Ortadoğu'da sorunlar büyüyor

Çünkü Amerika ve Rusya daha fazla dahil olduğu gibi, Barzani’nin bağımsızlık ilan edecek olması ve Katar-Suud kriziyle bölgede tansiyonun büsbütün yükselmesi önümüzdeki sıkıntıların büyüyeceğini gösteriyor.

Mesele Türkiye açısından birinci dereceden terör meselesidir. DAİŞ terörü ve Türkiye açısından ülke bütünlüğü ve egemenlik tehdidi olan PKK/PYD terörü...
Suriye ve Irak sorunları PKK/PYD terörünün esaslı kaynaklarıdır.

PKK’NIN AKDENİZ YOLU!
Aşağıdaki haritada Kuzey Suriye’nin en stratejik bölgesi görülüyor:



Haritada yeşil bölge, Türkiye’nin Fırat Kalkanı harekâtıyla güvenli hale getirdiği yerlerdir. Böylece PKK/PYD kontrolündeki sarı renkli Membic ve Afrin’in birleşmesi önlenmiş, PKK’nın Akdeniz’e ulaşma tasavvuru engellenmiştir.

Fakat Amerika ve Rusya PYD’yi destekliyor. Rusya PKK’yı terör listesine almamakta direniyor.

ABD’nin PYD’ye ağır silahlar vermesi üzerine cesaretlenen ve güçlenen PYD, El Bab’ın güneyinden dolanarak Membic-Afrin bağlantısını kurmuş bulunuyor.
(Kesikli sarı ok)

Esad da Türkiye’ye karşı olduğu için kontrolü altındaki pembe bölgeyi PYD’nin kullanmasına izin veriyor, hatta memnun bile!

Suriye denkleminde Türkiye’nin “tek başına” kalmasının bir fotoğrafıdır bu.

ASKERİ GÜÇ
Türkiye Amerika’nın 2 Haziran’da başlattığı Rakka operasyonunda yer alabilseydi, bu güvenli alan El Bab’dan Rakka’ya uzanabilecekti...

Öyle olmadı, ABD Rakka operasyonunu PYD ile yapıyor! Bunun için PYD’ye ağır silahlar veriyor.

ABD Savunma Bakanı Jim Mattis Türkiye’ye garanti mektupları yazsa da sahadaki durum daima kâğıtlardaki yazılardan önemlidir.

Kaldı ki PYD bir terör örgütüdür; mektup, taahhüt, anlaşma ne yazar!

PYD, Rakka operasyonunu etki sahasını genişletmek için kullanacaktır.

Türkiye ne yapabilir?

Yetkililerimizin söylediği gibi “angajman kurallarını uygularız”.

Yani PYD’nin eylemlerine misilleme yaparız; işte PYD’nin taciz atışlarına karşı topçu atışları yapıyoruz.

Unutmayalım ki, defalarca “Membic’i temizleyeceğiz” dediğimiz halde Rus ve Amerikan askerleri Membic’de boy gösterip danışıklı olarak yönetimi de PYD yerine Esad’a devredince bunu yapmamız mümkün olmadı.

SİYASİ RASYONALİZM
PKK’nın Kuzey Suriye’ye 8 bin militan gönderdiğini Yeni Şafak’ta okudum. Miktar tahmini olabilir, ama PKK’nın oraya militan yığınağı yapması akla yatkındır.

Türkiye’de eylemlerinin azalmasındaki bir sebep Mehmetçiğin başarılı oparasyonlarıyla militan kaybetmesi ise, diğer sebebi Kuzey Suriye’ye yığınak yapması olsa gerek.

Askeri güç çok önemlidir fakat nihai faktör siyasidir. “Membic” örneğinde de bunu gördük.

Hele de Avrupa, özelde Almanya ile Suudi-Mısır bloku ile yaşanan sorunlar artarsa siyasi faktör daha sıkıntılı hale gelir.

Barzani’nin bağımsızlık ilan etmesi ve Katar krizinde ateşin yükselmesi halinde Türkiye’nin pehlivan gibi değil, bilardo ya da satranç oyuncusu gibi son derece dikkatli, maharetli, hesaplı diplomasiler geliştirmesi gerekecektir.

Başbakan Binali Yıldırım’ın “düşmanları azaltmak, dostlarımızı çoğaltmak” sözü çok doğruydu. Ben de hamasetten rasyonalizme dönüş umuduyla desteklemiştim.

Türkiye’nin Lozan’da kurulan toprak ve egemenlik dengelerini ve milli güvenliğini korumaktan daha önemli bir davası olamaz. Başka konularda “düşman kazanmak”tan sakınıp, bu hayati davada siyaseten güçlü olmak için “dost kazanmaya” odaklanmış bir diplomasiye ekmek su gibi ihtiyacımız var. Bunun yolu siyasi rasyonalizmdir, saygınlıktır, bütün ülkelerle ortak çıkarları geliştirmektir.

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR