Paylaş
Biliyorsunuz, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı... Özgürlükler, kuvvetler ayrılığı, denge ve denetim gibi kavramların evrensel hukuktaki anlamlarıyla anayasa hukukumuza girmesindeki büyük çabasıyla saygın bir anayasa yargıcı.
Cuma günkü yazımda başkanlık sisteminde kuvvetler ayrılığı olabilmesi için Başkan’ın partisi yoluyla yasama organına egemen olamaması gerektiğini anlatan Cemil Çiçek ve Burhan Kuzu’dan alıntılar yapmıştım.
Sistemin “püf noktası”nın bu olduğunu belirtmiştim. Sayın Kılıç bu konudaki görüşlerini anlattı...
SEÇİM YASASI, PARTİLER YASASI
Haşim Kılıç, çok önemli bir öneri getiriyor:
“Başkanlık sistemine dayalı bir taslak hazırlamakta olan iktidar, seçim ve siyasi partiler yasaları hakkında da kamuoyuna bir proje sunarak taahhütte bulunmalıdır.”
Niye?
“Çünkü Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu, olgun bir demokrasi için anayasa kadar önemlidir. Seçim ve Siyasi Partiler Kanunu yasa organının yürütme karşısında varlığını güçlendirdiği oranda kuvvetler ayrılığı ilkesi gerçekleşir... Seçim ve Partiler Kanunu yürütme erkine bağımlı bir yasama yaratırsa kuvvetler ayrılığı etkisizleşir...”
Gerçekten anayasa kadar önemli bir konudur bu.
Hangi sistem olursa olsun, milletvekili adaylarını partinin lideri tayin ediyorsa, o vekiller seçildiklerinde “denetim” yapamazlar, serbest de davranamazlar.
Obama’nın herhangi bir kişiyi senatör adayı yapması hayal bile edilemez. Onun için orada kuvvetler ayrığı ilkesi iyi işliyor. Gerçekten en önemli “püf noktası”dır bu mesele...
AYRINTILI ANAYASA?
Haşim Kılıç’ın ikinci bir önerisi daha var; öneri ya da uyarı:
“Özgürlükler ve yargı bağımsızlığı konuları anayasada ayrıntılı olarak düzenlenmeli...”
Biliyorsunuz, “kısa ve öz anayasa” diye bir söylem var.
Fakat özgürlükler ile denetim ve denge konuları “kısa ve öz” yazılırsa, bunun anlamı, Meclis çoğunluğunun yetkilerini sınırlayan anayasa maddelerinin azalması demektir.
Anayasal yargı denetiminin daraltılması demektir. Kılıç şöyle diyor:
“Hem temel hak ve hürriyetler ayrıntılı olarak düzenlenmeli, hem yargı bağımsızlığının güvencesi olacak anayasa maddeleri ayrıntılı olarak düzenlenmelidir. Türkiye gibi demokratik kurumların yeterli düzeyde güçlü olmadığı ülkelerde anayasalar özgürlükler ve yargı bağımsızlığı konusunda daha titiz olmalı, ayrıntılı düzenlemeler getirmelidir.”
Siyaset kurumu bu çok önemli iki öneriyi gündemine almalıdır.
SEÇİM BARAJI?
İktidarın söyleminde seçim sistemi olarak dar veya daraltılmış bölge var. Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, “Seçim barajı sıfırlanacağı ya da çok sembolik bir orana çekileceği için daha güçlü milletvekilleri gelecek” diyor.
Hayır, baraj ayrı bir sorundur, barajı kaldırmak milletvekilini güçlü yapmaz. Milletvekilinin güçlü olması isteniyorsa, bunun yolu adayları parti tabanlarının seçmesidir.
Sayın Şentop acaba daraltılmış bölge sistemini mi düşürüyor? Fakat MHP buna şiddetle karşı.
Anayasa ve sistem deyince, ne kadar önemli teknik ayrıntılar var görüyor musunuz? Özgürlüklerimiz o ayrıntılara bağlıdır.
NOT: Hafta sonu eşim Tülin’le birlikte Yılmaz Erdoğan’ın “Ekşi Elmalar” filmini izledik. Tek kelimeyle, Yılmaz Erdoğan’ı alkışlıyorum! Sinema tarihimize ve toplumsal kültürümüze böyle bir film kazandırdığı için. Derin sosyolojik boyutları olan özgürlük ve ataerkil otoriterlik sorunumuzu fevkalade sürükleyici, son derece keyifli ve aynı zamanda ıstıraplı bir aile hikâyesinde orta koymuş. Mutlaka ama mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.
Paylaş