Paylaş
İktisadi konjonktür bakımından en önemlisi, Merkez Bankası’nın (MB) ne ölçüde bağımsız olduğu konusunda oluşan tereddütlerdir. Onun için bu konu ekonomi çevrelerinin odağında.
DIŞ KURULUŞLAR
Moody’s, bu düzenlemeleri “MB’nin para politikasını sıkılaştırma azminin önümüzdeki aylarda zayıflayabileceği” şeklinde yorumladı.
Aynı konuda IMF sözcüsü Gerry Rice, basın brifinginde, Merkez Bankası konusunda “Cumhurbaşkanına daha fazla yetki verilmesi” sorulduğunda şu cevabı verdi:
“Yeni yönetimin; makroekonomik istikrarı güçlendirecek ve dengesizlikleri azaltacak sağlam ekonomik politikalar uygulayacağı hususunda taahhüdünü ortaya koymasına ve
aynı zamanda fiyat istikrarını sağlayabilmesi için Merkez Bankası’nın tam operasyonel bağımsızlığını güvence altına almasına ihtiyaç var.”
(.imf.org/en/News/Articles/2018/07/12/tr071218-transcript-of-imf-press-briefing)
Moody’s, Fitch, IMF... Bunlar milli kuruluşlar değil; Türkiye’ye karşı kötü niyetli olamazlar mı?!
Fakat Bakan Berat Albayrak da “Merkez Bankası’nın bağımsızlığını” ve “hiç olmadığı kadar etkin olacağını” vurgulama gereği duymadı mı? Dün de bu amaçla “eylem planı”nı açıkladı.
Sübjektif niyet tartışmalarıyla vakit geçirmeden sorunu görmek ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konusunda süratle güven yaratmak gerekiyor.
YENİ DÜZEN
703 sayılı KHK ile kamu kurumlarının, bu arada Merkez Bankası’nın kuruluş kanunlarında bazı maddeler yürürlükten kaldırıldı. Ertesi gün Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile bazı yeni hükümler getirildi.
Mesela, Merkez Bankası Başkanı ve yardımcılarının atanmasında Cumhurbaşkanı’nın yetkisi genişletildi.
Bu yetkiler “daha etkin Merkez Bankası” anlayışıyla da kullanılabilir, MB üzerinde siyasetin etkisini arttırmak için de...
Kaygılar, bu ikinci ihtimalden geliyor çünkü siyasetle MB arasında önemli görüş farklarının bulunduğu biliniyor.
NİYE BAĞIMSIZ?
Bizim Merkez Bankası Kanunu’nun 2001 yılında konulan 4. maddesi şöyle:
“Bankanın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Banka, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisi belirler.”
Yani, faizi indirir mi, çıkarır mı, buna MB karar verir.
Ama halka hesap verenler politikacılardır... Evet öyledir ve zaten merkez bankaları halka hesap vermek yani seçimleri kazanmak gibi bir duygunun baskısı olmadan ekonomi ilminin verileriyle hareket etsinler diye bağımsızdırlar.
Uzun tecrübeler göstermiştir ki, siyasette önümüzdeki seçimleri kazanma duygusu çok güçlüdür. Halbuki fiyat istikrarı, enflasyon, döviz falan uzun yılları etkileyecek hayati önemde konulardır.
Onun için bu yetki bağımsız merkez bankalarına bırakılmıştır.
Bu konuda internette Milton Friedman ve Charles A.E. Goodhart’ın araştırmasına bakabilirsiniz.
Türkiye’de Merkez Bankası’nın bağımsızlığının yedi yıldır tartışılıyor olması, fiyat istikrarı konusunun ne kadar uzun vadeli olduğunu gösteriyor. Merkez Bankası’nın mutlaka bağımsız olması gerektiğini de kanıtlıyor.
Bu konudaki tereddütler mutlaka giderilmeli, Merkez Bankası’nın bağımsız olduğuna içeride ve dışarıda güven sağlanmalıdır.
Paylaş