Yine terör

Telefon, trafik, her türlü iletişim ve ulaşım felç oldu.

Fail tabii ki IŞİD’dir!
Herhalde Fransa ve Belçika’nın “gevşek ve aptal” olduğu, bu yüzden tedbirsiz yakalandıkları söylenemez. Bu “gevşek ve aptal” lafı Amerika’da “yükselen yıldız” Trump’a ait!
Fransa ve Belçika terör konusunda çok tedbirliydi. 13 Kasım’da Paris’te yine eşzamanlı eylemlerle, yine IŞİD tarafından 127 masum insan öldürülmüş, Fransa’da olağanüstü hal ilan edilmişti. Eylemi yapanlardan Salah Abdeslam 17 Mart’ta Brüksel’de yakalandı. Beş gün sonra bu son büyük terör eylemi yapıldı!

OTORİTER EĞİLİMLER

Belli ki istihbarat ve emniyet iyi çalışmış, Abdeslam’ı bulmuş. Fransa ve Belçika’nın “aptal ve gevşek” olduğu söylenemez.
Fakat bildik istihbarat ve emniyet tedbirlerinin yetmediği ortada. Bu noktada toplumların önündeki büyük risk korkunun ve otoriter eğilimlerin güçlenmesidir. Bunun örneği Trump’ın Brüksel katliamı hakkında “gevşek ve aptalız” diye konuşmasıdır.
Nedir Trump’un sert ve dahiyane önerisi?
Amerika’ya Müslüman sokmamak, Meksika hududuna duvar örmek ve parasını Meksikalılardan almak!
Avrupa ve Amerika’da otoriter eğilimlerin güçlenmesiyle, uzun süredir yaşanılan kimlik çatışmaları ve terör arasında sadece eşzamanlılık değil, tavuk-yumurta ilişkisi de var.
İslam adına terör yapanlarla islamofobikler birbirini besliyor.

KÜRT HAREKETİ VE TERÖR

Terörle mücadelede kitlelerin davranışları da fevkalade önemlidir. HDP’li politikacıların ayırım gözetmeden teröre karşı çıkmaları, toplu açıklamalarla, büyük toplantı ve yürüyüşlerle teröre itiraz etmeleri halinde bunun PKK’yı etkilememesi düşünülemez.
Bu noktada HDP’nin ve aynı çizgideki aydınların vebali büyüktür. Çözüm sürecini KCK’nın barış için değil daha kapsamlı teröre hazırlık için kullanmış olmasını, bırakın kınamayı eleştirmediler bile. Devlet çözüm sürecine mi dönsün? Bunun için HDP ve bu aydınlar etkili ve toplu davranışlarla PKK’yı çekilmeye zorlamalıdırlar. Bu ahlaki bir görevdir.

MÜSLÜMANLAR VE TERÖR

Müslümanların özellikle de İslamcıların sadece terör eylemlerini değil, onları motive eden çarpık din anlayışını toplu açıklamalarla, büyük toplantı ve yürüyüşlerle protesto etmeleri aynı şekilde önemlidir.
Bu terör örgütleri yüzünden Batı’da masum Müslümanlar üzerine düşen terör kuşkusunu kaldırmak için de böyle kitlevi ve entelektüel gösteriler zorunludur.
IŞİD, El Kaide, Taliban, Boko Haram gibi terör örgütlerine karşı İslam dünyasında böyle toplu tepkiler görüldü mü?
Bizde Mısır’daki darbeye karşı gösterilen tepkiler bu örgütlere karşı da gösterilmelidir.
Bu çağda İslam’a en büyük zararı verenler, elleri kanlı bu tekfirci ve cihatçı terör örgütleridir.

BATI VE TERÖR

Kısa vadeli ve telaşlı bakış açısından teröre karşı otoriter metotların etkili olacağı düşünülebilir. Fakat bunun uzun vadede doğuracağı istikrarsızlık daha büyük sarsıntılara yol açabilir.
İstihbarat ve emniyet en ileri teknolojilerle, uzmanlık bilgileriyle ve “temel hakların özüne dokunmadan” yeni yetkilerle takviye edilmelidir. Batı dünyası da mutlaka görmelidir ki, ileri teknoloji ve yüksek refah kaleleri içinde korunmuş yaşamaları mümkün değildir. Artık “uzaktaki terör” diye bir şey yok. Terör Ankara ve İstanbul’da olduğu gibi işte Avrupa’nın başkenti Brüksel’dedir.
Dini, milliyeti, ideolojisi ne olursa olsun şiddete karşı bütün insanlık tutarlı bir tavır geliştiremezse, korkarım 21. yüzyıl kanlı bir postmodern cinnet yüzyılı olacak.

NOT: Dışişleri Bakanlığı’ndan diplomat Sayın Onur Özçeri gönderdiği açıklamada, Arap Birliği’nin Türkiye bürosunu kapatma kararının kesinleşmediğini, bir sonraki dönem toplantısında incelenmek üzere ertelendiğini, incelemeyi bir komisyonun yapacağını belirtti.