FUTBOL maçlarının televizyonda yayınlanmasından doğan gelirin paylaşımından çıkan bunalım, aslında akılcı ve gerçekçi bir değerlendirme ile bir çözüme ulaşabilir.
Bu gelirden kısıtlı bir şekilde istifade eden 14 kulübün itirazlarına hak vermemek elde değil. Sponsor, forma gelirleri olmayan, maç hasılatlarını ise küçük kentlerin ekonomik durumu ile düşük olan kulüpler, birinci ligde oynayacak kapasiteli futbolcu bulmakta güçlük çekiyorlar. Anadolu'nun şartları sebebiyle yabancı ve yerli fubol yıldızlarını transfer edemiyorlar. Çözüm alt yapıda. Tabii, ekonomik yatırımlar yapmadan alt yapıyı da kuramazsınız. Ama beldelerin ve devletin olanaklarını her zaman kullanabilme şansına sahipler.
Trabzon dışında, Beşiktaş, F.Bahçe ve G.Saray'ın sponsor ve forma gelirleri çok iyi durumda. Gişe gelirlerinde F.Bahçe'nin dışında Trabzon da dahil olmak üzere hiç de iç açıcı değil. Devletten yardım aldıkları da bir gerçek. Ancak, bu konuyu açıkça ortaya sermekte fayda var. Bu üç kulüp hemen hemen 12 spor dalında Türk sporunun ayakta kalmasını sağlıyor ve futboldan elde ettikleri gelirlerden bir kısmını burada hizmete ayırıyor. Yaptıkları görev bence, Türk sporuna hizmet. 12 kulübümüzün bu gerçeği kabul etmesi gerekir.
Hakça çözüm getirilmeli
Ayrıca her hafta mutlaka 4 kulübün maçları yayınlanmakta. Tabii, bu da seyircinin maça gelmesini önlüyor. Yayıncı şirket zaten bu dört kulübün dışında yayın yapılmasını kabul etmez. Çünkü, bu kez seyirci adedi düşecek, ve yayın gelirlerini karşılayacak reklam alamayacaktır.
Görüldüğü gibi öfkeyle kalkmak herkes için zararlı olacak. Başta Türk futbolu bilecek, ayırım nedeniyle liglerin de bir heyecanı kalmayacak.
Öyle ise bir orta yola ihtiyaç var. Her iki tarafı da mutlu edecek bir uzlaşma yolu bulunabilir. Bundan kesinlikle eminim. Çünkü, 14 kulübün gelirlerini arttırınca sorun ortadan kalkar. Çözümler zaten bugün futbol gelirlerinin içinde var. Önemli olan futboldan üretilen maç yayını da dahil bütün gelirleri bir araya toplamak ve bunun hakça dağılımını sağlamaktır. Hakça sözünden eşitlik anlamı çıkmamalı. Hakça sözcüğü her kulübün hak ettiği anlamındadır. Devletten alınan aynı ve maddi yardımlar da göz önünde tutulmalıdır. Bazı Anadolu kulüplerinin kamp tesisleri dört büyük kulüpte yok. Hepsinde devletin veya mahalli idarelerin payı var.
Birinci Lig’de oynayan 18 kulübün başkan ve yöneticileri benim dostumdur. Hepsi gönüllü olarak hiçbir menfaat gözetmeksizin, sevgileri nedeniyle bu işi yapmaktadır. Gelin bir araya, Futbol Federasyonu, daha başka bir kişiyi ya da kişileri seçin arabulucular olarak oturun ve konuşun. Önce çözüm olanakları ve sonra hakça bir dağılım yapın.