İnsan tarafından sahiplenilen köpek, insanını ve onun ailesini aynı zamanda birlikte yaşadığı yakınlarını kendi ailesi olarak görür ve onlara yoğun şekilde bağlılık oluşturur. Köpeğin terk edilmesi onun hayatı boyunca başına gelebilecek en kötü senaryodur. Hayatının merkezine oturmuş olan insanların kararıyla başka mekânlara bırakılmak, başka insanların kontrolüne ve insafına kalmak onların ruhunda iyileşmesi çok zor olan yaralar açar. Düşünün ki; bir sabah uyandığınızda hiç tanımadığınız insanların yeni aileniz olduğunu öğreniyorsunuz ya da artık ne bir aileniz ne de bir eviniz olduğunu… Bu durum için empati yapmak tüylerinizin ürpermesine sebep olacaktır eminim. Peki insanlar hangi sudan sebeplerle o kendilerine körü körüne bağlanan dostlarını terk ediyorlar?
Sözde medikal sebepler: En çok bahane edilen olgu, evdeki aile bireylerinden herhangi birinin ve genelde özellikle çocukların köpek tüyüne alerjisi olma durumu… Oysa, bir canlının hayatının sorumluluğunu alma kararından önce küçük bir alerji taramasının yapılması çok zor olmasa gerek. Basit çaplı alerjik reaksiyonların da tedavi edilebileceği fikrinin kolay yol olan terk etmekten önce gelmesi gerekmez mi?
Tuvalet eğitimini verememek: Yavru köpekler de tıpkı bebekler gibi bakıma ve yönlendirmeye ihtiyaç duyarlar. Sık beslenmeleri sonucu sık sık tuvalet ihtiyacı içerisine girerler. Basit önlemler, doğru kurgu ve yönlendirmelerle ve biraz toleranslı olmakla birkaç ay içerisinde çözülecek olan tuvalet eğitimi, kendi çocuklarının yıllarca altını bezlemiş olduğunu unutan aileler tarafından katlanılmaz görülür ve yavru köpek terk edilir.
Köpeğin enerjisine yetişememek: Bir köpek sahiplenildiğinde onun büyümeyen bir çocuk gibi olduğunu unutmamak gerekir. Koşmak, oynamak, keşfetmek onların hakkı ve ihtiyacıdır. Sadece kozmetik kaygılarla aktif bir ırkı sahiplenip sonra da hareketliliğinden mağdur olduğunuz hikâyesini köpeği terk etmek için bir argüman olarak sunamazsınız...
Evde parçalanmadık eşya kalmadı: Sürü hayvanı olan köpeklerin en tahammül edemedikleri olgu uzun süreli ayrılık ve yalnızlıklardır. Yeterli derecede egzersiz edilmeyen, alanları sınırlandırılmadan uzun süreli yalnızlıklara mahkûm edilen köpekler terk edilme korkusu ve duygusuyla strese girerek çevrelerindeki objelere hatta kendilerine bile zarar verebilirler.
Çocuğumuz oldu köpekten ayrılma vakti:
Çoğunluğunu yetişkin köpeklerin oluşturduğu bu popülasyon sıcak bir yuvayı ve onu sevecek bir aileyi dört gözle bekliyor. Birçok insan köpek sahiplenmeye karar verdiğinde yavru bir köpek arayışı içerisine girer. Anne ve kardeşlerinden yeni ayrılmış bir yavrunun, yeni sahibini bir anne gibi belirleyip küçükten daha iyi alışacağı düşünülür. Ancak yavru bir köpeğin ihtiyaçlarının sıklığı, tıpkı bir bebek gibi daha yoğun ilgiye ihtiyaç duyması sahibin kaldıramayacağı bir sorumluluk haline gelip pes etmesine neden olabilir. Ayrılıkla sonuçlanacak bu durum her iki taraf için de özellikle köpek açısından çok travmatiktir.
Oysa bebek köpeğin ihtiyaçlarına karşılık gelemeyen biri, yetişkin olarak sahipleneceği bir köpeğin bakımı ve sorumluluğunu daha kolay yönetebilir. Gelin yetişkin köpek sahiplenmenin olası getiri ve avantajlarına bir göz atalım:
- Yetişkin sahiplenilen köpekler bilişsel algıları yavru köpeğe göre daha gelişkin olduğu için sahiplik ve bağlılık olgularını daha çabuk edinirler.
- Yetişkin köpekler, yavru köpeklere göre daha uzun aralıklarla beslenme ve tuvalet ihtiyacı gösterirler.
- Bebek köpekler meraklı ve yaramaz olurlar, bu durum sahibin sabrını zorlayabilir. Yetişkin sahiplenilen köpekler daha kararlı davranışlar içerisinde olurlar.
- Yetişkin olarak edinilen köpeklerde temel ve ileri seviye eğitimlere karşı yeterlilik, yavru köpeklerden daha yüksektir.
- Yavru olarak sahiplenilen köpeklerin bağışıklık sistemleri zayıftır. Birtakım riskli hastalıklara yakalanma riskleri yüksektir. Yetişkin köpekler ise daha sağlam ve oturmuş bir bağışıklığa sahip oldukları için hastalıklara karşı daha dirençlidir.
Bu parazitlerin daha çok sıcak iklime sahip ve sulak bölgelerde yaygın olduğu düşünülse de günümüzde hemen hemen her bölgede rastlanabilmektedir. Kene, sivrisinek, tatarcık sineği gibi kan emiciler vasıtasıyla bulaşan bu parazitler köpekler için ciddi hayati tehlike oluşturabilmektedirler.
Drofilaria İmmitis: Ağırlıklı olarak köpeklerde görülen bu parazit türü sivrisinekler tarafından bulaşır. Kan yolu ile vücudun tüm organlarına yayılabilen bu solucan türü çoğunlukla akciğer ve kalp bölgesini tercih eder. Ciddi organ hasarları başta olmak üzere kalp sorunları ve ölümle sonuçlanabilir. Sivrisineklerle mücadele ve köpeğin düzenli ilaçlanması, korunma açısından önemlidir.
Babesia: Keneler tarafından bulaşan bu hastalık, kan hücrelerini yıkıma uğratarak köpeğin hastalanmasına neden olur. Yüksek ateşle seyreden ve tedavi edilmediğinde ölümle sonuçlanabilen bu hastalıktan korunmanın yolu kenelerle mücadeledir.
Ehrlichia: Enfekte keneler tarafından köpeğin ısırılmasıyla bulaşır. Etken bakterilere benzer yapıdadır. Kansızlık, göz problemleri ve bazen nörolojik bozukluklara sebebiyet verir. Yoğun ve spesifik tedaviler yapılmadığı takdirde ölümle sonuçlanabilir.
Leishmaniasis: Bu hastalık bir tür sinek tarafından köpeklere geçer. Çoğunlukla deriye yerleşen bu parazit iç organlara da göç ederek ciddi sağlık problemlerine neden olur. Ölümcül olabilen bu hastalığın tespitinde kan testleri uygulanır. Hastalığın engellenmesinde tek yöntem, bu sinek türüyle mücadeledir.
Bu değişimlerin bir kısmı tamamen mevsimsel ve sıcağa olan tepki olarak gelişir. Normal olarak kabul edebileceğimiz sınırlardaki değişimleri şu şekilde sıralamak mümkündür.
YOĞUN TÜY DÖKÜLMESİ
Sonbahar ve kış sürecinde soğuk havanın olumsuz etkilerinden korunmak ve izolasyon hedefli olarak uzun ve kalın bir kürk oluşturan dostumuz, havaların ısınması ile birlikte kışlık tüylerinden kurtulma hedefli tüy dökümüne girer. Tüy değiştirme süreci köpeğin yaşadığı coğrafi konum ve iklim hareketlerine göre değişiklik gösterse de ortalama olarak 1-2 ay sürer. Bu dönemde kalın alt tüy yapısını yoğun bir şekilde dökerek ince ve daha seyrek yazlık tüylerini çıkarmış olan dostumuz kürkünü sıcak havaya karşı adapte etmiş olur. Bu süreçte köpeğimizi sık sık tarayarak ve makas tıraşlarıyla düzeltmeler yaparak yoğun kışlık tüylerinden kurtulmasını ve uyum sürecini kolaylaştırabilirsiniz.
İŞTAHIN AZALMASI VE ZAYIFLAMA
Soğuk kış aylarında korunma hedefli olarak yağlanmış ve kilo almış olan dostumuz yaz sıcaklarının başlaması ve enerji ihtiyacının düşmesiyle kilo vererek denge oluşturmaya başlar. Sıcağın etkileri tıpkı bizlerde olduğu gibi köpeklerde de iştahın düşmesine neden olur. Zaten kalın kışlık kürkünü kaybetmiş olan dostumuz, iştahın azalması ile birlikte daha zayıf bir fiziksel görüntüye bürünür. Özellikle iki öğün beslenen köpeklerde yaz aylarında sabah öğünlerini tüketmedeki istek kaybı normal olarak kabul edilir.
