Mahkûm olmadan mahkûm etmek

GAZETELERDE yayımlanan bir haberden olumsuz etkilenenler, o haberde kullanılan dilin, vurgulanan iddiaların ve olayın öyküsünün gerçekten farklı olması durumunda, bir düzeltme yayımlansa bile mağduriyetlerinin süreceğini bilirler.

İnternetin yaygınlaşmasının mağduriyeti kalıcı kılacağı da kesindir.Bu durumun en temel örneklerinden biri, işlenen suç ardından yakalanan bir sanığın haberlerde suç işlediği kesinmiş gibi sunulmasıdır.Okur Reşat Köstem şunları yazmış: "Hürriyet Gazetesi; 4.5 aylık Çilem Topaloğlu adlı bebeğin bakıcısı tarafından dövülerek komaya sokulduğu iddiasını manşetine taşıyarak okuru bilgilendirme ve kamuoyu oluşturma görevini başarıyla yerine getirdi. Haberde bebeği dövdüğü iddiasıyla tutuklanan bakıcının, bebeği dövmediğini iddia ettiği de belirtilmişti. Bakıcı, çocuğu dövmediğini söylediğine ve yargı sonuçlanmadığına göre ’zanlıdır’; bu konuda -yargı sonucuna kadar- yapılacak haberlerden de, bakıcının ’bebeği dövdüğü iddia edilmektedir’ anlamı çıkmalıdır. Oysa Hürriyet Gazetesi’nin 31 Aralık tarihli sayısında, sürmanşetindeki Çilem bebeğin ölüm haberi aynen şöyle verildi: ’Bakıcısı Nazlı Gürsoy tarafından dövülerek komaya sokulan...’ Aynı haber 5. sayfada ayrıntılı biçimde verilirken alt başlık olarak da bu satırlar vardı. Yargı sonucunun henüz oluşmadığına göre, bir zanlıyı, yargı sonucunu beklemeden suçlu ilan etmek doğru mudur? Bu konudaki sorumluluğun haberi yazandan çok Hürriyet Gazetesi’ne ait olduğuna düşünüyorum."Bakıcı kadının mahkemede aklanması halinde, bu konudaki ilk haberin yalnızca Hürriyet’in arşiv sayfalarında değil, internet sayfalarında da kalacak olması, haberlerdeki gazeteci ve editör sorumluluğunu katlayarak büyütüyor artık. İşte bu nedenle, gelişmiş ülkelerde, medya hukuku böylesi durumları da göz önüne alacak şekilde yeniden oluşturuluyor.Gazeteciliğin en temel ilkelerinden birini anımsattığı için Köstem’e teşekkür etmek gerek. Son yıllarda, gerek polis teşkilatı ile yargı sisteminde, gerekse medyada bu konudaki duyarlılık çok artmış olmasına rağmen, zaman zaman, "olayın sıcaklığı" nedeniyle bu tür hatalar yapılabiliyor ama tabii ki yapılmamalı.Aziz Nesin Vakfı’ndan tepki varAZİZ Nesin Vakfı’ndaki cinsel taciz iddiaları tüm gazeteler gibi Hürriyet’te de yer aldı. Hürriyet, 10 Ocak günü, 6. sayfada yayımladığı haberi, "Ali Nesin: Tecavüz yok, Adli Tıp: 3’ü de uğramış" başlığı ile sunmuş. Haberin geçici ilk rapora dayandığı için doğru olmadığı, daha sonra Adli Tıp tarafından yapılan açıklamayla ortaya çıktı. Oysa, daha iddiasız bir başlık, haberi kurtarabilirdi. Sanık olarak gözaltına alınan gönüllü eğitmen gençler, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, tutuldukları cezaevinde işkence gördükleri belgelendi. Ali Nesin önceki gün gönderdiği mesajda, "Nesin Vakfı yöneticisi olarak, gazetenizde vakfımızın aleyhinde çıkan yalan haberleri kınıyorum. Bu haberlerin hemen düzeltilmemesini gazetecilik ve Türkiye adına esefle karşılıyorum. Bu yayınların sonuçlarına toplum olarak korumakla yükümlü olduğumuz çocuklarımız katlanmaktadır. Çocuklara verilen zararın telafisi olmuyor ne yazık ki" demekte.Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, 19 Ocak günkü başyazısında, koruma altındaki gençlere dönük önyargılardan söz ederken, "Peki imaj nasıl değişecek? Kim değiştirecek? Hemen söyleyeyim. Önce biz. Yani sizler, bizler. Önce bizler, bu çocuklara yapıştırılan etiketlere karşı çıkacağız. Çevremizde biri çıkıp bu pespaye önyargıları dile getirdiği zaman, ’Bu işin şakası olmaz’ deyip durduracağız. Elbette biz medya yöneticilerine de büyük görev düşüyor. Yetiştirme yurtlarında kalan kızlara ’fahişe’, erkek çocuklarına ’tecavüzcü’, ’tinerci’, ’hırsız’ etiketi yapıştıracak haber sunumlarından kaçınmamız artık şart" demesi, sanırım gelecekte benzer sorunların yaşanmayacağına işaret ederek konuyu kapatıyor.Kudurtmak diye başlık olur mu?GEÇEN haftanın en çok okur tepkisi çeken haberi, 14 Ocak günü Pazar Eki’nde yayımlanan ve Hürriyet’in birinci sayfasında da yer bulan "Üç Toynaklı At, Yaradılışçıları Kudurtacak" başlıklı haberdi. Sivas’ta üç toynaklı at fosili bulan Antropoloji Profesörü Erksin Güleç, bu buluşunun yaradılışçıları "kudurtacağını" söylemiş ve bu sözler hem Pazar Eki’nin, hem de Hürriyet’in birinci sayfasının başlığına taşınmış.Haberin yayımlandığı günden itibaren birçok telefonun yanı sıra, mesajlar ile yoğun tepki geldi. Gösterilen tepkilerde, bu başlıkla, inançlı insanların hakarete uğradığı ileri sürülüyordu. Örneğin Aydın Cebe, "Elbette evrim var ama bir evirip çeviren de var. Evrime inanmanız veya inanmamanız da benim için önemli değil. Her görüşe saygılıyım. Ben her şeyin yaradılıştan geldiğini savunuyorum. Ama aksini de savunan olabilir. Saygılıyım. Fakat bilimsel bir araştırmanın neticesini ’kuduracaklar’ diye sunmak, o inançtaki insanlara ve okurlara hakaret niteliğinde değil mi? Niye kuduralım?" derken, Osaka Üniversitesi Yaşam ve Çevre Bilimleri Yüksek Lisans Okulu’ndan yazdığını belirten Güray Akdoğan, "Evrim teorisi sonuçta bir teoridir. Her ne kadar kanıtlar bulunuyor denilse de pek çok parça hálá eksik. Bilim adamları bu teoriyi ispatlamaya çalışırken, pek çok yeni şey keşfediyor. Sonuç olarak, bir hocamız bir araştırma yapmış ve çok önemli sonuçlar bulmuş. Hocamızın düşüncesi ve dünya görüşü ne olursa olsun bunun kesinlikle bir haber değeri vardır. Ama bu haberi böyle bir başlıkla vermek uygun olmamıştır" diyordu.Haberin başlığı, Prof. Güleç’in sözleri aslında. Bu açıdan bakıldığında Hürriyet’in sorumluluğu yokmuş gibi görünebilir. Ama yaradılışçılar ile evrimciler arasında çok sert mücadeleye tanık olunan Amerika’da bile, bu tartışmanın en kararlı tarafları hariç tutulursa, böylesine bir başlığın atılması mümkün olamazdı. Üstelik, Hürriyet bu sözleri, tırnak içinde vermediği için başlıktaki ifade tamamen Hürriyet editörlerinin seçimiymiş gibi algılanıyor. Oysa değil; sözler üç toynaklı atı bulan Prof. Güleç’e ait.Sonuçta, bence, Hürriyet okurlarının tepkilerinde doğruluk payı var.Okurlardan rica...HÜRRİYET gazetesi ile Hürriyet’in internet sitesi www.hurriyet.com.tr arasında ortak birçok yön olduğu gibi, farklılıklar da var. Haberlerin başlıkları bazen değişebiliyor. İnternetin hızını yansıtacak şekilde, bir olay geliştikçe haberler internet ortamında değişerek yer alıyor. Bu durum da, gazete ve gazetenin web sitesi ile ilgili farklı değerlendirmeleri kaçınılmaz kılıyor. Sizler, haberlere ilişkin değerlendirmelerinizi doğrudan mektup@hurriyet.com.tr adresine gönderebiliyorsunuz. Ya da Hürriyet’i internet üzerinden okurken, tek bir tuşla da iletebiliyorsunuz. Mesajlarınızda, haberlere ilişkin değerlendirmelerinizin gazeteye mi, yoksa internete mi ilişkin olduğunu belirtirseniz, işlerimiz çok kolaylaşır.
Haberin Devamı

Yazarın Tüm Yazıları