Kurumlara güven

CUMHURBAŞKANI Gül, 17 Aralık’tan itibaren yoğun tartışmalara konu olan sorunlarla ilgili olarak Devlet Denetleme Kurulu’nu (DDK) harekete geçirdi.

Haberin Devamı

Böyle bir şeye ihtiyaç duyması son derece önemlidir.
Yargıya, HSYK’ya, bürokratik kurumlara güven çok sarsıldığı için hayati konuları DDK’nın araştırıp çözümler önermesi gerekmiştir.
Kendimize soralım? Belirli tartışmalı konularda, Türkiye’deki “taraf”ların birlikte güvenebileceği kaç kurumumuz var? Hatta hangi kurumumuz kaldı?
17 Aralık soruşturmasından itibaren ortaya çıkan tartışmalar malum; savcıların değişik işlemleri, tapeler, görevden almalar... Bu konuları araştırmakla görevli kurum yasal olarak hangisidir? HSYK’dır ve suç şüphesi varsa savcılıklardır değil mi? O günlerde şöyle yazmıştım:
“Sadece HSYK değil, savcılık soruşturma açmalı, siyaseten tarafsız bir kurum olarak Cumhurbaşkanı Gül de Devlet Denetleme Kurulu’nu harekete geçirmelidir.”(25 Şubat)

Haberin Devamı

ARAŞTIRILACAK KONULAR

Burada bilhassa önemli olan “siyaseten tarafsız kurum” vurgusudur. Sayın Cumhurbaşkanı’nın “siyaseten tarafsız kurum” olan DDK tarafından araştırma ve denetim yapılmasını istediği konulara, çok özet olarak bakalım:
1- Telefon dinlenme sorunlarının araştırılması, hukuka uygunluğun sağlanması amacıyla inceleme ve denetim yapılması...
2- Yolsuzlukla mücadelede yasal ve kurumsal yapılardaki zaafların incelenmesi, rapor hazırlanması...
3- Kent rantlarının ve imar uygulamalarının araştırılması...
4- Kariyer Meslek denilen istisnai yüksek memuriyetlerle ilgili durumun araştırılması...
5- Basın hürriyetiyle ve açık toplum kavramlarıyla yakından ilgili olan devlet sırrı ve gizlilik düzenlemelerinin araştırılması.
Bütün bu konuların ne kadar hayati olduğu belli. Bütün bu konuları ilgili bakanlıklar veya yine yürütme içindeki bürokratik teftiş kurumları, yargıyla ilgisi oranında HSYK ve ayrıca Meclis’te partilerin kuracağı komisyonlar araştırabilirdi.
Fakat, elinizi vicdanınıza koyun! DDK’nın araştırma ve teftişleri kadar güvenilir olur muydu?

DÜZENLEYİCİ KURUMLAR

İşte Türkiye’nin hayati sorunlarından biri: Kurumlara güvenin aşınmış olması!
Bunun bir sebebi kurumsal yapımızdaki modernizasyon eksikliği olabilir fakat daha önemli sebep, kurumların politize edilmesinin bu kurumlara güveni sarsmış olmasıdır.
Halbuki modern demokrasilerde, işlevleri bilinen yasama, yürütme ve yargı erklerinden başka, mesela Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, BDDK, EPK, Rekabet Kurulu gibi “bağımsız düzenleme ve denetleme kurumları”nın önemi hızla artmaktadır.
Ülkelerin milyarlarca dolar dış yatırım çekebilmesinde, bu düzenleyici kurumların bağımsız ve etkin olması, siyasi iktidarın yapısı kadar önemlidir. Çin gibi siyaseten komünist, totaliter bir ülke 2006’da “yargının bağımsızlığı” reformlarını laf olsun diye başlatmadı.

Haberin Devamı

GÜVENLİ GELECEK

Kurumların, hele de yargı birimlerinin vatandaşlara “eşitlik ve adalet”le değil, siyasi tavırlarla davranacağı şeklinde toplumda şüpheler oluşursa, insanlar yaşama sevincini, enerjisini kaybederler; insanlar güvenilir kurum ve dürüst yetkili arayışına yönelirler. Huzur kalmaz, toplumsal enerji de boşa gider.
Halbuki coğrafyamızdaki bütün kültürel fay hatlarında depremler yaşanıyor. Türkiye kurumlarını güvenilir hale getirmeye, toplamsal barışı tesis etmeye mecburdur. Başka türlü güvenli bir gelecek inşa edemeyiz!
Devlet Denetleme Kurulu’nun açıklanan çalışmalarıyla bu yönde bir çığır açmasını yürekten temenni ediyorum.

Yazarın Tüm Yazıları