HAREKET İSTEĞİNDE DÜŞÜŞ
Sıcak hava özellikle gündüz saatlerinde köpeğinizin gezinti ve egzersizlere olan isteğinin düşmesine neden olur. Dostumuz bu dönemlerde gezinti ve oyun süreçlerini kendiliğinden kısaltır. Ona yardımcı olmak hedefli olarak sabah erken saatlerde ve akşam güneş battıktan sonra yapılacak olan egzersiz programları onun sıcakla olan imtihanını kolaylaştıracaktır.
- Sokak köpekleri gökten zembille inmedi. Vakti zamanında yasalarla önlem alınamadığı için sokağa terkedilmeler, popülasyonun kontrolsüz şekilde çoğalmasına neden oldu.
- Tek çözüm olan kısırlaştırma göz ardı edildi. Yerel yönetimler bu sorumluluğu yerine getirmedi.
- Merdiven altı üretimlere ve sınır ötesinden kaçak hayvan ticaretine göz yumuldu.
- Toplumun ve özellikle çocukların hayvan sevgisi ve hayvan hakları konusunda bilinçlendirilmesine önem verilmedi.
- Hem çevre ve toplum sağlığı hem de sokak hayvanlarının sağlığı için yeterli aşılama çalışmaları yapılmadı.
- Kanun koyucular konu hakkında uzman kişilerden görüş almadı ya da görüşlerine itibar etmedi.
- Tasarı komisyonlar bu konularda liyakat ve empati sahibi olmayan kişilerden oluşturuldu.
- Sosyal medya, reyting kaygısıyla toplumu ikiye bölerek kutuplaştırdı.
-En başta sokak hayvanlarının toplanarak barınaklara ve doğal yaşam alanı adı altında kurulacak olan zorunlu birlikteliklerin ve stresli dinamiklerin yaşanacağı yerlere hapsedilmesi hayvan refahına aykırı.
-Toplatılma başlatılırsa ilk önce insana en güvenen ve kent yaşamına en uyumlu olanların ilk kurbanlar olacağı ve onların sokaklarımızdaki yaşam alanlarına başka ve yeni gruplarının yerleşeceği aşikâr.
-Salgın hastalık ve saldırganlık durumlarında uygulanması planlanan uyutma yani yaşamına son verme yaşam hakkına aykırı, suistimale çok açık, insancıl değil ve çözüm önerisi olmaktan çok uzak, kabul edilemez…
Çözüm çok açık hâlbuki;
-Hummalı bir kısırlaştırma seferberliği
-Merdiven altı üretim başta olmak üzere üretimin durdurulması
Vücudun en büyük organı deridir. Çevresel etkiler, stres ve genetik kökenli rahatsızlıkların birçoğunda ilk reaksiyonları genellikle deri verir. Özellikle sıcak ve nemli yaz aylarında öncelikle baş-boyun bölgesi olmak üzere vücudun tüyle kaplı bölgelerinde kuru ya da akıntılı ıslak formda gözlemlenen lezyonlar çoğunlukla egzama olarak adlandırılır. Bu pembe kızarık formda derinin erozyona uğramış kısımları çoğunlukla kaşıntılı ve acı verici olabildiğinden köpeğin ulaşabildiği bölgelerde olduğu taktirde egzamalı bölgeyi ısrarla yalaması ya da kaşıması lezyonların daha da büyük ve enfekte forma dönüşmesine neden olabilir. Egzama yaralı bölgelerin tüylerinin dökülmesi tipiktir.
* Köpeklerde egzamanın oluşmasının nedenlerini sıralamak gerekirse;
- Ani iklim ve klima değişiklikleri
- Aşırı sıcak ve neme maruz kalma
- Kene-pire, sinek, böcek ısırıkları
- Strese bağlı psikolojik bozukluklar
Sorumluluğumuz altında bizlerle birlikte yaşayan köpeklerimizin vücut dillerini okumak, davranışlarını anlamak tamamen bizimle bağlantılıdır. Dostunuzun sağlıklı olup olmadığını, herhangi bir sıkıntısının var olup olmadığını anlamak için günlük rutinde bunlara dikkat etmek gerekir:
-Vücut dili ve hareketleri normal mi aktarımı düzenli ve harmonik mi izlemek gerekir.
-Topallama, aksama ya da kısa adımlarla yavaş yürüme ortopedik birtakım sıkıntıların habercisi olabilir.
-Gözlerde çapaklanma, akıntı gibi oluşumlar ve kızarıklıklar günlük kontrol edilmelidir.
-Sarkıt kulaklı bir köpekse kulakların açılıp görsel olarak kontrol edilmesi herhangi bir kötü kokunun varlığının tespit edilmesi önemlidir.
-Vücuduna dokunarak deri bütünlüğünün olup olmadığı, deri üzerinde herhangi bir oluşumun var olup olmadığının günlük kontrol edilmesi gerekir.