Seçim ve spor

SEÇİM nedeniyle partilerimizin spora bakışlarını bir kez daha üzüntü içinde öğrendik.

Bu ülkede 1-25 yaş arasında 25 milyon genç yaşıyor. 4 milyon genç ise ilk kez oy verecek. Engelli 7,5 milyon insanımız var. Çoğu genç aileleri bu çocuklara spor yaptırma olanağı bulamıyor. Her şeyi bir kenara bıraktık, bu müthiş oy potansiyelini gören politikacılar yok. Aslında birkaç kişinin güdümlü hareketi sonucu böyle bir seçime nasıl gittik, bu komplo nasıl oldu, tarih bir gün bunu da araştıracak. Partilerin programlarında spor yine çok az bir yer aldı. Hedef şeklinde gösterilenler çok yanlış. Aslında devletin ciddi ve sürekli bir spor politikası olmalı. Anayasada ifade edildiği gibi devlet sporu yönetmemeli sadece yönlendirmeli ve insanların spor yapmasını sağlamalıdır. Dünyada yapılan da bu. Gelin görün ki, bir yandan kamu şirketlerini satıyoruz, diğer yandan sporu devlet eliyle yönetmek gibi çağdışı bir sistemi uyguluyoruz. Özerk olduktan sonra futbol federasyonumuzun gösterdiği başarıyı hiç örnek olarak alamıyoruz.

SPOR BAKANLIĞI KALMALI

Seçimden sonra yeni kurulacak hükümette bazı bakanlıkların kalkacağı yine Milli Eğitim'e bağlanacağı şeklinde haberler duyuldu. Böyle bir girişim sporun ve gençliğin sonu demektir. Birkaç kez bu sistem denendi ve her defasında başarısız oldu. Tekrar geriye dönmek bu ülkede politikaların ne kadar istikrarsız olduğunun en açık örneğidir. Yarısı genç Türkiye'de gençliğe ve spora ciddi ve örnek bir bakış gelmelidir. Hele hele profesyonel futbol takımı kurarak kendi kentindeki diğer spor kulüplerine rakip olan mahalli idareler ve bunların yöneticilerine sporumuzu teslim etmek skandalın en büyüğü olur. Dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da radikal mahalli yönetimlerin daha çok Doğu Asya kökenli yakın dövüş sporlarına büyük destek vermektedirler. Bunlar mı spor yaptıracak?

ARTIK GERÇEKLERİ GÖRELİM

Devletçilik anlayışı dünyada çağdışı kaldı. Devlet vatandaşını yönetmeyecek, vatandaşına hizmet edecek. Bunlar çok farklı hedeflerdir. Devlet vatandaşının spor konusunda örgütlenmesine yardımcı olacak, maddi destek verecek ve onlara sadece danışmanlık hizmeti ve spor tesisi yapacaktır. Artık bu gerçeği görelim, sporu bizim gibi devlet eliyle yönetmeye çalışan sadece üç ülke kaldı dünyada. Doğruları bulmanın, bu ülkede 25 milyon genci alkolden, sigaradan, uyuşturucudan, kumardan ve diğer kötü alışkanlıklardan kurtarmanın yolunun spor olduğunu lütfen anlayalım.

MÜTHİŞ BİR KONGRE

7. Uluslararası Spor Birimleri Kongresi, Antalya'da geçen hafta yapıldı. Konuşmacı olarak davet edildiğim bu kongrenin organizasyonu, katılımcıları ve konuşmacıları tam anlamıyla mükemmeldi. Ülkemizde bu şekilde çağdaş toplantıların yapılmasından gurur duyduk. Demek ki, istenince her şey oluyor. Organize eden bütün yetkilileri kutlarım.
Yazarın Tüm Yazıları