki yazımda ‘CD ölmek üzere’ demiştim. Şimdi birçoğunuzun ‘Aman canım CD ölür mü hiç; internet, gazeteleri öldürdü mü ki mp3’ler müzik endüstrisini öldürsün’ diye söylendiğini duyar gibiyim.

Öncelikle şunun altını çizeyim; ‘CD ölmek üzere’ derken kastım, 700 megabaytlık bir compact disc’le, 10 ila 15 şarkıdan oluşan bir ürün oluşturan müzik yapımcılığı anlayışının tarihe gömülmek üzere olduğudur.

‘Albüm’ ve ‘single’ terminolojisi yakın gelecekte büyük ölçüde yok olacak. Türkiye müzik endüstrisinin de hızla ‘dijital şarkı satışı’na odaklanması gerekiyor.

Mp3 sıkıştırılmış bir ses formatı olduğundan ses kalitesi düşük ve asla audio CD’nin yerini alamayacak gibi görünüyor olabilir. Evet mp3, audio formatından neredeyse 10 kat daha az kaliteli bir ses formatı. Bu nedenle internet ortamında paylaşımı daha kolay olduğundan tercih ediliyor. Her ne kadar ilerleyen teknolojiyle yarın çok daha kaliteli ses formatlarının dijital olarak paylaşılması mümkün olacak olsa da; bunu p2p (peer-to-peer/evden eve) bağlantıyla yapmanız hiç kolay değil.

Özetleyecek olursak; bugün mp3’leri tek bir havuzda toplayıp ücretsiz dağıtan şirketler yasal engeller nedeniyle yerlerini ev bilgisayarlarının müzik arşivlerini birbirine açan aracı programlara bıraktılar. Ancak ‘emule’, ‘audiogalaxy’ gibi bu tip programların mp3 formatından daha kaliteli ses formatlarını desteklemeleri, sistemlerinin sağlıklı işlemesi açısından mümkün değil.

Sizin bir müzik şirketi olarak internet ortamında paylaşılan mp3’lerle mücadele etmenizin için öncelikle ‘elektronik iş yapma biçimi’nin içinde varolmanız gerekiyor. Daha sonra da görmezden gelemeyeceğiniz bir gerçekle rekabet etmek için farklılık yaratmanız... O da nedir? Yasal zeminde, ucuza, yüksek kaliteli ‘ses dosyaları satmak.’ Bırakın isteyen istediği formatta saklasın. Siz sadece şarkıyı satın, gerisine karışmayın. Evet haklısınız, her türlü ses dosyası paylaşılabiliyor. Ama unutmayın ki, plakları kasetlere, CD’leri CD’lere kopyalamak da mümkündü. İnsanlar evlerinde oturup radyolardan kasetlere kayıtlar yapardı ama siz yine de işinizi ‘satardınız’. Artık satamıyorsunuz. Yakında hiç satamayacaksınız. Hiç vakit kaybetmeden dijital satışa odaklanıp doğru bildiğiniz birçok şeyi unutmanız gerekiyor.

Elbette bedava olan caziptir. Lakin müzik dinlemeyi seven biri bence, küçük bir ücreti güvenli bir yöntemle ödeyerek daha ‘kalitelisini’ almayı tercih edecektir. Yeter ki gerekli altyapıyı kurun, pahalı algılanmayın, işi kolaylaştırın.

Öte yandan sattığınız CD’nin içerdiği başka anlamlar da olduğunu düşünebilir; içindeki kitapçığın, kutusunun farklı duyguları okşadığına inanabilirsiniz. Ancak söyledikleriniz sadece bugün için doğru. İnsanoğlu alışkanlıklarından oluşan bir yaratıktır, ama 2000’li yıllarda doğan çocuklar için bu geçerli olacak mı sizce? Onların dijital ortamda edindikleri şarkılardan kendi albümlerini oluşturup; istedikleri CD kapağını yaparak saklamaları ihtimali neden bu kadar uzak görünüyor sizlere? Unutmayın ki, audio CD de, evde onları CD raflarına özenle yerleştirmeniz de tamamen size ait alışkanlıklar. Çocuklarımızın ve onların çocuklarının böyle alışkanlıkları olmayacak, emin olabilirsiniz!

CD’ye basılmış albüm kavramı geleneklerine bağlı müzik aşıklarının ilgisini bir süre daha çekecek, koleksiyonerlik davranışıyla bir süre daha beslenecek ama büyük müzik şirketlerinin ticari varlıklarını bunun üzerine kurmalarına imkan yok. Hızla karar vermek ve derhal dijital müzik şirketine ‘dönüşmek’ gerekiyor.
Yazarın Tüm Yazıları