Paylaş
Can derdindeyken sedyeye çamur bulaşmasın diye düşünen, avucundaki kâğıtta geride kalanlardan helallik dileyen, kendisi kurtulduğu halde geri dönüp başkalarını kurtarmaya çalışırken can veren yüce ruhlu insanlar...
Geride bıraktıkları, masum ve mağdur eşler, çocuklar, anne ve babalar...
Yahya Kemal’in anlattığı güzel insanlar:
Kuru ekmekle, bayat peyniri lezzetle yiyen,
Çeşmeden her su içerken şükür Allah’a diyen ...
Bu temiz ruhlu insanların tevekkül ve fedakârlığına, alınterine ve canlarına bu vatan neler borçludur, neler borçluyuz,
bir düşünelim... Saygı duyalım.
SOMA’DA OY DAĞILIMI
Seçimlerde Somalılar AKP’ye yüzde 43 oy vermiş, Türkiye ortalaması civarında... MHP’ye yüzde 29 oy vermişler, Türkiye ortalamasının çok üstünde. CHP’nin oyu yüzde 22.
Muhalefetin toplam oyu iktidardan daha fazla.
Oya saygı hem insana saygının gereğidir hem demokrasinin. Vicdan sahibi hiç kimse, bu insanları ve hiçbir vatandaşı verdikleri oydan dolayı sorumlu tutamaz, rencide edemez.
Bu temiz ruhlu insanlar asla kendi mütevazı hayat anlayışlarının değil, işletmedeki denetim eksikliğinin, yatırım ve teknoloji yetersizliğinin kurbanı oldular.
‘İŞİN FITRATI’
Madencilik, kimya ve inşaat sektörleri tehlikeli mesleklerdir. Fakat ölümler bu işlerin fıtratından değil, tedbir ve teknoloji yetersizliğindendir.
Başbakan’ın “işin fıtratı” diyerek 19. yüzyıldaki iş kazalarından örnekler vermesi kimseyi ikna etmedi, aksine tepki yarattı.
Gerçekten hangi çağda yaşıyoruz?
Cumhurbaşkanı Gül’ün iş kazalarını önlemede “gelişmiş ülkeler”i örnek göstermesi daha isabetli bir yaklaşımdı. Hakikaten, iş kazalarının da trafik kazalarının da en az olduğu ülkeler, gelişmiş ülkelerdir. İşte, 1 milyon ton kömür başına iş kazalarında ölüm sayısı Türkiye’de 7.22 iken, kapitalizmin şahı Amerika’da 0.02’dir!
Çin Türkiye’ye göre “az gelişmiş”tir fakat kömür endüstrisine çok yatırım yaptılar, teknoloji kullanımı ile üretimi 3.5 milyar tona çıkardılar, onun için ölüm oranı 1.22’dir, bizden düşüktür.
Fıtrat değil, yatırım ve teknoloji meselesi; görüyor musunuz?
Demek ki, Soma’da faciaya yol açan her türlü idari, teknik ve teknolojik eksik ve kusur, suçtur!
KALKINMA İYİDİR
Dün Prof. Ali Kahriman’la görüştüm. İşte söyledikleri:
“Soma’daki temel sorunlardan biri mekanizasyon eksikliğidir. Düşük mekanizasyon düzeyle 3 bin kişi çalıştırarak 10 bin ton kömür çıkarırsınız. İleri mekazinasyon düzeyinde 150 kişi ile 25 bin ton kömür üretirsiniz...”
Tehlikeli işleri makineye yaptırmak yani.
Soma’da faciaya sebebiyet veren “kömür yanması” ile ortaya çıkan korbonmonoksit zehirlenmesidir. Prof. Kahriman’a göre, bu aniden olmaz, bir hafta on gün öncesinde ocaktaki gaz sensörleri bu salınımı tespit etmiş olmalıdır. Ya sensörlerin yetersizliğinden ya da bulgular sorumlular tarafından iyi okunmadığından bu facia oldu.
Suç kalkınmada değil. Aksine daha çok sermayeye ve yatırıma ihtiyacımız var.
Suç özelleştirmede değil! Amerika’da kamu işletmeciliği hayal bile edilmez, ama iş kazaları çok azdır. Türkiye’deki sorun, denetim eksikliğidir.
İNSANİ VE DEMOKRATİK
Soma faciasından alınacak bir ders, yatırım ve teknolojinin can güvenliği için de son derece zorunlu olduğu gerçeğidir.
İkinci ders, demokratik denetimin ve insani davranışın önemidir. Bundan en çok iktidar ve bilhassa Başbakan dersler çıkarmalıdır.
Enerji Bakanı Taner Yıldız, facia yerinde dört gün süreyle sabırlı ve merhametli bir çalışma yaptı. Acıları paylaştı, dert dinlemekten yorulmadı, insani davranışı elden bırakmadı. Hiç sesini yükseltmedi. Protesto edenleri çağırıp konuştu, sakinleştirdi.
Ya bağırıp çağırsaydı!?... Allah korusun, neler olurdu?!
Soma faciasından çıkarılması gereken insani ve demokratik davranış derslerini yarın yazacağım.
Bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum, manevi huzurlarında saygıyla eğiliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Paylaş