Hamurdan havluya tekne

Tekne sözcüğüne yakından bakınca ne farklı şeyler çıkıyor ortaya.

Haberin Devamı

Hamurdan havluya tekneBu teknenin güzelliği, yalaktan ziyade sanatı çağrıştırıyor.
Fotoğraf: Ron Dauphin

“Şafak sökerken o, yalnız bir eski tekneciğin
düğümlü, ekli, çürük ipleriyle uğraşarak
ilerliyordu; deniz aynı şiddetiyle şırak –
şırak döğüp eziyor köhne teknenin şişkin
siyah kaburgasını...”
der Tevfik Fikret, Balıkçılar adlı ünlü ve hüzünlü şiirinde.

Hamurdan havluya tekneYıllardır size bu köşede denizdi tekneydi yazıp duruyorum. Fark ettim ki bu ‘tekne’ sözcüğü üzerine hiç sohbet etmemişiz. Kısmet bugüneymiş.
Dilimizde tekneyi sıklıkla kullanıyoruz. Ekmek teknesi, duş teknesi, hamur teknesi, tekne kazıntısı... Denizde yüzen bir tekne ile hamur teknesinin, hele ‘kişilerin yaşları ilerlediğinde doğan çocukları’ anlamına gelen tekne kazıntısının ne ilgisi var? Çok ilgisi var çünkü Türk dilinde ‘tekne’, belirli bir şekle sokulmuş nesnelerin genel adı. Orta Asya’dan batıya doğru uzun yürüyüşümüz sırasında yanımızda getirdiğimiz sözcüklerden biri bu. Bu nedenle Kâşgarlı Mahmud’un sözlüğünde (Divânü Lugâti’t Türk) var olan sözcüklerden biri. Anlamı ‘yalak, yemlik’. Kimi aktarma sözlüklerde bunaleğen sözcüğü de ekleniyor. Yani bir tabana ve içine konan her ne ise yanlardan aşağı dökülmesin diye yüksekçe kenarlara sahip hemen her şeyin genel adı. Atlara ya da diğer hayvanlara yem vermişiz, yemler dökülmesin diye kenarlarını kıvırmışız bu kabın ve ona tekne demişiz. Su koymuşuz içine ‘yalak’ demişiz. Çünkü yalak sözcüğünün karşılığı da ‘hayvanların su içmesi için taştan ve ağaçtan oyulmuş kap’tır. Belki size kaba gelir ama bizim bugün ‘lavabo’ dediğimiz şeyin tam Türkçe karşılığı da yalak. (Tabii tuvalet yerine yanlış olarak kullanılan lavabo sözcüğünden söz etmiyorum. Tuvalet demek ayıp değil ki neden lavabo demek zorunda hissediyor kimileri bilmiyorum. Her insan tuvalete gider yahu!)

Haberin Devamı

AMA KAYIK DEDİK
Demem o ki, bugün denizde giden araçlar için kullandığımız tekne ile Orta Asya’da kullandığımız tekne sözcüklerinin tek ortak noktaları, şekilleri. Belki Maveraünnehir’de, bu şekle sahip cisimleri su üzerinde kullanmış olabilir atalarımız ancak bu araçlar için ‘qayguq (kayık)’ sözcüğünü tercih etmişler.

Haberin Devamı

OYULMUŞ AĞAÇ
Denizde giden ‘muhtemelen’ ilk araçlar olan içi oyulmuş ağaçlar olduğunu hatırlarsak, bunun atların su içmesi için kullanılan bir yalaktan neredeyse hiçbir farkının olmadığını da fark edebiliriz. Bugün bütün dünya bu içi oyulmuş ağaç teknelere ‘kano’ diyor, kano sözcüğü ise Karib dilinden, yani Karayip Denizi’nin yerlileri olan ‘Karib’lerin konuştuğu dilden gelme. Getiren de Kristof Kolomb. Sonra İspanyolca, Fransızca yayılıp gitmiş. Artık bir dünya sözcüğü kano. 


YUNANCADAKİ TEKNE
Şimdi biraz şaşıralım: ‘Tekne’ sözcüğü Yunancada da var. Tekhne diye bizim alfabeye uyarlanabilir. (Bizim kullandığımız anlamda değil tabii. Bu, bambaşka bir sözcük.) Eski Yunancadan geliyor ve anlamı sanat, iş, beceri, maharet, zanaat. Teknik ve tekniker gibi sözcükler tam olarak bu Yunanca kökten geliyor. Ancak sözcük, Hint-Avrupa dil ailesine ‘teks’ köküyle girmiş, ‘örmek, dokumak, inşa etmek’ gibi anlamlar yüklenmiş. Örneğin tekstil sözcüğü buradan geliyor. Yani yüzümüzü kuruladığımız havludan tişörtlerimize kadar tüm tekstil ürünleri bu kökten geliyor. (Bir de hediye sözcük verelim: Yunanca kökten türemiş “tekton” diye bir sözcük var. Duvar ustası demek. ‘Arkhi’ ön eki ise ‘baş, ilk, en önemli’ demek. ‘Artkhi+tekton’ birleşince de baş duvar(cı) ustası anlamı ortaya çıkıyor ki bu, günümüz batı dillerinde arkitekt, yani ‘mimar’ anlamına geliyor.)

Haberin Devamı

Hamurdan havluya tekne

Tevfik Fikret’in şiirindeki tekneciği andırıyor bence.
Fotoğraf: Zoltan Tasi

SANAT ESERLERİ
İnsan, tekneler, kayıklar, gemiler inşa etmeye başladığından bu yana evet bir iş, bir beceri, bir maharet sergiliyor ama açıkçası ortada ciddi bir sanat ürünü de var. Gerçi sanat sözcüğünün içeriği bu durumu pek karşılamıyor ancak bizler, zevkimizi çok okşayan her şeye sanat veya sanat eseri diyebiliyoruz. Bu anlamda bazı teknelerin gerçek anlamda birer sanat eseri olduğunu söylemek çok yanlış sayılmasa gerek. (Bu açıdan bakınca evet bazıları da sahiden yalak gibi.)
Efendim bugün yerim dar, ama tekne üzerinde az da olsa konuşmuş olduk. Evet bütün tekneler biraz ‘yalak’ benzeri şeylerdir ama bazıları da sanatın ta kendisi olarak nitelenebilirler doğrusu. Kalın sağlıcakla...

Haberin Devamı

Hamurdan havluya tekne

BU HAFTA SONU HAVA VE DENİZ

Hava tahmini yazmaktan korkar oldum. Neydi o aşırı serin havalar öyle? Biraz daha zorlasa kombileri açacaktık. Kimi uzmanlar “normal” dediler ama ben bu kadar soğuk bir temmuz ortası hatırlamıyorum doğrusu. Her ne ise... Yeniden ısınıyoruz bu hafta sonu (umarım bu kez yanılmayız), rüzgâr ise poyrazdan canlı. Yelken için de gayet hoş ama Güney Marmara unutmamalı ki poyraz bize kuzeyden epey deniz kaldırıp geliyor, dikkat edilmesi gerek. Böylesi canlı bir poyrazın, sıcak havayı rahat atlatmamızı sağlayacağını ummak yerinde olur. Herkese keyifli bir hafta sonu dilerim.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları