Paylaş
Metafizik derken iki şeyi kastediyorum: Biri insanoğlunun tecessüsü, öğrenme enerjisi... Öbürü bilimin ulaştığı “belirsizliğin” muazzam çekiciliği...
Düşünün, bu deney için 20 yıldan beri çalışılmaktadır ve 10 milyar dolar harcanmıştır. Bunun kârla, faizle, kurla, fayda/maliyet hesabıyla ilgisi yok. Bütün bunlar on dört milyar yıl önceki ‘büyük patlama’ konusunda bir şeyler öğrenmek için! Canlılardan sadece insanda bulunan bu muhteşem tecessüse, bu muazzam öğrenme merakına vecd halinde saygı duyuyorum.
Bugün bindiğimiz uçağın, kullandığımız elektriğin, elektroniğin, tıbbın da gerisinde bu ‘yaratıcı teseccüs’ var. Bu tecessüsümüz yaratılışımızdan geliyor.
Belirsizliğin heyecanı
Küçük oğlum ilkokuldayken Oxford’a gezmeye gittiğimizde, onu Newton’un ders verdiği sınıfa götürmüştüm. Sınıftaki heykelinin karşısında o büyük bilgini coşkuyla anlatmıştım. İbni Heysem’den Bacon’a, Galileo ve Newton’dan, Einstein’a ve nihayet “belirsizlik” ve “zorunsuzluk” teorilerinin öncüleri Heisenberg ve Boutroux’ya uzanan muazzam, muhteşem bilim çizgisi...
Tarihteki kahramanların, azizlerin, velilerin “altın halka”sı kadar heyecan verici değil midir?
Bilimin standart tanımı “deney ve gözlem konusu olabilen ve matematikle ifade edilebilen” alanlara ilişkin bilgi ve araştırmalardır.
Çağımızda öyle bir aşamaya gelinmiştir ki, “küçük parçacıklar fiziği”nde bu imkânı kaybediyorsunuz, belirsizlik alanına giriyorsunuz. Fizik felsefecisi James Jean’in deyimiyle, işte o noktada “maddeden ruha geçer gibi olmak” bana heyecan veriyor.
Üç muamma
CERN deneyi ile üç muammaya ışık tutmaya çalışıyorlar:
- ‘Büyük patlama’ anında enerjinin kütleye, maddeye dönüşmesini sağlayan “Higgs Bozonu”nu laboratuvarda bulmaya çalışıyorlar, “İzine ulaştık” diyorlar.
- Varlıkları etkilerinden anlaşılan ve formüle bağlanamayan “anti-madde” ve “kara madde” gibi olgulara da ışık tutacağı bildiriliyor.
- Dahası, evrenin bir başlangıcının ve bir sonunun bulunduğunun kesinleşmesi ve bunun nasıl olduğu konusundaki teorilerin test edilecek olmasıdır.
Fizik, “gözlem ve deney konusu olan ölçülebilir nicelikler”in bilimidir. Metafizik ise, bunun “öte”sinde, deney ve gözlem yapılabilse bile ölçülemeyen ve öngörülemeyen alanla ilgili tecessüs ve sezgilerimizin alanıdır. Teorik, mistik ve felsefi inançlarımız, tasavvurlarımız devreye girer. Metafizik uzun süre bilim karşıtı bir kavram olarak suçlandı, aforoz edildi. Ama artık fizikle metafiziğin iç içe geçtiği bir “belirsizlik” aleminin varlığı açıkça bellidir.
Evrenin yüzde 4’ü
Metafizik bilime yeni ufuklar da açabilmektedir. Karl Popper’in gösterdiği gibi, eski çağlarda ‘atom teorisi’ metafizik bir düşünceydi, artık fiziğin konusudur. Eski İslam kelamcıları metafizik bir düşünce olarak “Kainat hâdistir” (başlı ve sonlu) derlerdi, bu mesele bugün fiziğin konusudur.
Fizikle metafiziğin ilişkisi yaratıcı bir “muamma”dır ve ebediyen sürecektir. Bakın, evrenin sadece yüzde 4’ü hakkında bilgimiz varmış. ‘Külli bilgi’ye nasıl ulaşacağız?!
Paylaş