HÜRRİYET’in Kelebek ekinin 29 Eylül günü manşetindeki haber, bir türlü sonlanmayan Hüsnü Şenlendirici, Nazire Şenlendirici ve Deniz Seki arasındaki üçlü oyuna ilişkindi.
Mevlüt Tezel imzasıyla yayımlanan bir küçük araştırmaya göre, Nazire Şenlendirici’nin (eşini geri alabilmek amacıyla) güzelleşmesi için 46 bin YTL tutan bir dizi estetik ameliyat geçirmesi gerekiyordu. Bu tahmini de estetik cerrah Prof. Nazım Durak yapıyordu.Bu haberden iki gün sonra, 1 Ekim günü Ayşe Arman Hürriyet’deki köşesinde konuya girdi ve hem haberi, hem de Prof. Durak’ı eleştirdi.Arman,"Valla, haber bana hiç esprili gelmedi. Tam tersine, son derece aşağılayıcı buldum. Kızdığım kişi de, Mevlüt değil. Titrinde profesör ibaresi taşıyan o doktor. Söyler misiniz, bir sağlıkçı, nasıl olur da bu tür bir habere alet olabilir?" diyor ve ekliyordu: "Yakışıyor mu bir doktora? Durduk yerde bir kadına, ’Şişmansın ve çirkinsin!’ denecek, eklenecek: ’Normale dönmen için 46 bin YTL gerekiyor. Uzman öyle diyor...’ Ya bu kadın, bu saçmalığa inanırsa ne olacak? Bunun sorumluluğunu kim üstlenecek? Kendi adıma şu kadarını söyleyebilirim... Günün birinde estetik ameliyat olacağım varsa bile, gazete sayfalarında boy göstermeye meraklı ve duyarsız bir adama, hayatta olmam!"Prof. Nazım Durak’ın bu eleştirilere çok içerlediği bana dolaylı yoldan gönderilen bir mesaj ile ortaya çıktı.Biliyorsunuz; Okur Temsilcisi’nin görev tanımında köşe yazarlarının yazdıklarına ilişkin tepkileri değerlendirmek yok. Ancak bu durum biraz farklı; Hürriyet’in bir haberi üzerine yazılmış bir yazıdan söz ediyoruz.Bunun ışığında, Ayşe Arman’ın bu haberin en önemli unsuru olan Prof. Durak’ın yazdıkları ile ilgili düşüncelerini okurlarıyla paylaşmasında hiçbir sakınca görmüyorum. Prof. Durak, böyle bir haberin yapımına katkıda bulunarak kendini ve görüşlerini eleştiriye açık hale getiriyor. Dahası, Nazire Şenlendirici hastası olmasa dahi, hasta-doktor ilişkisinin özünü tahrip ediyor ve belki de en vahimi hastayı görmeden tedavi önerebiliyor.Bu nedenlerle, Ayşe Arman’ın yazdıklarında temel ilkeler açısından bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Medyada kendi istekleri ile yer alanların, yine medya tarafından eleştirilebileceklerini bilmeleri gerekir.Reşit kurbanın resmi basılır mı?Şermin Terzi: Hürriyet Gazetesi muhabiriyim. 5 Ekim tarihli gazetenin 3. sayfasında, "14 yaşındaki 3 genç, turist anne-kıza tecavüze kalkıştı" haberinde 14 yaşındaki kızın yüzü mozaiklenerek basılmasına rağmen, annenin yaşı reşit olduğundan olsa gerek(!) yüzü ayan beyan fotoğrafı yayınlanmış.Haber mi doğru başlık mı?Birgül Ergev: 18 Ekim tarihli Hürriyet’te Kenan Evren’in rahatsızlığı ile ilgili haberiniz "İlaçları karıştırdığı için hastanelik olmuş" başlığını taşıyor. Zannedersiniz ki Kenan Evren birtakım yanlış ilaçları bulup içmiş. Oysa haberin devamından anlıyoruz ki ilaçlar doğru ama önerildiği gibi içilmemiş. Yani ilaçlar doğru ama alınış biçimi yanlış. Ve sonuçta yanlış olan attığınız başlık oluyor.Lost dizisiyle ilgili yanlışBirand Güçlü: Ben sizi Kelebek ekinizdeki size yakışmayan büyük bir yanlışla ilgili rahatsız ediyorum. 11 Ekim civarı olabilir, Kelebek ekinizin arka sayfasında Jessica Biel ile ilgili haberde LOST dizisiyle üne kavuşan Jessica Biel diyor. Halbuki Jessica Biel Lost adlı dizide hiç rol almadı . Haberi yapan muhabir arkadaşınız Evangeline Lilly ile Jessica Biel’in benzerliğinden olsa gerek hiç araştırma yapmadan yazmış.İniş takımları kırılan uçağı pilot nasıl yönetmiş?Suphi Bediz: 3 Ekim günü Hürriyet’in ilk sayfasında Mısır - Polonya seferi yaparken seyir cihazlarının bozulması nedeniyle zorunlu iniş yapan AMC Havayolları’na ait uçaktaki 56 yolcu ve 6 personelin burnunun kanamadığı yazılmış iken, içeride kazanın hafif yaralı 2 yolcunun tedavileri için İstanbul’da kaldıkları bildirilmiş. Ayrıca, pilotun aletli iniş sistemi ILS antenlerine çarpmadan, az ileride yoğun bir araç trafiğinin yaşandığı karayoluna çıkmadan uçağı durdurmayı başardığı yazılmış. Piste zorunlu iniş sırasında iniş takımları kırılan ve gövdesi üzerine inip sürüklenen bir uçağın nasıl olup da pilotu tarafından durdurulduğunu da doğrusu anlayamadım.