Paylaş
KCK bir sivil toplum örgütü, bir dernek, bir vakıf gibi gönüllü ve denetime açık bir yapılanma da değildir.
KCK’da üyelik yoktur, “KCK vatandaşlığı” vardır! Buradan hareketle, KCK Sözleşmesi’nde, yerine getirilmesi mecburi “yükümlülükler” düzenlenmiştir: 10. maddedeki “yükümlülükler”den biri “savunma yükümlülüğü”dür. 14. maddede “halk savunma kuvvetleri” düzenlenmiştir!
31. maddede “Herkes meşru savunma için hazırlıklı olmakla ve meşru savunma çalışmalarını desteklemekle yükümlüdür” denilmektedir! 32. madde “tüm barışçıl eylemler boşa çıkarılırsa, ayaklanma ve özsavunmaya dayalı gerilla savaşları gündeme gelir” hükmü yer almaktadır! 43. maddede “komuta konseyi” düzenlenmiştir!
KCK demokratik midir?
Biri çıksın bu örgütlenmenin demokratik olduğunu söylesin! Demokrasilerde partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının, derneklerin, vakıfların böyle örgütlendiğini anlatsın!
Kim demokrasilerde böyle silahlı ve totaliter örgütlenme özgürlüğü olduğunu söyleyebilir?!
Efendim, Başbakan adına MİT Başkanı Oslo’da örgütle görüşmeler yapmış, devlet “KCK Başkanı Öcalan”la görüşüyormuş... Devlet görüşürken KCK’nın ne olduğunu bilmiyor muymuş?..
Bu sakat bir mantıktır!
Bütün demokrasiler MİT benzeri kuruluşlar vasıtasıyla terör örgütleriyle “terör örgütü” olduklarını bilerek görüşür. Bu, terör örgütlerine yasallık kazandırmaz.
MİT-PKK görüşmelerinin PKK’yı ve KCK’yı yasal kuruluşlar haline getirdiğini biraz hukuka saygısı olan hiç kimse söyleyemez!
KCK demokratik bir yapılanma değil, kendi deyimiyle “ayaklanma ve özsavunmaya dayalı gerilla savaşları”nın kitle içinde örgütlenmesini yapan totaliter bir yapılanmadır.
KCK ve Ergenekon?
Ben hukuku da liberal felsefeyi de okumuş, sindirmiş bir gazeteci olarak belirteyim, KCK soruşturmalarını destekliyorum, Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarını desteklediğim gibi...
“Darbe hazırlığı” ile suçlanan Ergenekon ve Balyoz hakkındaki soruşturmaları, tutuklamaları alkışlayacaksın... “Ayaklanma ve özsavunmaya dayalı gerilla savaşları”nın totaliter örgütlenmesi olan KCK soruşturmasına demokrasi adına karşı çıkacaksın! Olmaz bu...
Ben Ergenekon ve Balyoz hakkındaki soruşturmalarda, tutuklamaların fazla yaygınlaştırılıp sürelerin fazla uzatılarak “ölçülülük” ilkesine uyulmadığını baştan beri eleştiriyorum. KCK soruşturmaları için de böyle düşünüyorum.
Özellikle kitaplarından tanıdığım Büşra Ersanlı ve tanımadığım yayıncı Ragıp Zarakolu’nun tutuklanması büyük yankı yarattı. Basına yansıyan sorular tutuklanmayı gerektirecek nitelikte gözükmediği gibi, böyle terör suçlaması yakışmayan isimlerin tutuklanması, genelinde haklı olan soruşturmanın itibar kaybetmesine yol açmaktadır. Örgütün de amacı zaten hukuk tanımayan bir devlet algısıyla militanlarını körüklemektir.
Ayrılıkçı fikir ve partiler dahil, demokrasi kanalları daha da açılmalıdır; yöntem olarak terörün değil demokratik metotların geçerlik ve yaygınlık kazanması için... Bunun bir yolu da elbette totaliter terör yapılanmalarını hukuk devletinin soruşturmasıdır, yargılamasıdır; evrensel hukuk ölçülerine uygun olarak...
Paylaş