Suriye’deki Rusya

Bizim Genelkurmay’a göre, Rus uçağı 5 dakikada 10 defa hava sahamızı ihlal ettiği için düşürülmüştü.

Bu olay üzerine, Rusya mesela Moskova’daki büyükelçimizi çağırarak veya Ankara’ya nota vererek bilgi isteyebilir, diplomatik usuller çerçevesinde tepki gösterebilirdi.
Fakat Putin, diplomatik nezaketten uzak ağır sözlerle Türkiye’yi suçlayarak krizi tırmandırmayı tercih etti.

PUTİN’İN SUÇLAMALARI

Bu tür sorunlar görüşmelerle çözülür elbette. Asıl sorun, Putin’in Türkiye’ye dostane olmayan bir tavır içinde olmasıdır. Antalya’daki G-20 zirvesinde, ülke ismi vermeden “IŞİD, 40 ülkeden finansal destek alıyor, bu ülkeler arasında G-20 üyeleri de var” diyerek imaen Türkiye’yi suçlamıştı.
G-20 gibi bir platformda diplomatik nezaketten uzak bir tavırdı bu.
Dün Rus uçağının düşürülmesi üzerine Putin, “sırtımızdan bıçaklandık, bunun Rus-Türk ilişkilerinde ciddi sonuçları olacaktır” demekle yetinmedi. Türkiye’yi IŞİD üzerinden suçlamayı sürdürdü:
“Suriye’de düşürülen Rus uçağı, IŞİD’le savaş görevini yerine getiriyordu. Suriye’deki militanlardan Türkiye’ye büyük miktarda petrol gidiyor. IŞİD sadece petrol kaçakçılığından gelir elde etmekle kalmıyor aynı zamanda bir ülkenin ordusunun korumasında bulunuyor... Türkiye anlaşılan NATO’nun IŞİD’in çıkarlarına hizmet etmesini istiyor.”
Bunlar Putin gibi KGB’de yetişmiş bir adamın öfkeyle ağzından çıkan sözler değil, Rusya’nın yeni ‘emperyal’ politikasının şifreleridir.
Putin, IŞİD bahanesini kullanarak Suriye’ye egemen olmak istiyor.

TÜRKİYE’NİN KANITLARI

Rusya’nın bombaladığı ve uçağının düşürüldüğü yörede IŞİD’in hiçbir varlığı yoktur. Buranın özelliği, Rus üssünün bulunduğu Lazkiye’ye 12 km mesafede bulunması ve Türkmen yoğunluklu olmasıdır.
Rus uçakları 19 Kasım günü bu Türkmen bölgesini bombalamış, Rus Büyükelçisi Karlov, Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu tarafından bakanlığa çağrılarak uyarılmıştı.
Türkiye defalarca “angajman kurallarını” hatırlatarak da uyarılarını sürdürmüştü.
Bütün bunlara rağmen Rusya buradaki bombardımanını sürdürdüğü gibi, uçuş hızı bakımından uzun bir zaman dilimi olan 5 dakika içinde 10 defa uyarıldığı halde hava sahamızı ihlal etti.
Genelkurmay’ın bu açıklaması doğrudur, zaten bunlar bütün radarların kaydı altındadır.
BM Güvenlik Konseyi’ne başvuran Türkiye elindeki bu teknolojik kanıtlara güveniyor.

PUTİN TIRMANDIRIYOR

Putin’in “Türkiye NATO’nun IŞİD’in çıkarlarına hizmet etmesini istiyor” diye konuşmasının anlamı da açık: NATO’un Türkiye’ye mesafeli durmasını sağlamak istiyor.
Suriye’de Rusya’nın nüfuzu altında İran, Lübnanlı Şii Hizbullah, Esat güçleri ve PYD, evet PYD’den oluşan bir cephe oluşmuş durumda.
Rusya’nın bu son tavrındaki bir amacı da, Türkiye’nin “güvenli bölge” benzeri bir alan oluşturma politikasını caydırmak olabilir. Türkiye, sınırımızın bitişiğindeki Cerablus-Azez arasında 100 km uzunluğunda bir şeridi hem IŞİD’en arındırılmış hem PYD’nin egemen olamayacağı bir bölge haline getirmek istiyor ve bu yönde ABD ile görüşmelerde ilerleme kaydedildiği biliniyor.
Bugün ülkemize gelmesi beklenen Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’un gelmemesi de Rusya’nın süratle sorunu görüşüp çözmek yerine krizi tırmandırarak sürdürmek istediğini gösteriyor. Dahası, turizm bağlantılarını Putin yönetimi iptal ettiriyor.
Tabii ki Türk-Rus ilişkilerinde iki tarafın da ipi koparmaktan sakınacağı kadar büyük çıkarları vardır. Dileğimiz krizin süratle çözülmesidir.
Olaylar Türkiye’nin iki yüzyıllık Batı tercihinin doğru olduğunu da gösteriyor.