Paylaş
Genelkurmay “teknik arıza” diye açıklamıştı fakat PKK tarafından füzeyle düşürüldüğü görüntülerle kanıtlandı.
Konunun uzmanları olan Kadri Gürsel ve Sedat Laçiner’e göre Super Kobra helikopterimiz, Rus yapımı “9K38 Igla” füzesiyle düşürülmüştü. Amerikan “Stringer füzeleri tipinde” bir füze... Afganistan’daki Rus ordusunu, Mücahitlere Amerika tarafından verilen “Stringer” füzeleri yenilgiye uğratmıştı.
PKK’nın kullandığı füze Rusya’dan başka Ermenistan, İran, Suriye ve Mısır’da da varmış. PKK’nın nasıl elde ettiği bilinmiyor. Sayısının fazla olmayacağı da belirtiliyor. Telaşa gerek yok fakat ciddiyetle düşünmeliyiz.
DİĞER BOYUTLAR
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ bugüne kadar 30 bin PKK’lının “etkisiz” hale getirildiğini ve tükenmediğini hatırlatarak şöyle diyor:
“Teröristle mücadele askere, terörle mücadele devlete aittir. Bu ikincisinin ekonomik, sosyo-kültürel, psikolojik harekât, uluslararası siyaset boyutu vardır. Yalnız ‘güvenlik’le başarı sağlanamaz.”
Demek ki, terörle silahlı mücadele yanında meselenin diplomatik, psikolojik ve toplumsal boyutlarını gözden kaçırmamak.
Suriye’de, Mısır’da bu kadar keskin mi davranmalıydık? Rusya ile ortaya çıkan uçak krizini yumuşatmak mümkün değil miydi?
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 4 Nisan’daki açıklamasında, Rusya ile olan gerginliğin “vakit geçirilmeksizin giderilmesi ve eski hale dönülmesi”
gerektiğini söylememiş miydi?
Batı’yla ilişkileri iyi bir Türkiye mi, Batı’yla sorunlar yaşayan bir Türkiye mi terörle mücadelede daha etkili olur?
Diplomasiyi miting diliyle değil diplomasi diliyle yürütmek terörle mücadele için de zorunludur.
BAŞBUĞ’UN UYARILARI
Başbuğ’un şu sözleri de son derece önemli:
“Birilerini etkisiz hale getiriyorken, o gün örgüte 100 kişi katılıyorsa, bu fasit dairedir.”
Terörle silahlı mücadeleyi yaparken, örgütün güç devşirdiği nüfus kitlesini “parlamentoya çekmek” de uzun vadeli etkileriyle hayati derecede önemlidir.
İngiltere ve İspanya böyle başardı; başka başarı tecrübesi de yok.
Parlamento kanallarını herhangi bir şekilde daraltmak terörle mücadeleyi kolaylaştırmıyor, aksine radikalizmi güçlendiriyor.
Başbakan Davutoğlu yargıyı uyarmamış mıydı, biz dokunulmazlıkları kaldıralım fakat siz tutuklama yapmayın diye.
Çünkü öyle bir durumun dışarıda Türkiye’nin itibarını sarsarak, içeride militanlaşmayı körükleyerek ülkeye zarar vereceğini biliyor.
Parlamentonun birleştirici işlevini hiçbir zaman ihmal etmemek gerekir.
AKIL VE DEMOKRASİ
Bu sebeple ben dokunulmazlıkların toptan kaldırılmasını yanlış buluyorum ve uzun vadede terör potansiyelini artırmasından endişe ediyorum. Evrensel ölçülerde de kabul edilemeyecek eylemleri olan birkaç kişinin dokunulmazlığını kaldırmak başkadır, dokunulmazlıkları toptan kaldırmak başkadır.
Aralarında psikolojik olarak da hukuki ve siyasi olarak da büyük farklar vardır.
Netice, yüzyıl öncesi Balkanlar gibi bugün Ortadoğu’da kan ve şiddete şartlanmış kimlikler depremi yaşanıyor.
PKK’nın çıkışını dikkate alırsak bizde daha önce başladı! Fakat çok şükür ortak geçmişin ve şehirleşmenin yarattığı iç içe geçmişlik ile demokratik kurumlar sayesinde Suriye olmadık.
Çok dikkatli olmak, duygularla değil akılla ve bilimsel araştırmaların verileriyle hareket etmek zorundayız. Güvenlik güçlerimize hak ettikleri desteği verirken demokratik kurumlarımızın değerini bilmeye ve yükseltmeye mecburuz.
Paylaş