Paylaş
MHP de seçim “beyan”ını açıkladı. Metnini okuyup yarın irdeleyeceğim. Cumartesi günü CHP Lideri Kılıçdaoğlu’nun TOBB’daki konuşmasını TV haberlerinde izledim, ilgimi çekti. Tam metnini istedim, gönderdiler. Bugün bunu yazmak istiyorum.
Her zaman ve tabii en çok seçim dönemlerinde liderler rakiplerini kötüleyip kendi siyasetlerini överler. Ben bunları fazla önemsemiyorum.
Propaganda üslubunu aşan ve yüksek fikir düzeyinde önem taşıyan hususlar varsa önemsiyorum.
Propaganda unsurlarını ayıkladığımızda, Kılıçdaroğlu’nun TOBB konuşması böyleydi. Her şeyden önce ‘klasik CHP üslubu’nu aşan bir konuşmaydı.
KURUMLARIN ÖNEMİ
En çok önemsediğim ve bu yazıyı yazmama sebep olan husus, Kılıçdaroğlu’nun demokraside ve ekonomide kurumların önemini vurgulayan sözleridir
CHP lideri Merkez Bankası’nın, Kamu İhale Kurumu’nun, HSYK’nın, yargı bağımsızlığının, Sayıştay denetiminin önemini çok iyi anlattı.
Şu sözlerinin de altını çiziyorum:
“Amerika’ya bakın devasa kurumlar var, sıcak siyaset müdahale etmez. Almanya’ya, Japonya’ya, Fransa’ya, İspanya’ya bakın, sıcak siyasetin müdahale etmediği ama hükümetin verdiği talimatlar çerçevesinde görev yapan kurum kültürleri güçlü oluşumlar var. Biz eğer bunu yapabilirsek demokrasimizi güçlendirmiş oluruz.”
Gerçekten, siyasi iradenin bütün kurumlara hükmettiği devletler sadece “otoriter” değildir, aynı zamanda devlet çarkının iyi ve verimli işlemediği “az gelişmiş” ekonomilerdir.
YÜKSEK TEKNOLOJİ
CHP geleneğinde ideolojik ve soyut kavramlara vurgu çok güçlüdür. Kemalizmin bu yönünü Deniz Baykal da “Siyasal Katılma” adlı kitabında anlatır. Kılıçdaroğlu ise TOBB konuşmasında, “orta gelir, orta teknoloji tuzağı” gibi son derece yeni kavramları kullanarak Türkiye ekonomisini tahlil etti.
Şu sözlerinin de altını çizdim:
“Türkiye’de 500 büyük firmanın yarattığı katma değerde yüksek teknoloji oranını vereyim size, % 2.6. Aynı dönemde diğer ülkelere bakalım. Güney Kore % 22, Tayvan % 45, İsrail % 30, İrlanda % 26, Malezya % 11... Türkiye kaçtı? % 2.6. Orta gelir tuzağı budur.”
Basitçesi, AVM ve beton yığınları yerine teknoloji... Ona göre eğitim ve üniversite.
‘ULUSLARIN DÜŞÜŞÜ’
Dünyanın sayılı iktisatçılarından Daron Acemoğlu’nun James Robinson’la birlikte yazdığı “Ulusların Düşüşü” adlı kitaba Kılıçdaroğlu’nun referans yapmasını önemsememek mümkün mü? Acemoğlu ve kitabı hakkında bu sütunda defalarca yazdım, TV programlarında konu ettim.
Bu kitabı okumadan kalkınma, büyüme, gelir dağılımı, rekabet, hatta modernleşme konularını yeterince anlamak mümkün değildir. “Kurumlar”ın bağımsızlığının önemini anlamak hiç mümkün değildir...
ORTAK AKIL
Siyasi görüş farkları ve pozisyonlar bir kenara, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasındaki bu vurguları rahmetli Turgut Özal heyecanla imzalardı sanıyorum.
Ali Babacan’ın ana temaları içeren, AVM’leri ve inşaat popülizmini eleştiren, katma değeri ve hukuk devletini vurgulayan konuşmalarını hatırlayın.
Tony Blair’in üniversite ve teknoloji konuşmalarını hatırlayın.
Çok benzerlikler vardır. Çağımızda “ortak akıl” bu konularda mutabıktır.
Evet, miting kalabalıkları coşku ve hatta maalesef öfke istiyor!
Fakat bizi kutuplaştıran söylemlerden çok bu konuları konuşabilsek siyasetimiz normalleşecek, rasyonellik düzeyi artacak... Gelişmemiz hızlanacak.
Siyasi hayatımızda böyle kaliteli konuşmaların artması dileğiyle.
Paylaş