Paylaş
Hillary Clinton’un, Dışişleri Bakanlığı sırasında Türkiye ile yakın ilişkileri olmuştu; Davutoğlu ile senli benli konuşurlardı. Türkiye’ye sıcak bakabilirdi...
Fakat PYD’yi destekleyeceğini açıkladı. Evet, Obama yönetimi de DAİŞ’e karşı PYD’yi destekliyor, Hillary Clinton ise bunun da ötesine geçerek “bazı çevreler” dediği Türkiye’nin tepkisini önemsemeyeceğini şu sözlerle ifade etti:
“Kürtler Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de en iyi ortaklarımız oldu. Bazı çevrelerin bu konuda oldukça endişeli olduğunu biliyorum; ancak bence Kürtler ihtiyaçları olan ekipmanları almalılar.”
Bu, Dışişleri Bakanlığı yapmış birine yakışmayan bir hatadır.
HILLARY BİLMEZ Mİ?
Hillary, Barzani’nin PYD ve PKK’dan nasıl rahatsız olduğunu, PYD’nin Barzani yanlısı grupları bile ezdiğini bilmez mi?
Donald Trump’a karşı liberal demokrasiyi savunan Hillary Clinton, PKK’nın Suriye kolu olan PYD’nin liberal demokrasiyi ve piyasa ekonomisini reddettiğini, “komünal demokrasi” adıyla totaliter bir modeli savunduklarını bilmez mi?
Bu totaliter modeli uygulayarak Rojava kantonlarında etnik temizlik yaptığını hiç duymamış olabilir mi? PYD’nin etnik temizlik yaptığını hem Af Örgütü hem Suriye İnsan Hakları Örgütü açıkladı.
Dahası, Türkiye NATO içinde “müttefik” olmanın ötesinde ABD ile “stratejik ortak” değil mi?
Gelelim Trump’a...
AMERİKALI LE PEN
Birçok ülkede popülist ve otoriter aşırı sağ yükseliyor. “Liberalizmin Ölümü” makalesiyle büyük ses getiren, hatta konjonktürün adını koyan Amerikalı Roger Cohen şöyle yazmıştı:
“Bugünlerde böyle anti-rasyonel güçler her yerde görülüyor; Amerika’da Donald Trump, Fransa’da Marine Le Pen, Rusya’da Vladimir Putin, baştan sona Ortadoğu ülkelerinin çoğu...” (New York Times, 14 Nisan)
Cohen, Trump’ın Putin’i takdir etmesinin dikkat çekici olduğunu da yazmıştı. Sonra Putin de “çok zeki ve yetenekli insan” diyerek Trump’ı takdir ettiğini açıkladı.
Sebep ne olabilir?
Trump’ın dış politikada “başka ülkelerin demokrasi ve insan hakları” gibi konuları değil, “Amerika’nın toparlanmasını” önemseyeceğini defalarca söylemesinin bu karşı muhabbette etkisi yok mudur?
Amerikalı Müslümanları tedirgin eden, Meksika sınırına duvar öreceğini, parasını da Meksikalılardan alacağını söyleyen Trump’ın demokrasi ve insan hakları gibi bir dikkatinin olmayacağı açık. İşte Hillary, Putin’i eleştiriyor, Trump övüyor.
‘TAÇLANAN BAŞ’
Araştırmalarda Hillary önde gözüküyor. PYD hakkında ölçüsüz laflar eden Hillary, “DAİŞ’e karşı Trump’tan daha sert olacağım” mesajını vermek için söylemiş, “seçim popülizmi” yapmış olabilir mi?
Trump daha ideolojik popülizm yapıyor.
Maryland eyaletinde İslam Kültür Merkezi’nin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump’ın İslamofobik konuşmalarını isim vermeden eleştirmiş, Obama’nın Amerikalı Müslümanlar hakkındaki pozitif konuşmalarını övmüştü. (2 Nisan)
Fakat Trump, 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin bastırılmasındaki tavrından dolayı Erdoğan’ı övdü. Bu, seçimleri kazanırsa Türkiye ile Hillary’ye göre daha iyi ilişkiler yürüteceğinin işareti olabilir mi?
Hangisi kazanırsa “taçlanan baş akıllanır” mı?
Hillary ve Trump hakkındaki bu soruların cevapları ancak uygulamada görülebilir.
Yine de Amerika kurumlaşmış bir devlettir, başkanların rolü önemlidir fakat “eksen kayması” çapında olamaz.
Hangisi kazanırsa kazansın Amerika vasat bir başkan tarafından yönetilecek.
Paylaş