Fenerbahçe’li Gökhan’ın çift sarılı kırmızısı üzerine
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
HEP aynı şey olur. Bir futbol maçını stadyumda ya da televizyonda izledikten sonra, ertesi gün gazetelerde yazılanları okuduğumda, sanki farklı bir maçtan söz edildiğini düşünürüm.
<ımg>ımg>
Zamanında biraz futbol oynamışlığım, İnönü’ye epey gitmişliğim vardır; anlayacağınız ben de gerekirse uzun uzun futbol konuşabilirim diğer vatandaşlar gibi. Geleceğim yer belli: Hafta içindeki Galatasaray-Fenerbahçe maçı. Özellikle hakemin çıkardığı sarı ve kırmızı kartların çokluğu eleştirildi. Hatalı kararlar kuşkusuz vardı ama çok az futbol yorumcusu Türkiye’de çok sık yaşanan, her nedense hep hoşgörülen ve sanki bir tür profesyonellik işareti olarak sunulan "hakeme oynamak-hakemle oynamak" konusunda futbolculara dönük laf ediyor. Oysa maçları televizyondan seyredenler, futbolun saha zevkini kaçırsalar da, yakın çekimlerle, tekrarlarla neyin ne olduğunu kolaylıkla görüyorlar. Artık kimse kolay kolay aldanmıyor.Bu maçın tartışılan kartlarından birinin odak noktasında, Türk futbolunun yükselen yıldızı, o çok lezzetli Fenerbahçe golünü atan Gökhan Gönül ile top toplayıcı çocuk ve hakem Cüneyt Çakır vardı. Hürriyet’in spor sayfasında ertesi gün kara bir kutu içinde, "Kıyameti kopartan karta yorum" başlığı altında şu yazıyı okudum: "Fenerbahçe kupadan elenmesini Gökhan’ın atılmasına bağlayabilir. Burada hakem, Gökhan’a vakit geçirmeye teşebbüsten sarı kartını verip, yorumunu öyle yaptı. Ama bir F.Bahçeli yetkili çıkıp da ’Gökhan top toplayıcı çocuğun attığı topa eğildiği anda sahanın içinde bir top daha vardı. O topu atan şahıs oyun alanı içinde bir top varken ikinciyi atarak oyunu, rakibi ve hakemi yanlış yönlendirmeye itmedi mi?’ diyebilir miydi? Diyebilirdi... Ama bunu söyleyebilecek veya bunu tartışabilecek kaç kişi var. Futbolcu sahanın içindeki topla oynar. İkinciyi içeri atarsan art niyet olmaz mı?" Şimdi temel soru şu: Bu yazı nedir? Haber mi, yorum mu? Kimin haberi, ya da kimin yorumu? Bu yazı ile Fenerbahçe yöneticilerine yol mu gösteriliyor, yoksa Fenerbahçe yöneticileri mi eleştiriliyor? Yoksa Türk futbolunun sorunlarının asıl nedenini bulmuş mu oluyoruz: Top toplayıcı çocuklar. Herkesin ve bu arada benim de ekrandan gördüğüm bu olayı, Hürriyet Spor Eki yazarlarından İbrahim Altınsay maçtan iki gün sonra Radikal’de, "Al Gökhan, topu al" başlıklı yazısında şöyle anlatıyordu: "Gökhan’ın ikinci sarısında ise top toplayıcısı çocuğu suçlamak çok yanlış. Maçın heyecanı içinde görülmüyor olabilir ama yakın plan görüntülerde çok açık. Bir top çizginin içinde dururken taç atışı yapmaya gelen Gökhan, ’At, at’ diyerek ısrarla top toplayıcısının elindeki topu istiyor. Çocuk neden sonra atınca başını eğiyor, topun sahaya girmesine izin veriyor. Fenerbahçeli futbolcuya yakışmayacak basitlikte bir numara. Olayı atlamadığı için hakemin takdir edilmesi gerek."Yani Gökhan Gönül, top toplayıcı çocuğu saha içindeki iktidarından yararlanarak topu atması için zorluyor, sonra da üç-beş saniye kazanmak için topu tutmak yerine başını eğiyor. Üst üste iki kere spor ahlakı dışı davranış... Biri aynı sahayı paylaştığı küçük bir çocuğa baskı, diğeri zaman kazanmak için hakemi aldatmak. Ki hakem de böyle düşündüğü için ikinci sarı kartı gösteriyor. Peki Hürriyet Spor Servisi bunu neden böyle görmüyor?Hürriyet Spor Müdürü Esat Yılmaer’in yanıtı şöyle: "Söz konusu olayda, maçtan sonra yapılan itirazlarda ve yorumlarda hemen hiçbir kimse sahanın içinde ikinci bir top olduğuna değinmemiştir. Hürriyet Spor Servisi de hakem uzmanları ile yaptığı görüşmeler sonucunda dikkatin bu noktaya çekilmesi halinde Fenerbahçe’nin itirazlarının haklı olabileceğini saptamış; ancak ne yöneticilerin ne de futbolcuların bu detayı bilmediklerini ortaya çıkarmıştır. Bu küçük yorum da yönetici ve sporcuların uygulamalar konusunda ne denli bilgisiz olduklarını ortaya koymak için kullanılmıştır. Yoksa amacımız bir tarafı haklı göstermek değildir."Bu açıklama bence yeterli değil; çünkü yorum "art niyet olabileceği" iddiası ile sonlanıyor. Dahası, ne oyuncunun, ne yöneticinin kurallar konusundaki bilgisizliğini vurgulayan yorum, top toplayıcı çocuğun futbol kurallarını çok iyi bilmesi gerektiğini varsayıyor. Bunun doğru olduğunu kabul etsek bile o çocuğun "futbolcu ağabeyin" baskısına direnebilmesi mümkün mü? Ve bir de, eğer ortada gerçekten kasıt var ise, maç Ali Sami Yen’de oynanmasına rağmen top toplayıcı çocuk sıkı bir Fenerbahçeli olmalı; çünkü ikinci topu sahaya atarak Galatasaray’a zaman kaybettiriyor.Kısacası, Hürriyet’in yayımladığı o imzasız metin, herkesin gözü ile gördüğünü yok saymakla kalmayıp, tam tersten yorumluyor. Bu nedenle de aslında o sayfada hiç olmaması gerekiyor.