Bam teli

Tekin ARAL
Haberin Devamı

Eskiden gezginci şairlere, ‘‘aşık’’, ‘‘halk ozanı’’ falan denirdi...

Tayfun Talipoğlu da televizyonların ‘‘ozanı’’...

Cipine atlıyor, karı, yağmuru, çamuru takmayıp Anadolu'yu bırakın köy köy, neredeyse ev ev dolaşıyor, hepimize oralardan ders alınası, üzerinde düşünülesi mesajlar ulaştırıyor... Hani o ‘‘Orda bir köy var uzakta’’ var ya, o köyü yakına getirmeye çalışıyor...

Tayfun'un ‘‘Bam Teli’’ programının televizyon programcılığının cakası olan reyting durumunu bilmiyorum... Parlak olduğunu da sanmıyorum...

Ama Tayfun birşeyi başardı... Televizyonlarda ilk kez bir program, o reyting abukluğunun hegemonyasından kurtardı... Tabi bu arada Coşkun Aral'ın ‘‘Haberci’’ programının da Tayfun'un çizgisinde olduğunu belirtmeliyim...

Tayfun Talipoğlu geçen geceki ‘‘Bam Teli’’nde Doğu çocuklarına kamyonlarca oyuncak götürdü... O çocuklarla söyleşiler yaptı... Çocuklar öyle şeyler söylediler ki, söyledikleri her söz birer şamardı... Tabi anlayana... ‘‘Anlayana sivrisinek az... Anlamayana davul zurna çok...’’ diyen birinin Meclis Başkanı olduğu bir ülkede bu insanları kimin anlayacağı da ayrı bir tartışma konusu...

Neyse, uzun sözün kısası...

Sevgili atv yöneticileri... Tayfun Talipoğlu'nun sözünü ettiğim, o gece izlediğim ‘‘Bam Teli’’ programını lütfen herkesin izleyebileceği bir saatte tekrar yayına koyun... Ve bunu, dizilerinizi reklam ettiğiniz gibi Sabah Gazetesi sayfalarında reklam edin, duyurun... Benden bu kadar...

Ha yukardaki karikatür mü?.. Tayfun, Doğu'da oyuncak dağıtırken aklıma geldi...

Bence birer oyuncak da bunların eline vermek lazım... Zira bu zat-ı muhteremler yıllardır oyuncak olarak bizi kullanıyorlar...

GECE BAŞLARKEN

Ayşe İdem Tümer'in sunduğu ‘‘TRT 1’’deki ‘‘Gece Başlarken’’ programı sanırım epey de izleyicisi olan, kaliteli, hoş bir program...

Ayşe İdem Tümer'in ‘‘Gece Başlarken’’i hafta içi hergün ekrana canlı olarak geliyor.

Program ekrana canlı olarak geliyor ama, gece yarısı başladığından ve sabahın üçüne kadar sürdüğünden biz o sırada program gibi pek canlı olamıyoruz...

‘‘Gece Başlarken’’ sanat, basın, spor her kesimden herkesi konuk ediyor... Tabi programı müzikleriyle renklendirdiklerinden, konuklar arasında müzisyenler ağır basıyor...

‘‘Gece Başlarken’’ zaman zaman da nostaljik takılıp eski sanatçıları getiriyor ekrana, bayağı da hoş oluyor...

Geçen gece geçmiş yılların ünlü şarkıcısı Kanat Gür'ün katıldığı program çok keyif vericiydi...

Eskiler, işini bilen birini tanımlarken ‘‘Konusuna vakıf’’ deyimini kullanırlardı...

‘‘Gece Başlarken’’i sunup yöneten Ayşe de hayli ‘‘konusuna vakıf’’... Programa, belli ki dersini çok iyi çalışarak çıkıyor... Konuklarına iyi düşünülmüş, izleyenleri bilgi sahibi yapacak sorular soruyor... Programa telefonla katılanları da birer konukmuş gibi programa katmayı iyi beceriyor...

Programın falsosu dekoru ve sahne düzenlemesi...

Bir konuk şarkı söylerken diğer konukların ona sırtları dönük oturmaları çirkin duruyor...

Ayrıca TRT belki biraz sıkıntıya düşer ama, taksitle de olsa oraya daha adam gibi, daha şık koltuk ve sehpalar alabilir!..

VUR VUR İNLESİN AVRUPA DİNLESİN!

Polis - öğrenci kovalamaca ve kavgaları artık neredeyse televizyon dizisi gibi oldu...

Televizyonda hangi kanalı açsanız, özellikle de haber saatlerinde, elinde cop, gencecik bir çocuğun tepesine çökmüş Allah yarattı demeden veriştirip vuran ya da kendisini belki bir büyük kulüp yöneticisi görür de transfer eder diye gencecik kızlara voleler atan polislerle karşılaşıyorsunuz...

Eskiden polis arkadaşlar bu tip olaylarda, özellikle televizyon kameralarını görünce biraz çekinirler, bu dayak faslından kaçınırlardı...

Ama artık durum o hale geldi ki, hiçbir polis arkadaş işin incesine bakmıyor, tersine, ‘‘Bizi bu akşam televizyonlar verecek... İzleyenlere birşeyler gösterelim hiç değilse...’’ dermişçesine ekranlarda karate ve kickboks sporlarından örnekler döktürüyor...

Bu arada üçotuz para maaşa kelle koltukta görev yapan polislere haksızlık etmek de istemiyoruz tabi...

Ama, elinde cop, belinde tabanca, o Robocop kılıklarıyla, fidan gibi gençlere öylesine girişmenin de hakça bir yanı

var mı?..

Goosebumbs

Show tv’de hafta içinde hergün saat 17.00’de ekrana gelen Goosebumbs adlı bir dizi var. Aslında tüm dünyada da seyircisi çok olan bu dizinin özelliği korku ağırlıklı olması, geçenlerde Erenköy’den bir okur çektiği faksta diziyi izlerken çocuğunun dilinin tutulduğunu söylüyordu, önceki gün de Bakırköy’den telefon eden bir hanım okur, çocuğunun geceleri çığlıklar atarak uykudan uyandığını bunun nedeninin gündüz izlediği Goosebumbs olduğunun söyledi. Tüm bu aileler bu dizinin küçük çocuklarının seyredeceği saatlerde yayınlanmamasını istiyorlar... Biz de iletiyoruz.






 








Yazarın Tüm Yazıları