F.Bahçe takımı, kolay kazanacağı bir maçı, Daum’un taktikleriyle zora soktu.
Oysa, her zamanki klasik 11’i çıkarsa, rakibin değil, kendi taktiğiyle oynasa, belki de farklı kazanabileceği bir oyun olacaktı. Alex’i ileri uçta oynatmasının bizce bir anlamı yoktu. Alex, bir orta saha oyuncusudur. Ve en başarılı olduğu yer de orta alandır.
F.Bahçe, maç boyunca orta sahadan top çıkaramadı. Çünkü Alex gibi bir starı yeterince kullanmadı. Eğer Alex orta sahada olsaydı, bu iri yapılı ağır Sparta Prag defansını F.Bahçe’nin çabuk adamları kolayca çözerdi.
Hele oyun başından itibaren yapılan uzun pasları anlamak mümkün değil. F.Bahçe’nin klasik futboluna hiç uymayan bir görüntü bu. Uzun top atacaksın, oraya koşup, o topu alıp, gole gideceksin. Bence bu Daum’un taktik anlayışında yeni bir sayfa.
Yine şansıyla
Ama bu sayfanın iyi olduğunu söylemek mümkün değil. Sparta Prag hiç beklediğimiz, duyduğumuz gibi bir futbol ekibi değildi. Defansı ağır ve acemi. Orta sahasının tekniği yok. Hele, en büyük silahları Zelenka’nın sakatlanıp, ilk yarının sonunda çıktıktan sonra F.Bahçe’nin pres ve tempolu oyunla bu takımı dağıtması işten bile değildi.
Ama, Daum ikinci yarıda da aynı tip futbola devam etti. Bir başka yanlışı ise sarı kart gören Servet’i hemen oyundan almamasıydı. Çünkü Servet, bir kart gördükten sonra çok çabuk ikinci kartı görebilecek yapıda bir futbolcu. Bir bomba. Bu bombayı sahada tutmak, Daum gibi deneyimli bir hocaya yakışmadı. Özetle F.Bahçe kazandı. Ama nasıl kazandı? Herhalde şanslı dediğimiz Daum’un şansıyla...