ÜZÜLEREK belirtelim ki, sporda ve de özellikle futboldaki şiddet ve küfür olaylarını önlemek için ciddi bir yaklaşım gerekmektedir.
İşte son İsviçre maçı sonrası FIFA Ceza Kurulu’nun Türkiye’ye verdiği ağır ve utanılacak cezanın FIFA Temyiz Kurulu tarafından aynen onaylanmasının nedeni açık ve seçik bellidir. FIFA kendi savunmasında diğer kentlerimizde oynanan futbol maçlarındaki çirkin şiddet olaylarının filmlerini ve dökümanlarını Tahkim Kurulu’nun önüne koyunca karar değişmedi.
Futbol Federasyonumuzun ve Şenes Erzik’in bu konuda büyük çaba gösterdiği gerçeğini unutmayalım. Ama ne var ki, ülkede özellikle futboldaki şiddet ve küfür kirlenmesi sonucu hiçbir kuruma derdimizi anlatmak mümkün değil. Korkarım, CAS da aynı görüşte olacak ve sorumsuz kişilerin yaptığı pisliklerin sonucu zararı Türkiye çekecektir.
Ne yapmalı?
Bence Futbol Federasyonu bu konuda neler yapılması gerektiğini Kulüpler Birliği, GSGM, Olimpiyat Komitesi, Merkez Hakem Komitesi, Gözlemciler Komitesi ve birinci lig takımılarının teknik direktör ve kaptanları ile birlikte bir toplantıda tartışılmalıdır. Futbolumuz bu çirkin şiddet ve küfür olayları nedeniyle büyük zarar görmektedir. İleride bu olayın anarşi kaynaklı bir duruma gelme tehlikesi de var.
Bana göre bir tek çözüm yolu var. Bu da ibret verici bir ceza olmalıdır. Bir kulübün taraftarı şiddete başvurduğunda hem kulüp ve hem de taraftar cezalandırılmalıdır. Suçu işleyen kulüp ilk maçını bulunduğu kentten asgari 300-400 km uzakta bir sahada oynamalıdır. Ceza gören kulübün taraftarı ise maça alınmamalıdır. Yoksa sadece kulübe verilen para cezası ile bu gün geçtikçe büyüyen çirkin görünümü durdurmak mümkün değil. Mutlaka bu konuda kararlı ve uygulayıcı olmak gerekir.
Evet yoksa ne olur? Çok kısa bir süre sonra Türkiye Ligleri feshedilir. Sponsorlar küfür ve şiddet çöplüğü haline gelen stadyumlardan reklam ve görüntülerini çekerler. Kimse malının böyle rezil ortamlarda görünmesini istemez. Maç yayını iptal olur. Çünkü yayıncı kuruluş reklam bulamaz.
Şiddeti ve küfürü, ellerini bağırlarına bağlayarak önemsemez bir şekilde teşvik edenlerin hem cakası ve hem de kişiliği çizgi alır. Şiddet ve küfür sadece birkaç kulübün değil, tüm toplumun sorunu. Azerbaycan’da bir milli futbolcuya rakip kulüp taraftarlarınca küfür edilmesi önümüze büyüyerek çıkacak çok önemli tehlikedir. Acaba diğer futbolcular o anda bir tepkide bulundu mu?
Biraz da sitem
Basını renkdaşlıkla suçlayan bazı yazarların aynaya bakmadan yazdıkları ise şiddet ve küfürü teşvik etmekte ve makyavelist bir zihniyetle "Ben yoksam futbol da olmasın" yorumunu görüntülemektedir. Yazıktır, ayıptır. Bu ülkenin böyle kirletilmesine hepimizin karşı çıkması ve bunu teşvik yerine kınaması gerekir.
Onun için Futbol Federasyonu şemsiyesi altında birleşelim ve çirkin, utanç verici bu durumu düzeltmek için çareler arayalım. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi ilköğretim 4. ve 5. sınıf öğrencileri için interaktif bir sistemle sporu, spor kültürünü, Olimpizmi ve Fair Play’i öğretiyor.
Bugüne kadar 8000 öğrenciye ders verildi. Amaç, ülkede şiddet ve küfürü engellemek. Bunun ülke çapında duyulması ve teşvik görmesi hepimize faydalı. Ne var ki, bazı basın ve yayın organları hala spor kültürünü futbolcu ayağına bağlı olarak görüyorlar. Ne yapalım biz de Olimpiyatlar geldiğinde akreditasyon isteyenlerden, IOC’nin talimatı gereği Olimpizme ve amatör spora önem verenleri tercih edeceğiz. Olimpizme ve amatör sporlara ilgi göstermeyenlerin, Olimpiyatlarda ne işi var. IOC haklı değil mi?