Paylaş
En “tarafsız” olması gereken yargıya güven bile Sayın Bülent Arınç’ın dediği gibi “yüzde 20’nin altına” inmiştir!
Sadece yargı değil...
BANK ASYA OLAYI
Kurumlara güven sorununun tipik göstergesi, Bank Asya’nın BDDK kararıyla TMSF’ye devredilmesidir.
Normal, hukuki, tarafsız, teknik bir işlem denilebilir mi?
Sayın Ali Babacan böyle olduğunu söylüyor, çünkü üzerinde kamu sorumluluğu var. Aksini söylemesi BDDK’ya güveni sıfırlar, finans sektörü allak bullak olur.
Fakat 2014 AB İlerleme Raporu’nda da şu satırlar var:
“BDDK aldığı bir kararla, dolaylı pay sahipliği üzerinden bağlantılı kredi kullanımına izin vermiştir. Bu, uygunsuz borç verme uygulamalarına imkân sağlayabilir. Aralık 2013’te ortaya çıkan yolsuzluk iddialarına hükümetin tepkisi çerçevesinde, düzenleyici kurumun üst yönetiminde kapsamlı bir değişikliğe gidilmiştir. Siyasi içerikli kararların alındığı algısı güçlenmiştir...”
BDDK üst yönetiminin değiştirilmesine AB Raporu böyle kuşkuyla bakarsa... Bank Asya hakkında “zaten battı” açıklamalarıyla fili operasyonlar yapılmışsa, sonunda TMSF’ye devrinin “sırf teknik ve hukuki” olduğuna güvenmek kolay değildir.
YARGIYA GÜVEN?
Bu ülkede savcılar, Çarşı Grubu hakkında “darbeye teşebbüs” suçundan müebbet hapis istemiyle dava açtı! Bu ülkede savcılar, cemaat yanlısı kanalların yayınlarını durdurmak için Türksat Genel Müdürlüğü’ne resmi yazı gönderdi! Yargının bu kraldan çok kralcılığına Başbakan Davutoğlu “Hayır, böyle bir şey söz konusu değil” diyerek tepki gösterdi.
Örnekleri sıralarsam koca bir kitap olur.
Yargı, Cumhuriyet gazetesi ve Can Dündar hakkında ağır suçlamalarla soruşturma açtı. Sonucunu kestiremiyorum. Çünkü ülkemizde “hukuki öngörülebilirlik” epey sarsıldı.
Fakat “devlet sırrı” AİHM içtihatlarında “özel hayatın gizliliği” kadar korunmuyor. Devlet işlemlerine ilişkin bir konunun öğrenilmesinde “kamu yararı” varsa, hatta “genel olarak ilgi çeken bir konu” ise AİHM o bilginin bir türlü ele geçirilip yayınlanmasını suç saymıyor. (Roire Kararı No. 29183/95, Radio Twist Kararı No. 62202/00 )
Cumhuriyet gazetesi hakkındaki soruşturma Türkiye’nin basın özgürlüğü alanındaki imajını daha fazla sarsar.
İKTİDARIN GÖREVİ
İktidar tarafsız olması gereken kamu kurumlarını siyasi güdüm altına almanın kendisine kısa süreli yarar sağlasa da bir süre sonra ülkede gerilim yarattığını, güven buhranını derinleştirdiğini, ülkeye de zarar verdiğini görmelidir.
İşte adalete güven, geçmiş hiçbir dönemde bu kadar düşmemişti.
Merkez Bankası’yla kavga faizi mi indirdi, doları mı tuttu?! Sadece Türkiye’nin kurumsal güvenilirliğini zedeledi. Standard and Poor’s, Merkez Bankası’nın “bağımsızlığına yönelik zorluklara” dikkat çekti.
Çeşitli sebeplerden ekonomide sıkıntılı bir dönemdeyiz. Seçim kampanyalarındaki öfke ve husumet dili, adaylara ve bürolara saldırılar...
Dün bütün gün binlerce polis Gezi Parkı için Taksim’e giden büyük yolları kapattı. Nereye kadar polis ve TOMA? Tansiyonu düşürmek en iyi tedbir olmaz mı?
Dışişleri Bakanı iken Ahmet Davutoğlu’nun OECD nezdinde büyükelçilik önerdiği saygın iktisatçı Daron Acemoğlu, Türkiye’de otoriterleşme ve kurumlarda ‘dışlayıcılık’ eğilimi olduğunu yazıyorsa, buna herkesten çok iktidar kulak vermeli.
Bu gidiş iyi değil, tansiyon düşürülmeli, hukuk devleti gibi hareket edilmeli.
Paylaş