Paylaş
Sonuç bölümü bile 12 sayfa.
Ağır bir teknik dille yazılan raporda, Özal’ın vücudunda bulunan “toksik maddeler” yani zehirler bir tablo halinde yazılı. Karşılarında bu zehirlerin değişik yaşlara göre insan vücudunda ne miktarda bulunmasının normal ya da öldürücü olduğu bir tablo halinde ortaya konulmuş.
Sonuç: Özal’ın vücudunda bulgulanan toksik maddeler yaşına göre öldürücü dozda değil, normal hadler içinde.
Vücuttakİ ağır metaller
RAPORDAKİ diğer bir bölüm, Özal’ın vücudunda bulunan “ağır metaller” konusunda... “Kadmiyum” bunlardan biri. Yine yaş gruplarına göre ne kadarının insan vücudunda bulunması normal, ne kadarı öldürücü etki yapabilir, bunlar da tablo halinde gösterilmiş.
Kan tahlili yaptırırız ya, o şekilde çok sayıda tablo var raporda.
Bu tablolarda açıkça görülüyor:
Özal’ın vücudunda bulunan “ağır metaller” de normal sınırları içinde öldürücü dozda değil.
Zehir ve ağır metallerin öldürücü dozda olmadığı tıbben kesinleşmiş.
‘Tıbbi delil bulunamadı’
BU bulgular ağır teknik ve tıbbi terimlerle sayfalarca anlatıldıktan sonra raporda aynen şu satırlar yer alıyor:
“Bu bulgulara (toksik madde ve ağır metaller) maruziyetle öldüğüne dair tıbbi deliller bulunamadı.”
Maruziyet “maruz kalma” demek... Rapor, merhum Özal’ın ölümünün, öldürücü maddelere “maruz kalmaktan” kaynaklandığını gösteren bir bulgunun vücudunda bulunmadığını tespit ediyor.
Özetle, Özal’ın vücudunda bazı zehirler tespit edildi fakat bunlar o yaştaki insanlarda öldürücü etki yapmayacak normal dozlarda. Ölümünün sebebi, vücuttaki zehir ve ağır metaller değil.
İmza, oybirliğiyle on uzman...
Peki neden öldü?
MADEM zehirden ölmedi öyleyse neden öldü? Raporda bunun üzerinde de duruluyor. Yine ağır tıbbi ve teknik terimlerle...
Evvela, raporda “Ani kardiyak ölüm hiçbir zaman dışlanamaz” ifadesi yer alıyor. Yani kalp durmasından ölmüş olması ihtimali hiçbir zaman dışlanamaz.
Öyleyse niye “Kalp krizinden öldü” diye açıkça yazmıyor? Adli Tıp uzmanları şöyle diyor:
“Bir kişinin kalp krizinden öldüğüne dair kesin tıbbi deliller ancak otopsi ile bulunabilir. Merhuma zamanında otopsi yapılmadığı için biz şimdi, yaklaşık yirmi sene sonra kalp krizinden öldü diye tıbben kesin bir şey söyleyemeyiz.”
Özal’ın vücudunda bulgulanan zehirlerin ve ağır metallerin öldürücü dozda olmadığını oybirliğiyle tespit eden heyet, neden ölmüş olabileceğinin artık belirlenemeyeceğini de oybirliğiyle rapora yazmış bulunuyor. Rapordaki ifade aynen şöyle:
“Kesin ölüm sebebinin tespit edilemeyeceğine oybirliğiyle karar verildi.”
Yani uzmanlardan bazıları zehirlendi, bazıları zehirlenmedi demiş de o yüzden bir sonuca varılamamış değil. Ölümün zehirlenmeye “maruz kalmaktan” olmadığı oybirliğiyle tespit edilmiş... Fakat madem zehirlenmeden değil, öyleyse neden öldü sorusunda kesin bir sonuca varılamamış. Çünkü “Ölüm sebebinin tespitini sağlayacak bulgular ancak otopsi ile ortaya çıkarılabilirdi”, halbuki zamanında otopsi yapılmamış, bu konuda elde veriler yok.
Neden 380 sayfa?
MADEM böyle, benim burada yazdıklarımı daha teknik terimlerle anlatan, kısa, sade bir rapor niye yazılmadı? Niye 380 sayfa? Niye sonuç bölümü bile 12 sayfa?
Sebebi şu: Hem olay kamuoyu hassasiyetleri bakımından çok önemli, hem bilimsel açıdan çok önemli. Bütün bulgular, en ince ayrıntısına kadar raporda yazılı.
Rapora geçirilmeyen hiçbir ayrıntı yok.
Paylaş