Paylaş
Aceleci bir karar olduğu anlaşılıyor. Gazeteci olarak bana da yakınmalar geliyordu. Arkadaşımız Fikret Bilâ’nın sütununda sorunun boyutlarını okuyabilirsiniz.
OHAL kararnamesiyle GATA kapatılıp tesis ve personeli Sağlık Bakanlığı’na bağlandığında MHP Milletvekili Ümit Özdağ, 3 ve 10 Ağustos tarihlerinde iki defa basın toplantısı düzenleyerek terörle mücadele eden, şehitler veren, çok sayıda gaziyi tedavi eden bir ülkede, “askeri tıp” kurumunu kapatmanın çok yanlış olduğunu anlatmıştı.
O zaman pek dikkat çekmedi, partisi bile oralı olmadı.
Sağlık Bakanlığı’nın sağlık hizmetlerindeki başarısı biliniyor. Fakat “askeri tıp” denilince uzmanlık, GATA denilince yüz elli yıllık kurumun kültürü ve hastalarına verdiği manevi güç göz ardı edilemez.
KURUMSAL DEĞERLER
Köklü kurumlarda tarih içinde teşekkül eden “kurumsal kültür, kurumsal hafıza, kurumsal teamüller” gibi değerler çalışanlarda aidiyet duygusu yaratır, iyi ve etkin (efektif) çalışmayı sağlar.
İktisatçı Mahfi Eğilmez’in yazısında okudum; Moody’s tarafından değerlendirmeye alınan verilerden biri “Dünya Yönetişim Göstergeleri” imiş: Hür seçimler, hesap verirlik, istikrar ve güvenlik gibi göstergelerin yanında, “Kamu hizmetlerinin kalitesi... Kurumların siyasi müdahalelerden bağımsız olması... Düzenlemelerin kalitesi” gibi göstergeler...
Geçmiş asırlarda merkezi hükümetin hatta hükümdarın tek başına güçlü olması yetiyordu. Ama çağımızda toplumlar çok karmaşıktır. Kamu kurumları çağımızda sayıca çok arttığı gibi teknik bilgi ve uzmanlık gerektirmektedir. Bu sebepten kamu kurumlarını en iyi yönetenler “liyakat” sahibi olanlardır, “bizden” olanlar değil.
Kurumların evrimi kurumsal kültürün, kural ve teamüllerin kesintiye uğramadan tecrübeyle zaman içinde olgunlaşmasına bağlıdır.
TARİHTEN GELEN KURUMLAR
Gülhane Tıp Akademisi II. Abdülhamid tarafından 1898 yılında kurulmuştu. Kapatılan harp akademileri daha eskidir, 1848’de Abdülmecid tarafından kurulmuştu. Kurtuluş Savaşı’nın bütün kumandanları burada yetişti.
Akademiler Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Darülfünun gibi Osmanlı modernleşmesinin Cumhuriyet’e temel olmuş kurumlarıdır.
2013 yılında Sayıştay’da parlamento denetimi ve Sayıştay konulu bir konferans vermiştim. Sayıştay’ın tarihini yani kurumsal hafızasını yansıtan fotoğraf ve belgeleri gördüğümde, Sayıştay’ın nasıl saygın ve değerli bir “kurum” olduğunu okuduğum kitaplardan daha iyi hissetmiştim.
Bir de üniversite hayatımıza bakalım. 1933 reformu modern bir üniversite yapısı getirirken “bizden” görmediği öğretim üyelerini tasfiye etti. Bunu darbe dönemleri izledi. Bir 28 Şubat YÖK’ünü, bir de bu iktidar dönemindeki YÖK’ü düşünün, bambaşka “bizden”lerdir!
Kurumlaşmıştır, akademik teamüller oturmuştur, diyebilir miyiz?!
GÖZDEN GEÇİRMEK
Güçlü kurumsal hafıza ve kurumsal kültür olmazsa kurumların başına geçen her yeni ekip orayı “kendisinin” gibi görür. Liyakat, etkinlik, verimlilik, hesap verirlik gibi değerler “bizdenliğin” gölgesinde kalır.
Bunun için öteden beri kurumsallığın önemini yazıyorum.
FETÖ kamu kurumlarına çok zarar verdi. Sadece darbe ile değil, kurumsal işlevleri kendi amacı doğrultusunda bozarak... Bununla mücadelenin kalıcı yolu kamu kurumlarında liyakat sistemini gerçekleştirmektir, kurumsal hafıza ve teamülleri güçlendirmektir.
Bence en azından kurumsal kültüre saygı için ve en önemlisi kurumsal etkinlik için GATA ve harp akademilerinin kapatılması kararı gözden geçirilmeli, denetim sistemi düşünülmelidir.
Paylaş