Zeytin ağacı...

1939 yılının 23 Ocak Perşembe günü, Meclis’te Zeytin Kanunu görüşülüyor.

Haberin Devamı

Tarım Bakanı Manisa Milletvekili Faik Kurdoğlu kürsüde...
“Tarihin kaydettiği en eski ağaç olan ve içlerinde 700 seneye kadar yaşayanlar da bulunan” zeytin ağacından, zeytinliklerden bahsederek sözlerine başlıyor.
Rakamlar veriyor: İspanya bir hektar zeytinlikten 208 kilo, İtalya 160 kilo, biz ise 120 kilo yağ çıkarıyoruz...
50 milyon zeytin ağacımızdan sadece 20 milyon kadarından ürün alabiliyoruz, çünkü diğerleri aşılanmamış, yabani zeytin ağaçları...
23 Ocak 1939’da çıkarılan kanunun adı da “Zeytinciliğin Islahı ve Yabani Zeytinliklerin Aşılanması Hakkında Kanun”dur...


75 YILDA...


Kanunun 20’nci maddesi özetle şöyle diyor:
“Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az üç km mesafede zeytinyağı fabrikası hariç, ağaçların gelişimine mani olacak atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz...”
Hemen altı ay sonra, 7 Temmuz’da kanuna bir madde ekleniyor, özetle:
“Zeytinliklere her çeşit hayvan sokulması ve ağıl yapılması yasaktır... ”
Aradan 75 yıl geçti... Aydın Ticaret Borsası’nın 2013 raporuna göre, Türkiye zeytin üretiminde dünyada ikinci sıradadır. 513 bin ton İspanya, 400 bin ton Türkiye...
Zeytinyağı üretimimiz hâlâ 3. veya 4. sıralarda ama üretimi 1939’daki 24 bin tondan 180 bin tona çıkarmışız.
Zeytin tüketiminde ise birinci sıradayız, yılda 355 bin ton zeytin yiyoruz.
1995’te zeytinciliği destekleyen bir kanun daha çıkarıldığını belirtmeliyim.
İlk adımı atan 1939 hükümetinin Tarım Bakanı Faik Kurdoğlu’nu şükran ve saygıyla anıyorum.

Haberin Devamı


25 DÖNÜM VE 6 BİN AĞAÇ


Bugün Meclis’te zeytin sahalarının tanımını 25 dönümle sınırlayan, bundan küçük zeytinliklere imar, yani buldozer kapısını açan bir tasarı var. Miras yoluyla araziler bölündüğü için bu kanun zeytinciliğe büyük bir tehdittir.
Egeli, Akdenizli AKP milletvekilleri ne diyor, bilmiyorum!
Parti içinde “israf haramdır” hükmünü tek başına ifade edebilen Sayın Bülent Arınç, merhum Faik Kurdoğlu gibi Manisalıdır, dikkatine sunuyorum.
Soma’nın Yırca köyündeki zeytinliklerde 6 bin ağacın buldozerle nasıl söküldüğünü, çaresiz köylünün nasıl perişan edildiğini biliyorsunuz. Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararının nasıl sızdırıldığı ve alelacele bu katliama nasıl fırsat verildiği ayrı ve ciddi bir sorundur!
Niye muhalefet konuşuyor da iktidar partisi susuyor! Başka ekmek kapıları olmayan, çaresizlikten ağlaşan köylü kadınları her partiden milletvekilinin vicdanını kanatmalıydı.

Haberin Devamı


TERMİK SANTRAL


Türkiye’nin enerji bağımlılığı belli. Yarım saat elektrik kesilse hayat felç oluyor. Elbette yerli kaynakları atıl bırakamayız. Bunun için ben nükleer santrallara taraftarım.
Zeytinliğin sökülmesi de kömür santralı için...
Fakat enerji uğruna bile devlet, devleti yöneten iktidar bu kadar merhametsiz olmamalıdır!
Yargı kararından kaçma konusunda bu kadar cingözlük yapılabilmesi insanı dehşete düşürüyor. “Adalet” vaat ederek, bunu kendisine isim yaparak iktidar olan partinin, “Hükümet yargı kararlarını iki yıl uygulamayabilir” diye Meclis’e kanun sevk edebildiğini hatırlıyor insan, ister istemez.
“İmar” bir medeniyet ifadesi olduğu halde Türkiye’de rant ve beton dehşetinin alarmı oldu!
Hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve yargı kararlarının bağlayıcılığı, özgür basının gücü, parti içi demokrasi gibi değerler zaafa uğratılırsa neler olabileceğinin örneklerini yaşıyoruz... Allah beterinden saklasın!

Yazarın Tüm Yazıları