Dijital dönüşümü anlamak

Önce korsan tezgáhlar vardı. Çok değil, bundan 35 sene önce, sokakta korsan CD satan tezgáhlar ortadan kalktığında sorunun çözüleceğine inanıyor; ilgili makamları göreve çağırıyorduk.

Derken ev kopyası diye bir durumla yüz yüze geldik. İlerleyen teknoloji, hemen her kişisel bilgisayarı bir korsan haline getirmişti. İsteyen istediği albümü, evinde dilediği sayıda kopyalayabiliyordu artık.

O zaman dedik ki; bırakalım korsan tezgáhları ile uğraşmayı da şu ev kopyasına bir çözüm bulalım.

Henüz ev kopyası şokunu atlatamamıştık ki, bu sefer "p2p" tabir edilen paylaşım biçimi ile tanıştık. Napster ve benzeri kimi oluşumların bir havuzdan bedava dağıttığı mp3 formatlı şarkıların yarattığı büyük hasar, dünya müzik endüstrisini derinden yaralamıştı. Büyük grupların açtığı büyük davalar yasal olmayan bu paylaşım biçimini ortadan kaldırdı kaldırmasına ama sanal álemde çareler tükenmiyordu. P2p (peer to peer/arkadaştan arkadaşa) de işte tam bu sıralarda ortaya çıktı.

Napster ve benzeri oluşumların yaptığı hatadan yola çıkan yazılımcılar en kısa tanımıyla ev kullanıcılarının bilgisayarlarını birbirlerine bağlayarak kişisel müzik arşivlerini ortak kullanıma açan programlar yarattılar. Bu formül, yasal yaptırımın önünü de kapatmıştı.

Tüm bu gelişmeler yaşanırken doğal olarak dünyada CD satışları düşme trendine girdi. CD türü plastik taşıyıcılar, tüketicinin algısında da değer yitiriyor, koleksiyoner eğilimler hızla yok oluyordu.

Sektörel açıdan baktığımızda, geçtiğimiz 10 yıl içinde yaşanan tablo ana hatlarıyla böyle. Ancak diğer taraftan öyle önemli gelişmeler yaşanmakta ki; olayın sadece internet paylaşımı, ev kopyası, mobil satış gibi nedenlerden ötürü konvansiyonel albüm satış yöntemlerinin pazar kaybetmesinin ötesinde bir dönüşüm sancısı olduğunun da önemli işaretlerini veriyor.

Arkadaşlık, sevgili bulma, kendini ifade etme gibi amaçların etrafında şekillenen cemaat sitelerinin belki de en olgun üç örneği "A Place For Friends" sloganıyla yola çıkan Myspace, "Broadcast Yourself" sloganıyla yola çıkan Youtube ve tabii Facebook...

Bu ve benzeri sitelerin ürettiği imkánlar tüm dünyada birçok internet starının doğmasına neden oluyor. Büyük müzik şirketleri de deyim yerindeyse minimum promosyon maliyeti gerektiren bu tip potansiyel internet starlarının peşinden koşuyor artık.

Bugün yeni starlar bulmak için internet ortamında dolaşan büyük şirketlerin yarın tarih olmamaları için dijital dönüşümün kodlarını dikkatle okumaları gerekiyor. Çünkü söz konusu dönüşümü gerçekleştiremezlerse ve plastik taşıyıcıların konvansiyonel yöntemlerle satışının daim olacağı masalına inanmaya devam ederlerse yok olup gidecekler. Artık herkes potansiyel bir star ve çok yakın bir gelecekte kimsenin dünyaya ulaşmak için prodüktör şirketlerin vereceği desteğe gereksinimi kalmayacak.

Bir yandan dijital dönüşümü gerçekleştirirken diğer yandan plastik ya da başka format taşıyıcıların varlığını sürdürmesi için gerekli stratejileri geliştirmek, koleksiyonerlik duygusunu besleyecek yatırımlar yapmak gerekiyor.

Bunu öngören müzik şirketleri ayakta kalacak, gerisi içinse yapacak bir şey yok maalesef...
Yazarın Tüm Yazıları