Paylaş
Bu bir risk miydi bir müzik kanalı için? Öyle ya; Barış Manço aramızdan ayrıldığında 4-5 yaşında olanlar bugün müzik televizyonlarını izlemeye başlama yaşlarına ancak geldiler. Barış Manço ile ilgili hiçbir kişisel deneyimleri yok. Ne “7’den 77’ye” bilirler, ne “Adam Olacak Çocuk”. Ne “40 puanla şampiyon olmak” nasip olmuştur onlara, ne de “langırt köy sandığına” demek.
Barış Manço’nun farklı bir kumaşı vardı, orası kesin. Beyefendiliği, çocuklarla arasındaki o büyülü iletişim, müzisyenliği, televizyonculuğu sadece bizim değil, yedi düvelin kalbini fethetmeye yetmişti. Yazdığı onlarca güzel şarkı içinde Türk rock’ının mihenk taşlarından, belki de ilk Türkçe progresif rock denemesi olan “Dönence”, sonra bugün bile hayretler içinde dinlediğim funk-rock sound’lu “Aheste”nin özel yeri var gönlümde.
Bu hafta sonu da Cem Karaca’nın ölümünün 5. yılı vesilesiyle özel bir yayın var Dream TV’de. Bu sabah 11.00’de başlayacak. Kaçırırsanız 18.00’de yakalayabilirsiniz, ya da yarın aynı saatlerde. Konser görüntüleri, videolar, özel röportajlarla dolu belgesel tadında bir özel hafta sonu.
Geçen hafta Dream TV’de Barış Manço varken, MTV’de de Justin Timberlake Hafta Sonu vardı. O da Justin’in doğum günü vesilesiyle yayınlandı.
Baktığınızda sanki hedef kitle açısından MTV’nin yaptığı daha doğruymuş gibi görünüyor. Ama öte yandan Dream TV’nin başka türlü bir müzik televizyonc uluğu yapmaya çalıştığı, başka bir mesaj verdiği de apaçık görülüyor. Dream TV müzik belgeselciliğine, şehirli rock ve popa yatkın, hatta popun merkezinden uzak durmaya çalışan bir yayıncılık sürdürüyor. MTV ise, kanalın dünya kriterlerini esas alarak daha çok popüler olanla ilgileniyor doğal olarak. Buna diyecek bir sözümüz yok çünkü, VH1 diye bir kanalları daha var. Bizde Barış Manço’ya, Cem Karaca’ya denk gelen tüm işleri orada kotarıyor MTV. Ama VH1 Türkiye yok ne yazık ki. Dolayısıyla MTV Türkiye’nin bir ayağı mecburen eksik kalıyor.
Aslına bakarsanız Sezen Aksu, Nilüfer, MFÖ falan da göstermemesi gerekiyor MTV Türkiye’nin, o kriterleri esas alıyorsa. Ama gösteriyor. Demek ki biraz çabayla o boşluğu doldurmak da mümkün.
Paylaş