TAM anlamıyla bir hezimetti sarı kırmızılılar için. Daha ilk dakikada maçın taktik ve amaç şeması ortaya çıktı.
Tahmin ettiğimiz gibi G.Saray'ın puan avantajı ile buradan bir beraberlikle çıkmayı hesapladığı belli oldu. Savunma ve orta sahayı dört adamla kontrol edip, Hasan ve Christian ile gol aradılar. Batista, hem ön libero hem de Ortega'yı markaj görevlerini yüklenirken, Ayhan oyunu yönetip, yönlendirecekti. İlk yarıda sarı kırmızılı ekip, derbi heyecanı ve seyircinin agresif baskısı sonucu her hattıyla döküldü.
F.Bahçe'de yine Lorant'ın akıl almaz yanlışlıkları vardı. Yusuf'u sağ tarafta adeta bir defans adamı gibi oynatması olacak bir şey değildi. Yusuf, Hasan ve Hakan tarafından her topta geçilince, F.Bahçe panik yaşadı. Ancak maçın 30. dakikasında Steviç ile Yusuf'un yeri değişti. Sarı lacivertliler ise düşük bir tempo içinde ve Ortega'nın yaptığı ortalarla gol aradılar. Washington gol adamı olarak tam anlamıyla bir rezaletti. Ancak genç Tuncay, Ortega'nın kornerinde 9. dakikada golü atınca rahatladılar. Ve 39. dakikada Ortega'nın çok kombine bir akında Ümit'in nefis pasıyla attığı golle de devreyi 2-0 önde kapadılar.
Bozguna ugradılar
İkinci yarıya Fatih Terim, Ayhan'ın yerine Arif ile başladı. Arif'in daha ilk dakikalarda şutunun direkten dönmesi sarı kırmızılılar için bir şanssızlıktı. Burada oyun dönebilirdi. G.Saray savunma sendromunu bırakıp gol aramaya başlayınca oyunun temposu arttı. F.Bahçe orta sahası kayboldu, teknik ekibin bu dakikalarda önlem alması gerektiğini düşünürken, Lorant'ın bunu yaptığını görmek ise hayret vericiydi. Lorant, sonunda dökülen Washington'u çıkartıp orta sahaya Ceyhun'u aldı. F.Bahçe böylece oyunu dengeledi ve 70. dakikada Steviç'in harika ortasını Serhat gole çevirince, adeta takımının zaferine imza attı. Sonra gelen 3 gol tamamen G.Saray'ın savunmayı bırakıp, umutsuzca hücum etmesinden kaynaklandı. Böylece G.Saray 6 gol yiyerek ezeli rakibi karşısında büyük bir bozguna uğradı.