BAZI uygulamalar vardır, aslında yanlıştır. Ama yanlışlığın kimse farkına varmazsa ya da aldırmazsa o yanlış uygulama fiilen sürüp gider.
Bize göre böyle bir yanlış uygulama, çok önemli bir konuda halen yoğun bir şekilde sürüp gitmektedir. Şöyle ki; Vergi Usul Kanunu'nun Vergi Kesenlerin Sorumluluğu başlıklı 11'inci Maddesi'nde yöyle bir hüküm vardır:
‘‘Mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayısıyla kesinti yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden alım satıma taraf olanlar ve hizmetten yararlananlar... müteselsilen sorumludurlar.’’
Maddenin başlığı ve metinden çok açık bir şekilde anlaşılacağı gibi müteselsil sorumluluk ‘‘Vergi Kesintisi’’ yapılması ile ilgilidir. Vergi kesme olayında bir vergi sorumluluğu söz konusudur. Verginin mükellefi vergiyi kesendeğil kendisinden vergi kesilen kişidir. Burada vergi sorumlusu ile vergi mükellefi arasında bir müteselsil sorumluluk bağı kurulmuştur.
Bu hüküm karşısında, bu maddenin sadece Gelir Vergisi Kanunu'nun 94'üncü ve Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 24'ünce Maddesi'ndeki vergi kesintilerine tabi işlemlerle ilgili olması gerektiği halde Maliye bir emrivaki ile bu maddedeki müteselsil sorumluluğu Katma Değer Vergisi'nde de uygulamaktadır.
O BÖLÜMÜ İPTAL EDİN
Oysa, Katma Değer Vergisi tahsil etmek bir Vergi Kesintisi işlemi değildir. Burada mükellef de sorumlu da vergiyi tahsil eden kişidir. Vergiyi malı satan kişiye ödeyen alıcının, bu verginin vergi dairesine yatırılmamasından Vergu Usul Kanunu'nun 11'inci Maddesi hükmüne göre sorumlu tutulması bize göre mümkün değildir.
Burada kanun maddesinin ifadesi açık olduğu halde Maliye, önce herhangi bir tebliğ yayınlamadan KDV'de müteselsil sorumluluk uygulaması yapmaya başladı. Sonra kimseden aksi bir ses çıkmayınca 70 ve 84 numaralı tebliğlerle uygulmaya şekil vermek istedi. 70 numaralı tebliğ Anayasa Mankemesi tarafından iptale dildi, 84 numaralı tebliğ ise halen yürürlükte.
Kanun hükmüne dayanmayan bir tebliğ yayınlanamaz ve uygulanamaz. Burada açık bir şekilde kanuna dayanmayan bir tebliğ hütmü uygulamaya çalışılmaktadır.
Bu çok önemli bir yanlıştır. Bir an önce, ya kanun hükmü değiştirilmeli ya da tebliğin müteselsil sorumlulukla ilgili bölümü iptal edilip KDV'de bu uygulamaya son verilmelidir.