Rektörün Yaptıkları" yazımın sonrasında, Marmara Üniversitesi hocalarından e-mail, telefon ve mektupla sayısız yanıt aldım. Bu arada bir profesör ve onun yardakçısından da olumsuz yazı geldi. Yardakçı diyorum çünkü, bu kişi profesörün kullandığı cümlelerin aynısını yazmış.
Sizlere önce gelen yazıların sadece üç tanesini takdim edeceğim, ancak isimlerini vermeyeceğim. Çünkü bir profesör bütün hocaları tehdit edip fikir özgürlüğünü hiçe sayıyor, benim yazıma olumsuz yanıt verilmesini istiyor. Hiç adının geçmemesine rağmen böyle ortaya atılmasının tek nedeni var. Onun yanıtına ise Prof. Dr. Sami Mengütay şöyle dedi: "Başından beri bütün istediği okulun başına geçmekti ve tüm yanlış ve haksız ihbarları o yaptı."
Bakın hocalar ne yazdılar...
"M.Ü.BESYO olarak son günlerde yaşadığımız ve akademisyenler olarak bizleri gerçekten büyük üzüntüye sokan olaylara bugünkü yazınızla kamuoyunun çok daha net bir şekilde bilgilendirilmesini sağladığınız için size gönülden teşekkür ediyorum. Yaşadığımız; ancak maalesef çok daha farklı boyutları ile herkese yansıtılan olayların yazınızda gerek TMOK Başkanı misyonunuzla ve gerekse basın mensubu kimliğinizle yaşananlara karşı ne kadar duyarlı ve yürekli bir şekilde karşı koyduğunuz net bir şekilde anlaşılmaktadır. Bu bağlamda içinde bulunduğumuz bu zor dönemde bizlere verdiğiniz büyük destek sebebi ile size şahsım adına bir kez daha teşekkür ediyorum."
"1986 yılından bu yana önce öğrenci olarak, halen öğretim görevlisi olarak içinde bulunduğum eğitim yuvamız Marmara Üniversitesi Beden eğitimi Spor Yüksekokulu ve Sayın Müdürümüz Sami Mengütay hakkındaki yazınızı heyecanla okudum. Hocamızın yaptıkları hakkında fazla söz etmek istemiyorum. Siz her şeyi açıklıkla belirtmişsiniz.
Bilime hizmet vermekte olan bir eğitimci olan size, göstermiş olduğunuz duyarlılık için sonsuz teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. Bu duyarlılığı, spor bilimine hizmet eden tüm spor adamlarının, sayın hocalarımızın da göstermesini beklemekteyim. Desteğiniz için tekrar teşekkür ediyorum.
Laik ve demokratik bir düşünce tarzı ile hareket ederek, eğitim ve bilime hizmet anlayışını her yönü ile benimseyip özveriyle çalışan başta Sn. Prof.Dr. Sami Mengütay’a ve ekibine şahsım adına şükranlarımı sunuyor ve bir kez daha buradan teşekkür ediyorum."
"6 Ekim 2006 Cuma günü "Bir Rektörün Yaptıkları" başlıklı yazınız hislerimize, yaşadıklarımıza bire bir tercüman olmuştur. 2003 yılında göreve gelen Sayın Prof.Dr. Sami Mengütay ve ekibi yazınızda da belirttiğiniz gibi Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunu ve Yüksekokulun içinde bulunduğu Anadoluhisarı Kampüsü’nü Atatürk İlke ve İnkılápları’na sımsıkı bağlı kalarak ve bu çerçevede kimseye ödün vermeden kısa sürede inanması güç bir şekilde çağ atlatarak Dünya devleri arasına sokmuştur.
Gelişmeler sadece fiziki yapıyla sınırlı kalmamış, akademik anlamda da spor bilimleri platformunun takdirini kazanmış birçok proje ve çalışma hayata geçirilmiştir.
Bu bağlamda kamuoyunun sizler vasıtası ile konu hakkında doğru bilgilendirilmiş olması Sayın Mengütay ve "GERÇEK" BESYO ailesi için teselli kaynağı olmuştur.
Yapmış olduğunuz bu onurlu, meslek etiğine yakışır, doğrunun ve çağdaşın yanında olan yazınızdan ötürü müteşekkir olduğumu belirtir, saygılar sunarım..
Şimdi gelelim yazımdan sonra protesto edilmem için kampanya açan Prof. Dr. Hasan Kasap arkadaşımıza... Yazı kaba, yanlış ve öfke içinde hiç de kendisine yakışmayan bir üslup taşıyordu. Olimpiyat Komitesi Başkanı olmak ve spor yazarı olmak ayrı kulvarlardır. Rahmetli Burhan Felek tam 20 yıl Olimpiyat Komitesi’ne Başkanlık yaptı ve aynı zamanda önce Cumhuriyet sonra Milliyet gazetelerinde yazı yazdı ve Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı’nı yürüttü. Ben de hem spor yazarlığı ve de Dünya Spor Yazarlığı Birliği Başkanlığı’nı, Olimpiyat Komitesi Genel Sekreteri ve Başkanı olarak yaptım ve yapıyorum. Asıl üzüldüğüm, bir Profesörün Marmara Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğretim Görevlileri’ne gönderdiği yazıdır. İşte bu yazının son cümlesi şu şekilde:
"TMOK Başkanının yazdıklarına katılıp-katılmadığımızı hem kendisine ve hem de sayın Rektörümüzle birlikte tüm Üniversitemizin yönetici ve akademik personeline göstermemizin bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum. Onlar bunu merak etmektedir."
Fikir hürriyetine saygısı olmayan bir profesörün bu tehdidine rağmen bana sadece bir protesto geldi, sayısız e-mail ile yazdıklarım nedeniyle dekanlar, eski dekanlar ve büyük çoğunluktaki öğretim görevlilerinden telefon, e-mail ve yazıyla teşekkür aldım.
Maalesef bunu yazan Prof. Hasan Kasap demokrasi, hürriyet, bağımsızlık gibi ilkelerden haberdar değil. Yazık, çok yazık... Olimpizm; dostluk, dayanışma ve anlayış anlamına gelir. Prof. Sami Mengütay da Olimpiyat Komitesi üyesidir. Olimpizmin ne olduğunu bilseydi Prof. Hasan Kasap böyle davranmazdı. Üstelik Prof. Dr. Sami Mengütay, YÖK’ün Spor Bilimleri ve Eğitimi Komisyonu’na Üniversite Rektörü ve hocalarının oylarıyla yeni seçildi. Bu bir ibret dersidir.
İLGİ ÇEKİCİ NOT: 7. İstanbul İdari Mahkemesi Prof.Dr. Sami Mengütay’ın görevinden alınmasını kabul etmemiş, yürütmeyi durdurma kararı almıştır.