Paylaş
Bu yolda Trump’ın kazandığı büyük zafer özellikle çok önemli. Çünkü Amerika bütün dünyayı etkileyen bir devlettir ve ekonomidir. Ayrıca Amerika gibi liberal kültürün güçlü olduğu bir toplumda bile popülizmin başarılı olması elbette daha bir dikkat çekici.
En önemlisi de şu: Meydanlarda ahaliyi coşturan, seçimlerde sandıkları dolduran popülizm, iktidarda gerçeklerin sınavıyla karşı karşıya artık.
EKONOMİDE NE YAPACAK?
Düşünün, Trump daha koltuğa oturmadan 2-3 milyon yabancıyı ülkeden çıkaracağını söyledi. Çin mallarına karşı gümrükleri yükseltecek, Amerikan pazarında daha çok Amerikan malı satılacak, gelişen Amerikan sanayisi yeni iş imkânları yaratacak...
Dahası, Trump serbest ticaret ilkesine dayalı olarak yapılmış ticari anlaşmaları gözden geçirerek, “Amerikan çıkarları”na aykırı olanları iptal edecek.
Bu Amerikan halkının hoşuna gitmez mi?
Dış politikada demokrasi, insan hakları falan takmayacak, Esad’la da anlaşabilecek, çünkü önemli olan Amerika.
İyi de bu politikalar nasıl bir sonuç verecek? Ya beklenenin aksine sonuç verirse?...
GERÇEK BAŞKA
Soli Özel, arkadaşımız Cansu Çamlıbel’e söylemişti; Institute of International Economics adlı kurumun araştırmasına göre, Trump’ın bu politikaları yüzünden 2019 yılında 4.8 milyon Amerikalı var olan işini de kaybedecekmiş! (Hürriyet, 14 Kasım)
Bunu okuyunca başka kaynakları araştırdım. Ünlü Moody’s var ya, onun bir raporunu buldum. “Moody’s Analitics” adlı bu rapora göre, söz konusu popülist politikalar uygulanırsa, kısa süreli bir iyileşmenin ardından Amerika’nın ticareti azalacak, bu yüzden ekonomisi daha yavaşlayacak...
Amerika’da şimdiki ekonomi politikaları devam ederse 2019 yılında 151 milyon Amerikalı çalışıyor olacakken... Trump’ın politikaları tam olarak uygulanırsa, 2019 yılında çalışan Amerikalıların sayısı 146.1 milyona düşecek!
Dahası, bu yavaşlama yüzünden Amerika’da reel milli gelir, 2026 yılında olabileceğinden 1 trilyon dolar daha az olacak!
ZEMİN UÇLARA KAYIYOR
Bunları ne diye yazıyorum? Popülizmle rasyonel siyaset arasındaki farkı ortaya koymak için. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ne demişti:
“Dünyada siyasi zemin uçlara doğru kayıyor... Böyle olunca rasyonel politikalar geliştirmek kolay olmuyor.”
İşte 21. yüzyılın bu büyük problemini ortaya koymak için popülizmin vaatleriyle bilimsel raporlar arasındaki çelişkiyi örnek olarak buraya aldım. Daha önce de yazdım fakat popülizmin çok veciz bir örneği olan Trump’ın şu sözüne tekrar bakalım:
“Bu ülkeyi etkileyen bütün temel konularda halk haklıdır, yönetici elit yanlıştır!”
Halkın, seçmenin çok hoşuna gidecek bir söz... Fakat halkın daima haklı olması, popülizmin teklif ettiği slogansı çözümlerin “doğru” olduğu anlamına gelmiyor, görüyorsunuz.
GERÇEĞİN SONRASI?
Hatta kolektif psikolojiye kapılmaktan sakınmak gerekir. Tarihte coşkuyla çıkılıp felaketle biten yollar az değildir.
Oxford Sözlüğü bu sene “post-truth” sözcüğünü yılın kavramı seçmiş. Yani gerçek sonrası, gerçek ötesi...
Coşkun popülist duygular gerçeğin istenmeyen tarafından kaçışı yansıtıyor ama düze çıkmak için gerçek bir politik programa dayanmıyor.
Türkiye’de Avrupa Birliği ile ilgili rasyonel diplomatik tavırlar yerine duygusal patlamalar öne geçmek üzere.
Duygular haklıdır fakat gerekli olan rasyonel politikalardır.
NOT: Bu akşam CNN Türk’te saat 19.30’da “Eğrisi Doğrusu” programında konuklarımla popülizmi, doları, ekonomiyi ve AB’yle gerilimin Türkiye’yi nasıl etkileyeceğini konuşacağız.
Paylaş