Sevda hanım

Tekin ARAL
Haberin Devamı

Önce memeleri patladı... Sonra, ‘‘Fuhuş’’ yaptığı haberi, şimdi de uyuşturucu kullandığı haberi patladı... Dahası saptandı...

Sözünü ettiğim, Sevda Demirel adlı bir kızcağız...

Bu hanım kız, bunca zamandır, yazılı, görsel basının baş köşelerinde arzı endam ediyor... Kıçıyla, başıyşla, döktüğü gözyaşlarıyla medyadaki konumunu sürdürmeyi bayağı başarıyor...

Benim söyleyeceğim tabi Sevda değil... Ne iş yaptığını, kim olduğunu hala anlayamadığımız Sevda'yı ekranlarından eksik etmeyen Medya'ya...

Yahu arkadaşlar üç kuruşluk reyting uğruna, bu kıçıkırık, hergün bir rezilliği çıkan hatunlara ekranlarınızı kullandırmayın...

PATAVATSIZ REKLAM

‘‘Televizyon Reklamları’’nın programları ‘‘taciz’’ etmeleri konusunda daha önce de bir alay şey yazdık... Sanırım bu gidişle daha çok da yazacağız...

Sakın yanlış annlaşılmasın... Televizyonların aldıkları reklamlarla yaşadıklarını, onca programı o reklamlar sayesinde yapabildiklerini biliyoruz...

Ama bu reklamları ekranlarda göstermenin de bir düzeni, bir kuralı olmalı birader...

Şu an önümde yüzlerce faks var... Hepsi reklamlar nedeniyle özellikle filmlerin içine edilmesinden yakınıyor... Bu konuda yazan okurlar,‘‘Tam bir filmi izliyoruz... Derken araya birdenbire öyle bir reklam giriyor ve öyle uzun sürüyor ki, hangi filmi izlediğimizi bile unutuyoruz...’’ diyorlar...

Valla çok da haklılar... Ben de geçen gece televizyonda bir cinayet filmi izliyordum...

Birden filmin ortasına bağırış çağırış bir alay reklam girdi...

Ben filmdeki katilin, Reyting Hamdi mi, o Arcopal yemek takımını tanıtan o kız mı, filmdeki kötü adam mı olduğunu bir türlü çıkaramadım...

Yahu arkadaşlar... Reklama tabi evet ama, programları duman eden o reklam tacizini de bence bir gözden geçirin artık...

‘‘A'dan Z'ye’’

‘‘A'dan Z'ye’’, atv'de hafta içi her gün yayımlanan bir program...

Esra Ceyhan'ın sunduğu program, gazetelerin TV programlarında magazin programı olarak geçiyor ama, ‘‘A'dan Z'ye’’nin pek öyle bilinen anlamdaki magazinle ilişkisi yok... Program çok kez öncemli konuları içeriyor, programda ciddi tartışmalar yapılıyor...

Sunucu Esra Ceyhan da, hayli başarılı...

Biz Esra'yı ayrıca ekranlarda günde beş posta, elinde bir gazetenin tabak çanakları, pazarcılar gibi bir avaza bağırırken görüyoruz...

Kendisini televizyonculuk konusunda bir yerlere götürecek böyle başarılı bir program yaparken, o promosyon çığırtkanlığına ne gerek var, o da ayrı konu... Ama bu bizim üstümüze vazife değil, Esra'nın bileceği iş... Ayrıca tabii işin bir de ekonomik boyutu var...

‘‘A'dan Z'ye’’de geçen gün, Psikolog Doç. Dr. Mansur Beyazyürek'in de katılımıyla ‘‘Aile içi cinsel taciz’’ konusu konuşuldu, tartışıldı...

Programa telefonla katılanların anlattıkları, çekilen fakslar, aslında bu çirkin olayın ülkede ne kadar yaygın olduğunu gösterdi...

Ama, yıllardır ‘‘Biz sizin babanızız, bacınızız’’ deyip tepemize gelen ve ‘‘baba, bacı’’ numarasıyla alayımıza tacizin her türlüsünü uygulayan politikacı takımını düşünürseniz, ortaya çıkan bu sonucu da pek anormal karşılamamak gerek...

YAŞASIN TRT

TRT'yi zaman zaman çokça eleştiriyoruz...

Bir Milli Takım gibi benimsediğimiz ilk göz ağrımız TRT'nin, onca geniş kadroya, onca teknik donanıma karşın, yeterince iyi programlar yapamaması, meydan tamamen özel kanalların egemenliğine bırakması, eleştirilerimizin ana nedeni...

Bu ülkede, devlet ödeneklisi, üzerinde bir alay abuk sabuk baskının bulunduğu kurumların özgürce birşeyler kotarabilmesi tabi zor ama, TRT'nin de televizyonculuk alanında yapabileceği daha iyi şeyler olduğunu düşünüyoruz...

Tabi özel kanallarla rekabete girsin derken, TRT'den ‘‘lahmacun’’ programları yapmasını beklemediğimizi belirtelim... Neyse bu daha sonra da tartışabileceğimiz bir konu...

Ama bilimum televizyonlarda roman şarkılarının çığırılıp göbeklerin atıldığı, arabesklerin iç baydığı, Türkçe'yi konuşmaktan aciz klip magandalarının gecekondu müziği döktürüp para götürdüğü bu ortamda, TRT bir görevi yapıyor ki, şapka çıkarmak gerek...

TRT Türk müziğini yaşatıyor, adeta üzerine kol kanat geriyor...

Dede Efendi'lerden Yaseri Asım'a, Saadettin Kaynak, Selahattin Pınar'dan Avni Anıl'a, ekranlarından Türk müziği eksik olmuyor...

Geçtiğimiz cuma gecesi, TRT 1'de Mehpare Çelik'in nefis Türkçe'siyle sunduğu ‘‘Türk Sanat Müziği’’, Radyo Sanatçıları'nın konseri vardı...

O sırada da Hürriyet'teki pazar yazımı yazıyordum... İşi gücü bıraktım, ekrana çakıldım kaldım...

Bir de çok ilginç bir uygulama yapmışlardı... Programda söylenen şarkıların sözleri aynı anda altyazı olarak ekrana geliyordu...

Bu uygulama belli ki, şarkıyı birlikte söylemek isteyip, sözlerini unutmuş olabilecekler içindi... Çok şirin ve akıllıca bir uygulamaydı...

TRT, yalnızca Türk müziğinin değil, Batı müziğinin, kültürün, sanatın da arkasında duruyor...

Ama ne bileyim sanki kendini anlatamıyor!..

Ha bu arada o ‘‘TSM Radyo Sanatçıları Konseri’’nin yapımcısı arkadaşlara şunu söyleyeyim... Jenerikte çalınan o parça programınızla bağdaşmıyor...

Programınızda o parçayı bir solistinize söyletir misiniz?..






 








Yazarın Tüm Yazıları