Tv'de ne var ne yok

Tekin ARAL
Haberin Devamı

Asıl mücadele evlerde

‘‘1998 Dünya Kupası’’ yarın Fransa'da başlıyor...

40 gün kıran kırana sürecek bu futbol mücadelesi yanı sıra, bir kıran kırana mücadele de televizyon paylaşımı yüzünden evlerde sürecek...

Erkek takımı televizyonun karşısına kurulmuş zevkten ağzı kulaklarında, örneğin tam Ronaldo'nun gole gidişini izlerken, birden bir bakacak Ronaldo gitmiş, ekrana Cesur ve Güzel'in Rich'i gelmiş... Zira o sıra kumanda aletini karısı ele geçirmiş...

Ya da tersi olacak, evin hanımı kendini kaptırmış tam yakışıklı ‘‘Rich’’i seyrederken, birden karşısında Fransa'nın hafif orangutanı andıran kalecisi Lama'yı görecek... O da bir bakacak, kumanda aleti bu kez kocasının elinde... İşte kavgalar da bu yüzden çıkacak...

Şimdi burada evin huzuru, ailelerin mutluluğu adına 40 gün bağırlarına taş basıp fedakarlık etmek, sevgili hanım arkadaşlara düşüyor...

Ailedeki erkek takımının bu Dünya Kupası sefası geçici... Sizin diziler ise Allah eksikliğini göstermesin ebediyete kadar kalıcı...

Sıkboğaz etmeyin şu futbol hastalarını da, rahatça izlesinler maçlarını...

İBO, JORDAN'I KATLAR

Bu aralar son derece sportif günler yaşıyoruz...

Dünya Kupası yanı sıra, Michael Jordan'ın Chikago Bulls'u ile Carl Malone'un Utah Jazz'ı arasındaki NBA final maçları da nefesleri kesiyor...

Bu nefis maçları da ‘‘Kanal D’’ canlı olarak naklen yayımlıyor...

Tabii yayım canlı olduğundan ve Amerika ile aramızda hayli saat farkı bulunduğundan, maçları sahura kalkar gibi saat kurup kalkarak izliyoruz ama, gene de değiyor doğrusu... Ayrıca dünyanın en önemli spor olaylarından biri olan NBA finallerini bize izlettiren ‘‘Kanal D’’ye teşekkür ediyoruz...

Ben sabahın köründe ayağa dikilirken tabii ki yalnız değilim... Çevre evlere bakıyorum... Sanki Ramazan ayında sahur vaktiymiş gibi birçok evin ışıkları yanıyor; herkes NBA finallerini seyrediyor...

Geçen gün Amerikan NBC televizyonunda bir program seyrediyordum. NBA finalini oynayan Chikago ve Utah takımlarında oynayan oyuncuların yıllık kazanç ve transfer ücretlerinden söz ediyordu...

Bir baktım, bu iki dev takımda, Fenerbahçe'den Tofaş'a 15 milyon dolara transferi sözkonusu olan İbrahim Kutluay'ın yarı, hatta üçte bir fiyatına oynayan en az yirmi oyuncu var...

Tabii gene aklıma hep aynı soru geldi:

Hakan Şükür bunca para ediyorsa neden Barcelona'da, Milan'da oynayamıyor?.. İbrahim Kutluay neden NBA'de değil...

Size nedenini de söyleyeyim... Bu çarpıklık tamamen, kendi çaldığını kendi dinleyen, rekabet, reklam ve kulüplerdeki iktidar olma arsızlığı adına birtakım değerleri abartmamızdan, işin mokunu çıkarmamızdan kaynaklanıyor.

ÇOCUK ŞARKICI SIKINTISI

Şu ara ülkemizdeki en büyük sorunlardan biri, ‘‘Çocuk Şarkıcı’’ yetiştirememe sorunu...

Hangi kanalı açsan karşına ya Küçük İbo çıkıyor ya da Küçük Onur...

Geçen akşam Cem Özer'in programında da gene Onur ve İbo vardı... Epey bir süredir şu koskoca ülkeden de maalesef çocuk şarkıcı çıkmıyor...

Şimdi ben bu konuda tabi gene aileleri suçluyorum...

Hadi yaşam koşulları nedeniyle belki dilediğiniz gibi çocuk yetiştiremiyorsunuz... Ama çocuk şarkıcı da mı yetiştiremiyorsunuz birader?..

Üstelik televizyonlarda onca bedava örnek var... Bu işin kursu, dersi de yok!..






 








Yazarın Tüm Yazıları