ULUSLARARASI Olimpiyat Komitesi’nin sponsoru olan Samsung firmasının yaptığı bir organizasyon sonucu, olimpiyat komiteleri başkanları ile birlikte Torino 2006 Kış Oyunları Olimpiyat Meşalesi’ni Roma sokaklarında gezdirdik.
Gerçekten hem benim, hem de diğer başkanlar için çok heyecanlı ve ilgi çekici bir etkinlik oldu bu.
Ancak meşale bu sefer bir hayli ağır. Tam 2,8 kilogram. Yani insanın kol gücü nefes gücünden bir hayli fazla olacak. Ama sıkışınca yanınızda koşan görevliler hemen yardımcı oluyor. Bu nedenle kimse meşale taşımaktan çekinmesin.
Futbol nereye gidiyor?
Futbolda Dünya Kupası’na katılamama ve İsviçre maçı öncesi ve sonrası çıkan olaylar bir hayli sıkıntı yarattı. Bence hepimizin soğukkanlı ve tarafsız bir şekilde bir değerlendirme yapması ve dedikodulardan uzak, sağlıklı bir karar vermesi gerekir. Futbol Federasyonu’nu değiştirmek veya bazı tavsiyelerde bulunmak isteyen kişilerin önce yeteneklerine, kimliklerine ve kapasitelerine bakmak gerekir. Aynı durum Futbol Federasyonu üyeleri ve tüm komisyon üyeleri içinde geçerlidir.
Seçim olacaksa adayların kimliği, eğitimi, lisan bilgisi ve en önemlisi bu konuda deneyimleri ortaya konulmalıdır. Kurullar içinde aynı şartlar geçerlidir. Başkanlar çok iyi derecede İngilizce veya Fransızca bilmeli ve yüksek tahsil şartı uygulanmalıdır.
Genel kurul kulis, hizip ve grupların hegemonyası ile seçime gitmemesi, önce kimi seçeceğini ve kimi kimle mukayese edeceğini bilmelidir. Kişisel menfaatler ve şahısların bir şey olma merakı değil, Türk Futbol Federasyonu’nun başarılı olması hedefi ana amaç gibi nitelendirilmelidir. Bağımsızlık ve demokrasi, kişilere kendi oy hakkını hiçbir yan etki altında kalmadan vicdanının sesini dinleyerek kullanması anlamını taşır. Bu da o kurumun bağımsız olduğunun simgesidir. Eğer gene hiziplerin ittirmesi ile bir takım menfaatler talep etme gibi olaylar olacaksa, gerçekten adaylık niteliğine sahip ve taviz vermeyecek insanlar ortaya çıkmaz. O zamanda seçilenler Türk Futbol Federasyonu’nu yönetecek insanlar değil, bu federasyonun sırtından bir şeyler elde etmek isteyenler olacaktır. Hiçbir grubun, kurumun ve kişinin Futbol Federasyonu üzerinde ipoteği veya hukuksal bir hakkı yoktur.
Ulusoy’un ikinci kitabı
Sevgili Saffet Ulusoy ağabeyimizden sonra Yılmaz Ulusoy’un da ‘Yılmayan bir adamın öyküsü’ adlı ikinci kitabını aldım. Mehmet Soysal’ın kalemiyle önce yaşamının, sonra meslek hayatının, yıllarca geçen çalışmanın ve ailenin öyküsünü adeta canlı bir şekilde işlemiş. Türkiye’nin en genç kulüp başkanı olan Yılmaz Ulusoy, Türk sporu konusunda da derin bir deneyim ve bilgi sahibidir. Dileriz Ulusoy’ları örnek alanlar çoğalır.