Aşkın sindirilmiş halleri

Pop müzik endüstrisinin kalbinin attığı merkezler arasında belki de en zorlusu İngiltere’de ‘Thank You’ ve ‘White Flag’le tüm zamanların en çok satan isimlerinden biri olmayı başaran Dido, bundan 20 yıl önce yayımladığı ve en ihtişamlı çıkış albümlerinden biri olan ‘No Angel’da bir yol çizmişti kendine. Sonradan yaptığı işlerde de gördük ki en ayırt edici özelliği istikrarlı oluşu. Albümler, şarkılar arası ne kadar beklerse beklesin akranı kadın star müzisyenlerin geçen 20 yıl içinde yaşadığı gelgitleri, duygusal patlamaları, deneysellik kisvesi altında pazarladığı kafa karışıklıklarını yaşamadı Dido. Üstelik bu durum onu sıkıcı ya da demode yapmadı. Omurgayı düz tuttu ve değişimi içinde yaşadı.

Şimdi bir önceki albümü ‘Girl You Got Away’den 6 yıl sonra yayımladığı 5’inci kişisel albümü ‘Still on My Mind’ı baştan sona dinleyince de görüyoruz; Dido içinde cilalı dramlar barındırmayan huzurlu sound’unu, dingin ruh halini, berrak ve güçlü sesini özenle koruyor.

Caka satmayan sesi hala en güçlü silahı

90’ların sonuna göndermeler yapan ve elektronik zemin üzerine kurulu düzenlemelerin arkasında Dido’nun ağabeyi ve Faithless’ın kurucu üyesi olan müzik prodüktörü Rollo Armstrong var. Rollo’nun dokunuşu albümün genel başarısına büyük katkı sağlamış,  bunu not düşmek lazım.

Dido’nun müziği 20 yıl önce de olgundu belki. Ama bugün aşkın sindirilmiş hallerinden ve dolayısıyla aile olmaktan söz ediyor sözlerinde. Şarkıları kendini ya da mecrasını aramıyor; her biri ayrı ayrı ‘tamam’ hissi yaratıyor. Vokal üslubu olaraksa sık sık; yakın geçmişte kaybettiğimiz The Cranberries solisti Dolores O’Riordan’a selam veriyor gibi geldi ve bu durum beni ayrıca mutlu etti. Caka satmayan sesi hâlâ en güçlü silahı Dido’nun.

‘Give You Up’, ‘Take You Home’, ‘Hurricanes’ ve ‘Some Kind of Love’ başta olmak üzere 12 şarkının (öncü teklileri daha önce dinlemiş de olsanız) tamamını özenle dinlemenizi tavsiye ederim. Çayınızı, kahvenizi alın; en sevdiğiniz koltuğa oturun ve kulaklıkları takın...

 İyi kalpli mahalle çocuğu söylüyor

Mürekkep yalamış, eski günleri özleyen, şiir seven, iyi kalpli bir mahalle çocuğu söylüyormuş gibi dinlerseniz Manuş Baba’nın müzikle meselesini daha çabuk çözersiniz

 Manuş Baba’nın 2017 tarihli albümü ‘Dönersen Islık Çal’la göz dolduran bir çıkış yakaladığını kimse inkâr edemez. Farklı müzikal yaklaşımlardan beslenen Manuş üslubu hızla kabul görürken çok sayıda konser verip ‘Eteği Belinde’, ‘Haberin Var mı’, ‘Aşkın Kederi’ gibi şarkılarıyla da gönüllere girdi kendisi...

Derken, bence kısmen haksızlığa uğrayarak ‘çalıntı şarkı’ iddiasına maruz kaldı. Belki düzenleme açısından eleştirilebilirdi ancak beste hırsızlığı bu kadar kolay yapıştırılacak bir yafta değil. Hele popüler müzik ürünleri söz konusuysa aynı şarkıdan bir düzine bulabilirsiniz duruma uygun. Sözün kısası o üç-dört akor sıklıkla bir araya gelip benzer melodiler oluşturabiliyor.


(Manuş Baba Music / Production)

Bu tartışmalardan sonra Balat’a, yani muhitine ve dostlarına koşan Manuş yeni albümü için çalıştı ve işte Kemal Sunal’ın ‘Çöpçüler Kralı’nda rahmetli Ayşen Gruda’ya söylediği meşhur sözle adlandırdığı ‘İki Gözümün Çiçeği’ albümü ile karşınızda. Mürekkep yalamış, eski günleri özleyen, şiir seven, iyi kalpli bir mahalle çocuğu söylüyormuş gibi dinlerseniz Manuş Baba’nın müzikle meselesini daha çabuk çözersiniz. Benim için albüme adını veren şarkı dışında ‘Ah Gelemem ki’, ‘Beni Düşünme’, ‘Yana Yana’ ve ‘Bir Acı Türkü’ öne çıktı. Ancak siz enerjinizi yükseltmek isterseniz ‘Cümle Âlem’ ve ‘Düğün’ü de dikkate alın.