Paylaş
Önce, ziyaret konusu... Anayasa Mahkemesi evrensel hukukun uygulanması yönündeki kararlarıyla toplumda saygınlığı artan bir üst yargı kurumu olduğu gibi, Genelkurmay da siyasetten uzak durma konusunda son derece dikkatli davranıyor. Bu bakımdan ziyaretin çok da önemi yok. Fakat, hafızamızda geçmişe dair olumsuz örnekler olduğu gibi, kültürümüzde “kuvvetler ayrılığı” kavramı tam oturmadığı için de bu ziyareti ele almakta yarar görüyorum.
YARGI KONUŞULMADI
Sayın Haşim Kılıç’tan bilgi vermesini rica ettim. Kılıç, “Tamamen nezaket ilişkileri” diyor. Fakat yargıyla ilgili hiçbir konu görüşülmedi mi?
Sadece bir astsubayın disiplin gerekçesiyle ordudan ihraç edilmesini “bireysel başvuru” sürecinde Anayasa Mahkemesi hak ihlali saymış, yemekte askeri yargıdan bir hukukçu bunun askeri disiplin yargılamalarını olumsuz etkileyebileceğini söylemiş. Karara bağlanmış bir konu olduğu için üzerinde bile durulmamış.
Bireysel başvurulara zaten daireler bakıyor, daire toplantılarına Haşim Kılıç katılmıyor.
‘KUMPAS’ GÖRÜŞÜLDÜ MÜ?
Son günlerde “Milli orduya kumpas kurdular” şeklindeki siyasi polemik söylemi, Ergenekon ve Balyoz tartışmalarını canlandırdı. Bu konuda Anayasa Mahkemesi’ne yapılmış bireysel başvurular da var. Bu dava ve başvurular yemekte gündeme geldi mi?
Kılıç, “Tek kelime dahi konuşulmadı” diye cevap verdi:
“Sayın Özer yargıçlarla, böyle konuları konuşmamak gerektiğini takdir edecek bir dikkate ve nezakete sahip, uygun olmayacağını elbette bilir. Tek kelime etmedi. Bizler de önümüze gelmiş ya da gelme ihtimali olan konuları görüşmeyiz zaten.”
Ne konuşuldu o zaman?
Genel sohbet... Org. Özel, gündemdeki bir konu olarak, paralı askerlik için 40 bin başvuru beklenirken bunun 3 binde kaldığını, niye rağbet görmediğini araştırdıklarını söylemiş... Güneydoğu’da güvenlik durumundan bahsetmiş.
Bunların mahkemeyle ilgisi yok.
SUÇ DUYURUSU
İkinci konu, suç duyurusu... Yürütme yetkilileri “Orduya kumpas kuruldu... yargıda kirli yapılanma, paralel devlet” gibi açıklamalar yapmıştı. Genelkurmay bunların soruşturulması için savcılığa suç duyusunda bulundu. Yürütme yetkililerinin bu beyanları, Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda zaten var olan tartışmaları kamu vicdanında artık büsbütün şüpheye dönüştürdü.
Genelkurmay’ın yasal merci olan savcılığa başvurması, normal hukuki süreçlere uygundur.
Gerçekten kirli yapılar, kumpas kuranlar varsa bunlar ortaya çıkarılmalı, adalete teslim edilmelidir. Delilsiz, desteksiz beyanlarsa yürütme yetkilileri siyasi polemik uğruna bu tür beyanlardan sakınmalıdır.
Hele de bu beyanlardan sonra, kamuoyunda bu davalar üzerine oluşan şüpheleri nasıl gidereceğini iktidar düşünmeli, bir açıklama yapmalıdır.
KUVVETLER AYRILIĞI
Eskiden Genelkurmay yeri göğü birbirine katan bildiriler yayınlardı. Komutanlar açıkça yargıyı yönlendirirdi...
Anayasa Mahkemesi ise, evrensel hukuku anlattıktan sonra “Ama bize göre...” diye kararlar verirdi! Mesela (Karar No: 1998/1)
Bugün ise, Anayasa Mahkemesi’nin sivilliği ve evrensel hukuk konusundaki titizliği bilindiği için ve Genelkurmay da siyasete karışmadığı konusunda kamuoyunda bir kanaat yarattığı için, bu ziyaret fırtınalar koparmadı.
Demek ki, erkler ve kurumlar anayasal sınırlar içinde kaldığı zaman kimsede bir kriz beklentisi olmuyor.
Yargı evrensel hukuka uyumda, siyaset ve yürütme ise kuvvetler ayrılığına uyumda gereken özeni gösterse, bugünkü birçok kavga sebebi ortadan kalkacak.
Paylaş