Paylaş
Hülya sonunda şükür doğurdu... Böylece Hülya'nın karnından, milletçek de bizim sırtımızdan bir yük kalkmış oldu...
Hülya Avşar kardeşimizin doğumu öylesine memleket meselesi haline gelmişti ki, Hülya bir doğururken o sıra Anayasa Mahkemesi'nin hakkında vereceği kararı bekleyen ve dokuz doğuran Erbakan'ın durumu bile güme gitti...
Neyse, her iki doğum da sonunda hayırlısıyla bitti...
Avşar'ın çocuğu olurken, bir çocuğu da Erbakan'ın oldu... Hülya olayı sancısız atlatırken, Hoca'nınki biraz sancılı, ağrılı, sızılı oldu...
Hülya'nın doğumunun bir ilginç yanı da, bebeği Zehra'nın, daha anasının karnındayken hayatını kazanmaya başlayan dünyadaki ilk kişi oluşuydu...
Zira Hülya üstüne yatmaz da verirse, Zehra'nın reklamlardan götürdüğü yüklü bir hesabı olması lazım...
Neticei kelam, doğum olayını memleketin en önemli konusu haline getiren, onbeş yıl tıp okumuş doktorların, hemşirelerin bile paparazziliğe soyunmalarına neden olan Hülya sonunda nurtopu gibi bir kız sahibi oldu... (Biliyorsunuz bir doktor ve bir hemşire gazetelere vermek üzere bebeğin resimlerini çekerken korumalarca yakalandılar...)
Hülya Avşar'ı, sevgili Kaya'yı kutluyorum... Çok sevip saygı duyduğum dostlarım Gülümser ve büyük Kaya Çilingiroğlu'na da torun keyfi diliyorum...
PAZAR İŞKENCESİ
Pazar günü yatağınızdan kalkıyorsunuz... Çoluk çocukla belki şöyle keyifli bir kahvaltı edeceğiniz, dahası laflayıp üçbeş kelime konuşacağımız tek gün...
Tabii bu arada doğal olarak televizyonun tuşuna da bakıyorsunuz...
O pazar sabahı da size ondan sonra zehir oluyor zaten...
Hangi kanalı açsanız, o sabahın köründe (pazar sabahı için resmen sabahın körü sayılır) karşınıza ‘‘vır vır vır’’ Ecevit'inden Hikmet Çetin'ine, Baykal'ından Uluç Gürkan'ına, falanca bakanından filanca bakanına politikacılar çıkıyor; sabah sekiz akşam dokuz, havada, karada, denizde, tüm hafta boyu kafanızın ütülendiği yetmiyormuş gibi sağolsunlar, bir de pazar günü çöküyorlar üstünüze...
Yalnız bu arada şunu da belirtmeliyim... Sözünü ettiğim politikacıların bunda suçları yok...
Onları o ekranlar rica minnet, yaka paça çıkarıyorlar televizyon kanallarına...
Politikacı da ekranı boş bulunca konuşuyor tabii... Onun istediği bir göz, televizyonun ona verdiği iki göz...
Yahu o pazar sabahları ille de politikacılarla program yapmak şartsa; gene onlarla yapın programlarınızı... Ama millete onların, belki programlarınızı seyredilir hale getirebilecek farklı yanlarını gösterin...
Millet bu ülkedeki her politikacının ne söyleyeceğini zaten biliyor... Ne bileyim... Hangi yemeği sevip, hangi kitabı okuduğunu da öğrenmek ister belki...
AYIPÇI KOLTUK!
Televizyonlarda günlerdir ekrana gelen, o güya yeni yapılan Meclis salonu görüntülerinden herhalde benim gibi sizler de artık iyice sıkıldınız...
O görüntülerde beni en çok rahatsız eden, öfkemi tepeme çıkaran, o milyarlık koltukların üzerlerine naylon geçirilmiş halleri...
Milleti bu kez de o koltuklar yoluyla şaaptıklarından, koltukların üzerine sanki prezervatif geçirilmiş gibi!.. (Bak yukarıdaki resim)
Nereden başladı şu ikinci yarı!
Güya hasret bitti, futbol tekrar başladı. Ama özellikle de Fenerbahçeli, Beşiktaşlı hatta Trabzonlu taraftarlar ‘Keşke başlamasaydı, durumu hayallerle ne güzel idare ediyorduk.’ diyorlardır...
Hele Fenerbahçe için, birçok Fenerbahçeli’nin de dediği gibi lig bitmiş, Fenerbahçe uzak ara şampiyon olmuştur... Şimdi durduk oturduk yerde ne vardı ikinci yarı mikinci yarı numarasıyla ligi tekrar başlatmak.
Ben size birşey söyleyeyim mi? Bu ülkede futboldan en çok anlayan kişinin Ali Şen olduğuna bir kez daha karar verdim... Başkanlığı bırakacağını söyledikten sonra, yedi düvel ‘bırakma bizi başkan!’ dedi, Ali Şen başkanlığı sürdürmeyi kabul etmedi...
Adam başına geleceği biliyor, Fenerbahçe takımının geleceğini herkesten iyi görüyor. Onun için olanlar olmadan başkanlıktan yırtmaya çalışıyor.
‘‘ÇARKIFELEK’’
‘Kanal D’’de bir süre önce yeniden başlayan M. Ali Erbil'in Beste ile birlikte sunduğu ‘‘Çarkıfelek’’ rating rakamlarının tozunu atıyormuş...
Ee, sunucusu‘‘Feleğin çarkından geçmiş’’ biri olunca Çarkıfelek de başka oluyor tabi!..
Paylaş